:3: Dışlanmak

73.3K 4K 824
                                    

Multimedya: Devrim.

Multimedya: Devrim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

:3: Dışlanmak

Kusursuz. İlk birayı bitirdikten sonra ikinciyi de isterken, bakışlarım arada barın kenarında hâlâ karşısındaki adamla konuşan Devrim'e kayıyordu. Adam gerçekten kusursuz denilecek mükemmel yüz hatlarına sahipti. Önemli bir konuşmanın içinde olmalıydı çünkü kaşları ciddiyetle çatılmış ve heybetini göstermek ister gibi duruşunu daha fazla dikleştirmişti. Onu neden dikkatle incelediğim konusu zihnimde büyük bir soruydu aslında. Dakikalardır ondan uzaklaştırmak istediğim bakışlarım yeniden merakla ona dönüyor ve onu inceliyordu. Bu adamla tanışmamızın daha en başından ters düşmüştük ve adam sabah senden hoşlanmıyorum sinyallerini açık bir şekilde göndermişti.

Bakışlarımı locaya, çoktan sarhoşluğun verdiği cesaretle kendinden geçen ekibime çevirdim. Konuşmalar tamamen bel altı yapılmaya başlamış, Filiz bile normalde saçma olarak nitelendireceği şakaları kıkırdayarak dinliyordu. Yüzümü buruşturmamak için zor tuttum kendimi. İkinci biranın sonlarında olsam bile zihnime herhangi bir toz bulutu bulaşmamıştı henüz. Onların aksine tamamen kendimdeydim ve birazdan bu locanın tamamen karışacağını bildiğim için erken davranmalıydım.

"Benden bu kadar." dedim çantamı koltuktan alıp hızlı bir şekilde kalkarken. Saçma bulduğum konuşmayı durdurup, hepsi bana döndüğünde itiraz etmelerine izin vermeden, "Tüm gün acildeydim zaten çok yorgunum. Siz devam edin." Sızana kadar için.

Mert'in yerinden kalkacağını gördüğümde, işaret parmağımı ona uzatıp durdurmuştum. İçime geçen defa yaptığı saçmalık yüzünden bir panik duygusu yayılmıştı. "Sakın yine saçma bir şey yapma, ne olacağını söyledim Mert."

Kısık bir kahkaha atıp kalktığı koltuğa yeniden oturduğunda, ona doğru salladığım işaret parmağımı da indirdim. "Sakin ol kızım ya sadece geçirecektim ama tırnaklarını çıkardığına göre uzak durmak en iyisi." Tüm ekip gülerek tepki vermişti Mert'in cümlelerine. Aslında ortada gülünecek bir şey yoktu. Onlar için tepkim fazla abartılı ve mantık dışı görülebilirdi ama bu hayatta kendimi korumak için elimden geleni yapmamı çok küçük yaşlarda öğrenmiştim. Ailesi olmayan, yalnız büyüyen bir çocuğun başına neler gelebileceğini bilmiyor olmaları doğaldı ama ben biliyordum.

"Hadi git dinlen canım." dedi Gökhan yüzündeki gülüşü saklamadan. Onun da çoktan sarhoşluğun kapısını zorladığını fark etmiştim. Yarın başlarının içinde davul seslerini duyacaklarını bildiğimden, memnun bir şekilde gülümseyerek karşılık verdim. "Bol bol içmeye devam edin." Bu lafıma alınmak yerine yeni bir kahkahanın içine girdiklerinde gözlerimi devirmiştim. Kafalarının şimdiden uçtuğuna yemin edebilirdim. Büyük ihtimalle yarın bundan sonrasını hatırlamayacak duruma geleceklerdi ve ilk karşılaştığımızda 'en son locadan sen ayrılıyordun' diyeceklerdi. Gerisi boşluktu ve bu onları tatmin ediyordu.

Kurt ve KuzuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin