Kendimi sorumlu tuttuğum bir durumdan kaçmak bugüne kadar hayatıma hiç dahil etmediğim bir eylemdi. Defalarca kaçtığım konular olmuş, içinde bulunmak istemediğim durumlar yaşanmıştı ama hiçbiri böyle büyük bir suçluluk duygusunda boğulmamı sağlamamıştı. Şimdi benim yerime bu kararı veren adam, arabayı gecenin karanlığında, yağmurlu bir yolda kullanıyordu.
Devrim. Islak kirpiklerimin açılmasını sağlayarak bakışlarımı ona çevirdim. Bana verdiği ceketinin içinde sıcaklığa sığınmaya devam ederken ve saçlarımdan hâlâ yüzüme doğru inen soğuk damlaları hissederken, onun üşümediğine tam aksine kendi ıslaklığına rağmen kaskatı durduğuna emindim. Aramızda konuşmamıza engel olan sessizliğe imzalanmış bir sözleşme vardı sanki.
Onu böyle bir yola sürükleyenin ben olduğumu biliyordum. Bunu bilmek istemezdim ama bu gece her attığı adımın altına benim imzamı atıyor gibiydi. Tavrı kesindi. Benim tarafımdaydı ve bunu gizlemek için bir çaba sarf etmiyordu.
İçime derin bir nefes çekerken, o adamın hâlâ ameliyatta olup olmadığını merak ettim. Çıkmış olsa Devrim'e haber verirlerdi ama ölmüş olsa... bunu yaparlar mıydı bilmiyordum.
Zihnimde her şey karmakarışıktı ve kendime birazcık olsun huzur için bile küçük bir alan bulamıyordum. Telefonun zil sesi aramızdaki uzun sessizliğin bölünmesini sağlarken bakışlarım ekranda yazan isme odaklandı. Sezgin.
Devrim duraksamadan aramayı reddettiğinde bakışlarım hayretle ona kaymıştı. "Ne yapıyorsun?" Kuruyan boğazımı temizlemek için duraksadım. "Ameliyattan haber verebilirdi." Sesim hiç olmadığı kadar titriyordu ve bu titremenin yağmurun altında ıslandığım için olmadığına emindim.
"İlgilenmiyorum," derken bakışları beni bulmadı. Önüne bakmaya devam etse de üzerindeki gerginliği hissediyordum.
"Devrim?" derken ses tonumdaki şaşkınlığı yüzümdeki ifadeye de bulaştırdığıma emindim. Bir kez yüzüme baksa kolaylıkla görürdü. "Bu benim için çok önemli. Öğrenmem gerek." Anlaması gerekirdi. Nasıl bir duygunun beni kafeslediğini biliyordu.
"Hayır," derken gözleri bir saniyelik de olsa gözlerime dokundu. "Kendini suçlaman için sana daha fazla neden vermeyeceğim."
Dudaklarım aralanıp kapanırken bir an için nasıl tepki vermem gerektiğini çözemedim. "Bu durumdan beni kaçıramazsın," diye fısıldadığımda başımı iki yana sallamıştım. "Her an aklımda zaten."
Devrim gözlerime odaklanırken, "Kötü bir şey olsa aramazdı," dedi görmezden geldiğim bir gerçeği yüzüme vurmak ister gibi. Bu açıklamayı yaptığı için daha çok gerildiğini hissettim. Derin bir nefes aldı. "Sezgin yanımda olduğunu biliyor, seni kötü etkileyecek bir adımı şu anda atmaz." Bir parmağını aniden şakağıma yasladığında, kısa bir anlığa yönünü tamamen bana çevirmişti. Yutkundum. "O kafanın içini sustur artık."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kurt ve Kuzu
RomanceDevrim Karaoğlu hayatımdaki yangını görüp de sessiz kalmayan ilk kişiydi. Beni sevmeyen, hatta bunu belli etmekten çekinmeyen komşum olan bu adam, yangınıma sessiz kalmamıştı. Belki de Devrim Karaoğlu haklıydı. O bir kurt ve ben bir kuzuydum ama D...