:17: "İlk Hediye"
Zihnim büyük bir karanlığın içine çekilmiş, her yeri siyaha boyamıştı. Bir kara kutunun içine kıstırılmış, çıkışı bulmak konusunda yetersiz kalmıştım. Sadece garip bir sıcaklık hissediyordum.
"Abi ben taşısaydım. Dikişlerin açılacak."
"Gerek yok. Sen herkes evden çıktı mı diye kontrol et. Kimse geceyi burada geçirmesin."
"Abi, kalan kalsın işte zaten bizimkiler her zaman yaptıkları gibi depoda çalışmak istiyordu." Kısık sesle konuşan kişiyi tanıyor olmam gerekirdi ama zihnim bir şekilde kendini siyaha adamıştı.
"Saçmalama Kürşat!" diyen adamın kollarının baskısı artınca, kaşlarımı çatarak başımı sert yüzeye biraz daha yasladım. Bu sırada sanırım tutuşunun sert olduğuyla ilgili bir şeyler mırıldanmıştım. "Burası artık benim değil. İnci'nin evinde de tanımadığı adamlar kalamaz. Hepsini gönderiyorsun, depoda olmaları umurumda değil." Konuşan kişi bu sefer ses tonunu kısık tutmuştu ama hiddeti aynı kalmıştı.
Altımda bir yumuşaklık hissederken, başım yastığın yumuşak yüzeyi ile buluştu. Bir rüyanın içinde miydim? Sıcaklık yerini soğuğa bırakmıştı. Soğuk zihnime yalnızlığı hatırlatan en büyük silahtı. Yakınımda benden uzaklaşmaya başlayan bir sıcaklık vardı. Gözlerimi açmak konusunda başarılı olamasam da Sezgin abinin varlığını düşünmek yatağın soğukluğunu biraz olsun geri plana atmaya yetti. Dönmüş müydü? Bedenimi bırakan ellerden birini yakalarken, mırıldandım.
"Saçlarımı okşasana abi, yalnız hissediyorum."
Sessizlik en büyük cevap olmalıydı aslında. Sezgin abi hemen "yalnız olmadığını biliyorsun." diye beni azarlar ama itiraz etmeden elini saçlarımda gezdirirdi. Elini tuttuğum adam öyle yapmamıştı. Zihnim tamamen açılırken, güçsüz tutuşumdan kurtulan büyük elin sıcaklığının kayboluşunu hissettim. Uzaklaşan adım sesleri gözlerimi açmadan cevabı bulmamı sağlamıştı.
Sezgin abi değildi çünkü saçlarımı okşamamıştı.
###
Kirpiklerimi kırpıştırarak açarken, bu sefer karanlıkla değil tamamen aydınlık bir oda karşılamıştı beni. Kendi odamda ve kendi yatağımdaydım. Zihnim karanlığı geride bırakmış, anılar saklandığı yerden çıkmaya başlamıştı. "Şşt.. Sadece biraz uyuyacaksın, güvendesin korkma." demişti en son Devrim. Ardından ensemde bir baskı hissetmiş ve bilincim kapanmıştı. Devrim evime rahat bir şekilde girsinler diye beni bayıltmıştı. Bu gerçek zihnime dikenleri batırırken, kaşlarımı da çatmamı sağladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kurt ve Kuzu
RomanceDevrim Karaoğlu hayatımdaki yangını görüp de sessiz kalmayan ilk kişiydi. Beni sevmeyen, hatta bunu belli etmekten çekinmeyen komşum olan bu adam, yangınıma sessiz kalmamıştı. Belki de Devrim Karaoğlu haklıydı. O bir kurt ve ben bir kuzuydum ama D...