:12: Tercih

64.8K 3.5K 463
                                    

:12: Tercih

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

:12: Tercih

Kan kokusu. Neredeyse yıllardır bu kokuyla bir bütün haline gelen zihnim, denizin kıyılarında dolaşacak kadar uzaklaşmayı seçen bilincime rağmen kokuyu hemen tanımıştı. Kan kokuyordum. Hatta bu koku öyle yoğun bir şekilde burun deliklerime sızmıştı ki, bir ameliyat masasındaki hastadan daha fazla etkilemişti zihnimi.

Sızlayan ama aynı zamanda hissizleşmiş olan bir yanım vardı. Kirpiklerim kan kokusunu tanıyan zihnimden sonra yavaşça açılmıştı. Beklentim hangi yöndeydi bilmiyorum ama gözlerimi sadece bir kez girdiğim Devrim'in odasında, özellikle onun yatağında açmayı beklemediğim kesindi. Hava aydınlık olduğu için odaya düşen ışıklardan net bir şekilde tanımıştım bu odayı. Başımı koyduğum yastıktan gelen baharatlı koku da aslında hiç fark etmeden Devrim'in kokusunu tanıdığımı gösteriyordu.

Üzerimde kalın bir yorgan vardı. Bedenimde hissettiğim yorgunluk, kaç saattir uyuduğumu bilmesem de yeterli gelmemiş olduğunu gösteriyordu. Kendimi her zamanki halimin aksine güçsüz ve boşlukta hissediyordum. Saçlarım beceriksiz bir şekilde toplanmıştı, ki bu da büyük ihtimalle kolumdaki yarayı rahat bir şekilde tedavi edebilmeleri için yapılmış bir eylemdi.

Vurulmuştum.

Artık hızlıca düşünmeye başlayan zihnim çok kolay bir şekilde canımı cam parçaları gibi kesecek olan hatıraları önüme sermişti. Beni korumayan o adamı hatırlamıştım. Yaralı olduğumu umursamadan beni kullanmaya devam etmek isteyen o adamın gözlerindeki öfkeyi hatırlamıştım. Devrim'in onu engellemek için yumruk atması ve bunu herkesin önünde yapması başımı ağrıtacak diğer bir konuydu ama şu an için Mehmet ilk sıramı kaplıyordu.

Devrim'in karışmasıyla Mehmet'in yüzünde oluşan o ifadeyi görmüştüm. O ifadenin nasıl tehlikeli olduğunu daha önce yaşadığım tecrübeler sayesinde biliyordum. Bu durum hiç hoşuna gitmemişti. Öfkesi bir toz bulutundan yanardağa dönüşecek, daha sonra sadece beni yakacaktı. O benim abimdi ama beni en çok o korumamıştı ve bu kez bunu herkesin önünde belli etmişti.

Yattığım yerden doğrulurken, kolumdaki askılık yüzünden biraz zorlanmıştım. Üzerimdeki bordo elbise çıkarılmış yerine erkek tişörtü ve dizlerime kadar uzanan bol bir şort geçirilmişti. Sonunda yataktan kalkabildiğimde bedenimdeki uyuşmaların atılan dikişi hissetmemem için verdikleri ilaç yüzünden olduğunu biliyordum.

Kurşun sıyırmıştı. Evde sadece dikişle hallettikleri için bunu anlamam zor olmamıştı. Nasıl hissetmem gerektiğini bilmiyordum ama cümlelere sığmayacak bir boşluğa düşmüştüm. Bundan sonra kurduğum düzeni nasıl devam ettirecektim en ufak bir fikrim yoktu ama her taraftan savunmasız kaldığımı biliyordum.

Boğazıma kadar gelen hıçkırıkları durdururken, düşünmeyi bıraktım. Şimdi sırası değil İnci. Eve gittiğinde özellikle yalnız kaldığında istediğin kadar ağlarsın ama şimdi değil.

Kurt ve KuzuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin