:21: "Yanılgı"
Sabahın erken saatleri olduğu için sadece toprağa değen adımlarımı duyuyordum. Parmaklarım ellerimin arasındaki çiçek buketini sıkıca tutmaya devam ederken, yıllardır gelmemiş olmama rağmen aradığım kişiyi hızlıca bulmuştum.
Osman Çelik.
Adımlarımı yavaşlatıp, mezarın kenarına doğru ilerlediğimde, beklediğim gibi yıllardır hiç bakılmamış bir mezar yerine tamamen ilgiyle bakılmış bir mezarla karşılaşmıştım.
Ailesi o'nu hiç yalnız bırakmamıştı.
Elimdeki çiçek buketini, toprağının üzerine bırakırken, derin bir nefes alma ihtiyacı zihnimi zorladı. Başıma taktığım siyah eşarbı saçlarım görünmesin diye düzeltirken, mezarın kenarını süsleyen taşa oturmuştum. "Ben geldim.." diye konuştuğumda ses tonum beklediğimin aksine fısıltı gibi çıkmıştı. "Baba."
Toprağı okşamak isteyen parmaklarımı yumruk haline getirdim. Buna hakkım olduğunu sanmıyordum. Görüşümü engellemeye başlayan gözyaşlarım yanaklarımda iz bırakırken, burada ağlamamın sorun olmadığını hatırlattım kendime. Yalnızdım.
"Uzun zaman oldu biliyorum." Burnumu sesli bir şekilde çekmekten utanmamıştım. "Belki de kim olduğumu bile hatırlamıyorsundur."
Ağaçların arasındaki rüzgâr uğultusu bir süre sessizliğime eşlik ederken, öylece oturdum. Konuşmaya başladığımda ses tonumun pürüzlü çıkmasına aldırmamıştım. "Yanına gelmedim baba çünkü yeni bir ailem olduğuna inanıyordum. Senin aksine... beni isteyen bir ailem."
Yanaklarımı ıslatan gözyaşlarını hızlıca silerken, dudaklarıma acı bir tebessüm yayılmıştı. "Ama onların da beni istemediğini görmüşsündür... Bu kızı istememekte haklıymışım dedin mi baba? Ben defalarca dedim çünkü. İstenmemek benim suçum gibi gelmişti. Hep öyle hissetmiştim."
Derin bir nefes alıp, buğulu gözlerimi gökyüzüne çevirdim. Aldığım nefesi geri bırakırken, bir hıçkırık dudaklarımdan kaçmıştı. "Güçsüz olduğum için mutlu oldun mu? Beni böyle sevgisiz bıraktığın için, sevgiye muhtaç hissettirdiğin için mutlu oldun mu?" Zorlukla bir nefes daha alırken, sakinleşmek için biraz duraksamıştım. Buraya bunun için gelmemiştim.
"Senin bıraktığın yara hiç iyileşmedi, unuturum sanmıştım. Beni seven bir aile, hesabıma para bırakıp beni kenara atmış bir babanın açtığı yarayı iyileştirir sanmıştım. Yıllardır tek isteğim sevilmekti ama başaramadım." Gözyaşlarımı kurularken, oturduğum taşın üzerinden kalkmıştım. Kuş sesleri şimdi içimdeki kasvete inat çevreye huzur dağıtıyordu. "Uzun zaman sonra sana geldim çünkü bu yaranın hiç iyileşmeyeceğini kendime göstermem gerekiyordu. Sadece kullanıldığımı kendime hatırlatmam gerekiyordu. Güçsüz olabilirim ama artık sevgi dilenmeyi bırakacağım baba."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kurt ve Kuzu
RomanceDevrim Karaoğlu hayatımdaki yangını görüp de sessiz kalmayan ilk kişiydi. Beni sevmeyen, hatta bunu belli etmekten çekinmeyen komşum olan bu adam, yangınıma sessiz kalmamıştı. Belki de Devrim Karaoğlu haklıydı. O bir kurt ve ben bir kuzuydum ama D...