:14: "Yenge"
Öfkenin büyük bir sis gibi yayıldığı önceki yolculuğun aksine, eve dönüş yolu tam tersi bir sakinlikle geçiyordu. Devrim beni arabaya yerleştirdikten sonra kendisi de yanıma geçmiş ve o karanlık sokaktan Kürşat'ın bizi çıkarmasını sağlamıştı. Geçirdiğim sinir krizinin yarattığı etkiyi arabanın her köşesinde hissedebiliyordum.
Devrim bakışlarını dışarıya çevirmiş, dalgın bir şekilde parmaklarını sakallarında gezdiriyordu. Arabaya oturduğundan bu yana bakışları bir an olsun benim üzerime değmemişti. Sanki bu konuda tereddütleri var gibiydi.
Sessizliğim ikili için daha fazla soruna neden olmuş gibi Kürşat'la Devrim'in bakışmalarını da yakalamıştım arada. Bu hareketleri bana durumu konusunda henüz bilgim olmayan bir hastaya nasıl yaklaşacağımı bilemediğim zamanları hatırlatmıştı. Şu an güçten düşmüş bedenim ve arabanın koltuğuna yaslanmış başımla onlar için nasıl davranacaklarını bilemedikleri bir vakaydım muhtemelen.
Daha fazla onları tedirgin etmemek için oturuşumu dikleştirip, başımı yasladığım koltuktan kaldırdım. Ağırlaşmış göz kapaklarımı açık tutmak için elimden gelen tüm çabayı gösterirken, sessizliği de bozmuştum.
"Sezgin abi merak etmiştir." dedim cümleyi arabanın ortasına bırakarak. Yaşadığım patlama ikisiyle de göz teması kurmamı engelliyordu. Hayır, geçmişimden utandığım için değildi bu kaçışım. Sadece çok fazla ileri gitmiştim. Bu sinir krizinin hedefi Devrim olmamalıydı, yoğun bir şekilde hissettiğim hayal kırıklığının da merkezinde Devrim yer almıyordu ama ben buna rağmen tüm öfkemi ondan çıkarmıştım.
En başından suçlu bendim. Kendime bir çıkış yolu bulmak için Devrim'in sorumluluklarını bilmeme rağmen onu da bu işin içine çekmiştim. Bir aptal gibi.
"Evde bekliyordur hepsi, merak etme." dedi Devrim temkinli bir tonla. Sanki yeni bir sinir krizinin kapıda durduğunu düşünüyor ve bunu önlemeye çalışıyordu.
Bakışlarını bu sefer üzerimde hissetsem de aynı şekilde karşılık veremedim. Bunun yerine kucağımda tuttuğum elime odaklanarak, düşüncelerin içinde kaybolmaya devam etmeyi seçtim. Sezgin abiyle konuştuğumda beni anlayacağını biliyordum ama yemek konusunda beni önceden uyardığı için içten içe kendimi suçlu hissediyordum. Onu dinlemeliydim.
Ve Mirza da vardı.. Mirza'nın tepkisini düşünmek bile tüylerimin ürpermesini, zihnimin duraksamasını sağlıyordu. Onun için şimdi kesinlikle Devrim'in görevi için büyük bir engeldim. Adam haklı İnci.
"Kürşat, torpido gözünde ıslak mendil olmalı."
"Bakıyorum abi." diye karşılık veren Kürşat, gözlerini yoldan ayırmadan ıslak mendili bulup, Devrim'e uzatmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kurt ve Kuzu
RomanceDevrim Karaoğlu hayatımdaki yangını görüp de sessiz kalmayan ilk kişiydi. Beni sevmeyen, hatta bunu belli etmekten çekinmeyen komşum olan bu adam, yangınıma sessiz kalmamıştı. Belki de Devrim Karaoğlu haklıydı. O bir kurt ve ben bir kuzuydum ama D...