Ellerimin arasına bırakılan, patlayacağından emin olduğum bilginin varlığı zihnimi çoktan parçalara ayırmış, yankısı yüzünden kulaklarımı sağır etmişti. Devrim'le göz teması kuramadığım her saniye büyümeye başlayan paniğim de zihnimin parçalara ayrılışına ortak olurken, beklemeye devam ettim. Sessizliğim aslında alacağım cevaplardan korktuğum içindi.
Devrim, yüzündeki ifadeyi gevşettiğinde, başını sallamıştı. "Onur duyarım," dedi dudaklarına bir gülümseme eklerken.
"Ahmet Özkan'la ilgili yapacağın plan belli mi?" Engin bey koltukta oturmaya devam ederken, kıstığı bakışları önce Devrim'e ardından bana dokunmuştu. "Senin tek bir hedefin yok. Özkan'ları bitirmek de bu işin parçası olabilir ama tüm dikkatini sadece bir hedefe veremezsin. Liste uzun biliyorsun. Sonuna ulaşana kadar kimliğini açık edemezsin."
"Ahmet Özkan'la ilgili yapacağım bir plan yok," dedi Devrim katı bir tutumla. Yüzündeki gevşeme yeniden bir ciddiyete dönüş yapmıştı. Engin bey bu tutumu beklemiyor olacak ki, bir anlık bocaladı. "İnci'ye destek olup, onu korumaktan başka da bir planın içinde değilim. Değiliz. Onu bitirme görevi İnci'ye ait." Bakışları salona girdiğimizden bu yana ilk kez bana dokunduğunda, bana açık kapı bıraktığı gözlerinde ilk kez hiçbir şey okuyamadım. Bu zihnimin de benim için bir oyunu olabilirdi.
Sadece gözlerimi kapatıp, açarken onu onayladığımı belli etmiştim. Konuşamıyordum. İçimde çözülmek için bekleyen acı zihnimi sağır etmiş gibiydi.
Bu sırada bir koruma hızlıca kapıdan girmişti. "Abi, Pusat abi sana ulaşamıyormuş. Mekânda bir sorun var," diye elindeki telefonu uzattığında, Devrim'in üzerimde olan bakışları korumaya çevrildi. İki adımla telefonu eline aldığında, salondan dışarı çıkmıştı.
"Çok özür dilerim ama bunu sormak zorundayım. İnci'ye bir görev verecek kadar nasıl güveniyoruz? Yıllardır aynı evde yaşadığı adamın örgütle çalıştığını öğrendik az önce." Derya'nın duyduğu her cümleden sonra sertleşmiş ifadesi sonunda patlaması için bir nedene dönüşmüş gibiydi.
"İnci benim kardeşim," diye araya girdi Sezgin abi. Kaşları çatılmış, Derya'ya onu anlamadığını belli edecek bir şekilde öfkeyle bakıyordu. "Özkan'larla yaşamış olabilir ama onu ben büyüttüm. Burada neyi sorguluyorsun sen Derya?"
"Hiçbirimizin ailesi görevlerimizin içine girmedi." Derya'nın bakışları Sezgin'den çok Engin beyin üzerindeydi. "Hepimiz aileden olanlara güveniyoruz ama görev başka bir şey. Örgütle çalışan bir adamın kızından bahsediyoruz burada."
"Kızı değilim." Hakkında konuştuğu kişi ben olmama rağmen bakışlarını benden başka herkeste tutması canımı sıktığı için, bakışlarımı ona diktim. "Ahmet Özkan'ın kızı değilim," diye vurguladım tamamen anlasın diye. Onunla aynı cümlede geçmek bile midemi bulandırıyordu. "Bana olan güvensizliğini istediğin kadar konuşabilirsin ama benden onun kızı diye bahsetme. Bu konu üzerinden beni yargılama hakkını artık kimseye vermiyorum." Yeterince canımı yakmışlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kurt ve Kuzu
RomanceDevrim Karaoğlu hayatımdaki yangını görüp de sessiz kalmayan ilk kişiydi. Beni sevmeyen, hatta bunu belli etmekten çekinmeyen komşum olan bu adam, yangınıma sessiz kalmamıştı. Belki de Devrim Karaoğlu haklıydı. O bir kurt ve ben bir kuzuydum ama D...