6

1.5K 143 28
                                    

Jisung'dan

Elimde dosyalarla yoğun bakıma doğru yürüyordum. Sabah gelen hastayı kontrol etmem gerekiyordu. Vurulmuştu ve bu durum normal bir durum değildi. Nasıl vurulduğunu bilmiyorum ama kalbine yakın bir yerden vurulması normal olmadığını kanıtlıyordu. Adamı öldürmek için mi vurmuşlardı yoksa kaza kurşunu mu bilmiyorum. Hastaneye vurulma vakasıyla gelen çok fazla insan vardı. Genelinde kaza kurşunu olduğu söyleniyordu. Daha önce hiç vurulma vakasında bulunmamıştım. Daha yeni idim bu hastanede tabii ki fazla ameliyata girmedim!

Düşünce dalmış bir şekilde yoğun bakımın önüne gelmiştim. Sürgülü kapının açılmasıyla içeri girdim. Rutin kontrolleri yapıp serumu yeniledim. Yapmam gereken her şeyi yaptıktan sonra çıkmak için hareketlendim fakat durdum. Neden olduğunu bilmediğim bir şekilde kendimi durmak zorunda hissettim.

Yatakta solgun bir şekilde yatan minho'ya baktım. Beyaz tenini inceledim kısa bir süre. Güzel görünüyordu. Nasıl biri olduğunu merak ettim. Neden şu an bu durumda? Nasıl vuruldu? Kim bu lee Minho? Peki bunlardan bana ne? Ne diye bu adamı merak ediyorum?

Sorularımı bir kenara atarak yoğun bakım ünitesinden ayrıldım. Yavaş adımlarla abimin odasına gittim.

Kapıyı açtığımda şaşırmadım. Abim her zamanki gibi uyuyordu. Yorgun olduğunu düşünerek ses yapmamaya özen gösterdim. Sabah uzun bir ameliyata girmişti ve hiç durmadan başka bir ameliyatta daha bulundu.

Koltukta yatan abimin üstüne odasından asla ayırmadığı battaniyesini örttüm. Herkesin bir vazgeçilmezi vardır. Abimin ki ise uykusudur. Hayır uykuyu bu kadar seven bir insan nasıl doktorluk yapabiliyor anlamıyorum.

Abimi izlemeyi kesip odadan ayrıldım. Abim benim idolüm. Yaptığım her şeyde onu örnek aldım. Hangi okulda okuduysan orada okudum. Şu an doktorsam o doktor olduğu için. Polis olsaydı polis olurdum, öğretmen olsaydı öğretmen, hangi mesleği yaparsa yapsın onu yapardım. Buna kıskançlık diyebilirsiniz belki ama ben buna hayranlık diyorum. Babam ve annem abimi benden hep daha fazla sevdiler. Onunla hep gurur duydular, benimle ise utanç. Abim ağlardı ona sarılırlardı, ben ağladığımda ise yüzüme bakmazlardı. Bana hep fazlalık gözüyle baktılar. Ama abim onlar gibi yapmadı bana asla. Ben ağladığımda abime gider sarılırdım, korktuğumda hep abime giderdim. Oda bana sarılır korurdu her şeyden. Ben karnelerimi anneme ve babama götürmez abime götürürdüm. O gurur duyardı benimle. "Annen mi, baban mı?" sorusuna benim cevabım hep "abim" olurdu. Abim olmasaydı yaşayamazdım. Şu anda yaşıyorsam abim sayesinde.

Ben düşüncelere dalmış bir şekilde yürürken karşıdan gelen hyunjin'i görünce adımlarımı hızlandırıp yanına ulaştım. Beni görünce yüzüne bir gülümseme yerleştirdi. Uzun pembe saçlarını arkaya atarak elindeki dosyaları göğsüme vurarak konuştu.

"Nerdesin sen her yerde seni arıyorum?" Kaşlarını çatmış vereceğim cevabı bekledi.

"Yoğun bakımdaydım. Sen beni neden arıyordun?"

"Şu sabah gelen hasta var ya hani." Anlamayarak yüzüne baktım. Sabah gelen bir sürü hasta var.

"Hangi hasta? Sabah bir sürü hasta geldi buraya."

"Vurulma vakasıyla gelen hastadan bahsediyorum. Hani ameliyatı 7 saat süren hasta."

"Lee minho?" Hastanın adını söyleyince önce bir düşündü ardından da parmaklarını şıklatarak konuştu.

"Evet, evet Lee minho."

Merakla sordum. "Evet ne olmuş? Az önce kontrol ettim iyiydi. Bir şey mi oldu?"

Ellerini havada hayır anlamında sallayarak cevapladı beni. "Hayır, iyi şu an. Bir değişiklik yok durumunda."

"O zaman ne oldu?"

"Sadece neden vurulduğunu merak ettik." Çoğul eki kullanınca kimlerle birlikte merak ettiğini sormadan edemedim. "Ettik? Kaç kişisiniz?"

"Ben ve felix işte. Sabahtan beri hastanenin içinde bu adamın dedikodusu dönüyor. Haliyle biz de merak ettik." Bu dedikoduları ben niye duymadım hiç? Ayrıca ne diye bu kadar merak ediliyor ki adamın neden vurulduğu? Size ne kardeşim?

Benim cevabımı bekleyen arkadaşımı cevapladım. "Bilmiyorum. Sadece vurulduğunu biliyorum. Sebebini bilmiyorum. Ayrıca ne diye bu merak? Kim konuşuyor bunları?" Sinirime hakim olamayarak sesimi biraz yükselterek konuştum. Hyunjin de sinirimi anlayarak beni sakinleştirmeye çalıştı.

"Sakin ol. Nereye gitsem bu hastadan bahsediyorlar. Bir de onun için bekleyenlerden." Bıktım bu hastanenin bu hallerinden gerçekten. Hayır çekip gidemiyoruz da.

"Adam orada can çekişiyor onlar dedikodu peşinde. Hiç utanmaları da yok."

"Tamam boş ver artık. Ben gidip abimi bulayım. En son evden çıkarken gördüm daha da görmedim. Sen abimi gördün mü?"

"En son bahçe de görmüştüm."

"Tamam, sonra görüşürüz." El salladı ve geldiği yöne gitti. Ben de hastalarıma bakmak için tam tersi yönde ilerledim.

Medyadaki şarkıyı dinlemenizi tavsiye ederim.

İyi okumalar~

Doktor ve mafya/Skz Bts Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin