40

763 89 16
                                    

Önceki bölümü okuduğunuzdan emin olun~

Changbin gözlerini açtığında sağ omzundaki ağrıyı hissediyordu. Ama ağrıdan daha önemli bir şey vardı. Yanından gelen düzenli nefes sesleri. Kim olduğuna bakmak için kafasını sola çevirdiğinde yanında bir meleğin uyuduğunu görmüştü.

Şu an gördüğü manzara ona sanki cennetteymiş gibi hissettiriyordu. Mümkün olduğunu düşündü. Dün o kadar çok acı çekmişti ki ölmüş olduğunu düşünmesi normaldi.

Sarı saçları siyah çarşafa dağılmış, üstünde changbin'e ait kıyafetlerle melek gibi uyuyordu felix. Güneş yüzüne vuruyordu ve yüzüne orantılı bir şekilde dağılmış yıldızları parlatıyordu. O an changbin felix'i ömrünün sonuna kadar bu şekilde izleyebileceğini düşünmüştü.

Ne kadar süre felix'i izlemişti bilmiyordu ama felix'in kıpırdanmasıyla gülümsemişti. Changbin her sabah bu görüntüyle uyanmak istemişti.

Felix gözlerini açtığında pürüzlü sesiyle konuştu changbin. "Günaydın lixie~"

Felix başta neler olduğunu kavrayamasada daha sonra geceyi hatırlamıştı. "Günaydın hyung. Yaran nasıl? Acıyor mu?" Felix yavaşça yatakta oturur pozisyona geçti.

Changbin de doğrulmak için hareketlendiğinde felix yardım ederek oturmasını sağlamıştı. O sırada felix changbin'in üstünün çıplak olduğunu fark etmişti. Bütün gece o kadar hareketliydi ki fark etmemişti bile. Yanaklarının ısındığını hissederek ellerini changbin'in çıplak göğsünden çekmişti.

"İyiyim merak etme. Acımıyor yaram. Onu geçte sen bütün gece yanımda mıydın?" Changbin asıl merak ettiği konuya geçmek istemişti hemen.

"Bütün gece değildi. Üç saat sadece." Felix saate baktığında 7 olmak üzere olduğunu gördü. "Niye bu kadar erken kalktın ki hyung? Daha fazla uyuman gerekiyor."

"Uyurum sonra. Abin bir şey demedi mi burada kalmana?" Changbin, jungkook'un felix'in burada kalmasına nasıl izin verdiğini merak ediyordu. Ama bilmediği bir şey vardı. Felix de bilmiyordu.

"Bilmiyorum ki. Taehyung hyung abimle yalnız konuştu. Sonra da abim kalmama izin verdi."

Flashback jungkook'dan

"Dur. Gitmeyin. Neredeyse güneş doğmak üzere. Burada kalın." Duyduğum sesle arkamı döndüm.

"Hayatta olmaz." Benim söyleyeceğim şeyi hyunjin söyleyince sessiz kaldım. Kollarımı göğsümde birleştirerek tek kaşımı kaldırdım.

"Birazdan sabah olacak zaten. Kalın burada. Felix yorulmuştur hem." Taehyung konuştuğunda arkasında kalan kardeşime baktım. Gözlerinden uyku akıyordu. Ama tanımadığımız adamların evinde kalacak değildik. Ayrıca hyunjin'in de jeongin'le daha fazla yan yana kalmasını istemiyordum.

"Olmaz. Neyin nesi olduğunu bilmediğimiz adamların evinde kalmayacağız." İçimden geçirdiğimi dışa vurarak kalmayacağımızı söylemiştim.

"Beni tanıyorsun ama hyung." Asla sesini duymak istemediğim kişi konuşunca sert bakışlarımı ona yönlendirdim.

"Kes sesini. Burada en tanımadığım kişi sensin. Ayrıca bana sakın hyung falan da deme." Benim konuşmamla susmuştu. Ortamda bir sessizlik oluşmuştu ama kısa sürmüştü.

"Seninle özel olarak konuşabilir miyiz?" Taehyung'un sesini duyunca gözlerimi kısarak ona baktım.

"Hayır. Konuşamayız." Ben kapıya gitmek için arkamı döndüğümde kolumdan tutularak çekilmiştim. Ben daha karşı koyamadan çoktan kendimi bir odada bulmuştum bile.

Doktor ve mafya/Skz Bts Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin