13

1.1K 117 8
                                    

3. Kişi anlatımından

Felix ve changbin kafeteryada oturmuş kahve içiyorlardı. Felix ilk başta olan çekingenliğini biraz olsun atmış ve changbinle daha rahat konuşmaya başlamıştı. Changbin, başta yalnız başına oturan gencin yanına geldiğinde aklında sadece onu korkutmak vardı ama genci beğenmişti ve biraz daha konuşmak istemişti.

İki genç konuşurken felix hızla gelen abisini görmüş ve kaşlarını çatmıştı. 'Neden bu kadar sinirli gözüküyor? Bir şey mi oldu?' Felix aklından bunları geçirirken changbin felix'in nereye baktığa bakmak için arkasını döndü. Onlar ne olduğunu anlamaya çalışırken jungkook çoktan yanlarına gelmiş felix'i kolundan tutarak oturduğu yerden kaldırdı ve arkasına çekti. "Kimsin sen?" Jungkook sinirli bir şekilde bağırarak konuşuyordu.

Changbin ne olduğunu anlamamıştı. Kaşlarını çatmış, en sert yüz ifadesini takınmıştı. "Asıl sen kimsin de onun kolunu böyle çekebiliyorsun? Bırak felix'i." Jungkook'un üstüne yürüyerek arkasındaki felix'e uzanmaya çalışmış ama önündeki jungkook yüzünden ulaşamamıştı. Jungkook kardeşini arkasına iyice saklayarak önündeki adamı ittirerek uzaklaştırdı. "Ben onun abisiyim. Şimdi cevap ver. Kimsin?" Jungkook dişlerini sıkarak konuşmuştu.

Changbin jungkook'un arkasındaki bedene bakarak onaylamasını bekledi. Felix abisinin arkasından çıkarak abisine güven verici bir gülümseme verdi. Changbin'i gösterdi. "Hyung bu changbin." Changbin'e dönerek abisini gösterdi. "Changbin bu da abim jungkook." Tanışma faslını biterek abisine döndü. "Hyung endişelenmen gereken bir durum yok. Sadece kahve içiyorduk."

"Nasıl endişelenmem gereken bir durum yok? Tanımadığım bir adamı senin karşında görünce nasıl korktum senin haberin var mı?!" Sesini yükselterek konuşunca bütün gözler üzerlerine dönmüştü. Felix abisini sakinleştirmek için omuzlarından tutarak güven verici bir şekilde sıktı. "Korkma tamam mı? İyiyim ben."

Felix abisinin neden bu kadar korktuğunu anlayabiliyordu. İnsanlarla konuşamazdı ve jungkook bunu gayet iyi biliyordu. Kardeşini kendine çekip sıkıca sarıldı. Bir süre sarıldıktan sonra ayrıldılar.

Jungkook, kardeşinin iyi olduğuna emin olduktan sonra onları izleyen adama döndü. Kardeşine sıcak davrandığı gibi bu adama da sıcak davranacak değildi. Sert bakışlarını ile changbin'e bakmaya devam etti.

Changbin ise felix'e bakıyordu. Işıldayan gözlerle abisine bakıyordu ve changbin bu bakışları çok sevmişti. Farkında bile değildi felix'i izlediğinden.

Jungkook changbin'in kardeşine baktığını anlayınca kaşlarını çattı. 'Bu adam ne diye bakıyor kardeşime?' Diye düşündü. Tam adama yeniden bağırmaya başlayacaktı ki başka bir ses daha ortamda duyuldu.

"Changbin!" Changbin'in çok iyi bildiği derin ses kardeşleri korkutmuştu. Özellikle de felix'i.

Changbin abisinin buraya geldiğini görünce felix'i korumak istedi. Abisi sinirli gözüküyordu her zamanki gibi. Felix'in korkacağını bildiği için abisini uzaklaştırmak bile istedi.

"Ne yapıyorsun burada? Sana j-hope hyung'un yanında durmanı söylemiştim!" Kırmızı saçlı adam bağırarak konuşuyordu. Changbin ise abisi bağırdığı için sinirlenmişti. "Hyung bağırma. J-hope hyung'un yanında i.n vardı. Biraz hava almak istedim sadece."

İkilinin tartışmasını izleyen Lee kardeşler ise olayı anlamaya çalışıyordu. Aslında sadece jungkook anlamaya çalışıyordu çünkü felix tanımadığı adam birden changbin'e bağırmaya başlayınca ürkmüştü. Jungkook 'bunlardan kaç tane daha var?' Diye düşündü.

Kırmızı saçlı genç, Lee kardeşleri fark edince kaşlarını çattarak kardeşine baktı. 'İki doktorla burada durmuş ne konuşuyorsun acaba canım kardeşim?' Bakışlarıyla changbin'e baktı. Changbin, abisinin bakışlarını anlamasına rağmen bir açıklama yapma gereği duymayarak felix'e baktı.

"Hey felix!" Ona bakmayan gence seslenerek bakmasını sağlamıştı. Abileri ise bakışmakla meşguldü.

Ona bakan gence telefonunu uzatarak konuştu. "Numaranı yaz. Seninle konuşmaya devam etmek istiyorum." Felix kendisine uzatılan telefonu alarak numarasını girdi. Tam geri uzatırken abisi tarafından telefon elinden alındı. Felix daha ne olduğunu anlayamazken abisinin changbin'in yakasına yapıştığını fark etti.

"Uzak dur kardeşimden!" Jungkook'un yaptıklarıyla zaten üzerlerinde olan bakışlar artık fısıldamaya da başlamıştı.

Changbin bir şey yapmadan mor saçlı gence bakıyordu. Ama abisi bakmakla yetinmeyerek jungkook'un kollarını kardeşinin yakasından çekerek itti. "Asıl sen kardeşimden uzak dur! Kardeşime bağırma hakkını sana kim veriyor?!"

Jungkook kızıl saçlı gence sinirlenerek üstüne saldıracaktı ki araya giren kardeşiyle durmak zorunda kalmıştı. Changbin de abisini sakinleştirmeye çalışıyordu.

"Hyung sakin ol lütfen." Ağlamaklı ses jungkook'u kendine getirmişti. Kardeşinin yanında kavga ediyordu. Felix'in gözlerinin dolduğunu görünce kardeşine sarıldı.

"Özür dilerim. Kavga etmemeliydim. Kimse kimseye bir şey yapmayacak. Ağlama sakın." Felix'i yatıştırıcı ses tonuyla söylemişti sözlerini. Felix de yatışmıştı çoktan. Gelen gözyaşlarını geri göndererek abisinden ayrıldı. Yerde olan telefonu alarak changbin'e uzattı. "Abim adına özür dilerim." İkilinin önünde eğilerek özür diledi. Jungkook tekrar sinirlendiğini hissediyordu.

"Eğilme felix. Kimse adına özür de dileme sakın." Changbin felix'e dokunmak istese de dokunmadı. "Bir daha ki konuşmamızda abin olmaz umarım." Felix'in kulağına doğru fısıldadı. Felix gülerek kafasını salladı. 'Bir daha buluşacağız.'

Jungkook artık bu sahneye dayanamayarak felix'in kolunu tuttu. "Gidelim artık." Felix abisini onaylayarak giderken arkasını dönerek changbin'e el salladı. Changbin de gence el sallayarak gözden kaybolmalarını izledi.

"Sana inanamıyorum..." Abisi changbin'e onaylamaz bakışlar atarak kafetaryadan ayrıldı. Changbin de abisinin peşine takılmıştı. Aklında ise sadece felix vardı.

İyi okumalar~

Doktor ve mafya/Skz Bts Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin