66

513 77 12
                                    

İki bölüm boyunca minho'nun yaptıkları

"Jungwoo evdeysen geliyorum, değilsen eve geç. Lazımsın. Geldiğimde bilgisayarın açık olsun." Minho cevap almadan telefonu kapatıp yan koltuğa attı ve gaza bastı.

Jungwoo minho'nun yakın arkadaşıydı. Şu an ona gitmesinin sebebi ise jungwoo'nun bir hacker olmasıydı. Jisung'u bulsa bulsa o bulurdu. Minho böyle düşünüyordu.

Jungwoo'nun evine son sürat giderken hiçbir trafik kuralına uymamıştı. Kırmızı ışıkta geçmek mi dersin, hız kuralına uymamak mı dersin yapmadığı kalmamıştı. Neyseki kaza yapmamıştı. Gerçi bunların hiçbirini umursamıyordu. Umursadığı tek şey jisung'du.

Yirmi dakikanın sonunda arkadaşının evine varmıştı. Arabasını bahçenin ortasına öylece bırakıp koşarak villanın kapısına gitti. Kapıyı yumruklayarak çaldı hızlıca.

"Ya kapıyı kır amına koyayım!" Kapının arkasından söylenen kişi jungwoo'dan başkası değildi. Minho arkadaşının ettiği küfüre göz devirdi. Acelesi olmasa küfür etmeyi gösterirdi ona.

Kapı sonunda aralandığında hızla içeri girdi minho.

"Ne alacağın var bende de alacaklı gibi çalıyorsun kapıyı?" Jungwoo alayla konuştuğunda minho'nun sert bakışlarıyla karşılaşmıştı. Karşılaştığı bakışlar yüzündeki gülümsemeyi silmişti.

"Şu an hiç dalga geçmenin sırası değil. Bana birini bulman lazım." Minho salona doğru yürüdü seri adımlarla. Salonun ortasında öylece duruyordu.

"Kolay. İsim soyisim ver bulayım hemen." Jungwoo minho'nun arkasından salona girerken konuşmuştu.

"Öyle değil. Yer tespiti yapacaksın."

"O da kolay. Numarasını biliyorsan tabii."

"Öyle de değil." Dedi minho kendini koltuğa atarak.

"Nasıl bulacağım ben o zaman amına koyayım? Uydudan mi yer tespiti yapmamı istiyorsun? Onda da numaraya ihtiyacım var bu arada." Koltuğa oturup açık olan bilgisayarını dizlerinin üstüne koydu.

"Hani bir keresinde benim saatimin içine çip koymuştun hatırlıyor musun? Gri bir saatti. Ben sürekli habersiz gidiyorum diye benden gizli saatime çip koymuştun."

Jungwoo kaşlarını çatarak düşündü biraz. Bir dakikanın ardından ise parmağını şıklattı. "Hatırladım hatırladım. Hoseok hyung sen kaybolup gidiyorsun diye koymamı istemişti."

"Heh işte o saatten birinin yerini bulacaksın."

"Saati mi çaldırdın?" Jungwoo klavyede parmaklarını gezdirmeye başlarken sormuştu.

"Sincabımı çaldırdım." Minho'nun söylediğiyle parmakları durdu ve anlamaz bakışlarla baktı jungwoo.

"Nasıl?"

"Sen işine devam et, ben anlatırım o sırada."

"İyi anlat bakalım." Jungwoo tekrar işine dönerken kulakları arkadaşındaydı.

"Vurulduğum zamanı biliyorsun."

"Geçmiş olsun bu arada kanka. Ziyarete hastaneye geldim ama uyuyordun o sırada. Mavi saçlı bir doktor iyi olduğunu söyledi diye durmadım ama gelecektim eve ziyaretine. Vaktim olmadı bir türlü." Jungwoo arkadaşına saniyelik bakışlar atarak klavyede parmaklarını gezdirmeye devam ediyordu.

"Bayağa erken oldu sağol(!) Neyse ne. O mavi saçlı doktoru arıyorsun şu an."

Jungwoo tekrar durup arkadaşına baktı. "Nasıl?"

Doktor ve mafya/Skz Bts Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin