1 gün sonra
Hoseok kardeşinin uyanmasını bekliyordu usulca. Yoğun bakımın önünde gözlerini kardeşinden ayırmadan duruyordu. Minho'nun yaralanması hepsini sarsmıştı. Çoğu çatışmadan yara almadan çıkarlardı ama bu çatışmada olmamıştı. Ani bir baskından dolayı hazırlıksız yakalanmışlardı. Yanlarında ne yeteri kadar adamları vardı ne de silahları. Oldukça az kayıp vermişlerdi ama oldukça çok canları yanmıştı.
Hoseok minho'nun vurulmasında kendini suçluyordu. Çünkü minho hoseok vurulmasın diye önüne atlamıştı.
Hoseok çatışmaya o kadar çok kendini vermişti ki arkasındaki adamı görmemişti. Minho ise adamı görmüş ve hiç düşünmeden atlamıştı ölüme. Minho yaşamayı önemsemiyordu. Abisi dışında yaşamak için bir amacı olmadığını düşünüyordu.
Yanılıyordu.
Hoseok minho'yu izlerken omzuna konan el ile odağını elin sahibine çevirdi.
"Hyung eve git. Biz burdayız zaten. Git ve dinlen." Jimin nazik ses tonuyla konuşmuştu. Hoseok'un bir kere bile gözlerini kapattığını görmemişti. Ne uyumuştu ne yemek yemişti. Sadece durmuş minho'nun uyanmasını bekliyordu.
"Olmaz." Saatlerdir ne dense olmaz demişti. Şimdi de olmaz demişti çünkü kardeşi uyanırsa yanında olmak istiyordu.
Jimin ise ısrarcıydı çünkü hyung'unu böyle görmek onu üzüyordu. "Hyung, berbat görünüyorsun. Saatlerdir bir kere bile uyumadın, yemek yemedin. Eve git ve dinlen. Minho uyanınca haber veririm ben sana. Olmaz mı?"
Hoseok tekrar kafasını iki yana salladı. "Olmaz. Minho uyanırsa yanında olmak istiyorum. Zorlamayın artık." Hepsi gelip aynı şeyleri söylemişti ve hepsini de aynı şekilde göndermişti. Ama jimin hoseok'u göndermeden rahat etmeyecekti.
"Tamam, gitme. Kal burada. Sonra uykusuzluktan bayıl. Sen baygınlık geçirdiğin zaman da minho uyansın. Gene yanında olamazsın uyandığında. Ayrıca senin kötü olduğunu öğrenince ne kadar üzülür. Bunların olmasını istemezsin değil mi?" Hoseok, jimin'in söylediklerinden sonra biraz düşündü ve haklı olduğunu fark etti.
Sadece birkaç saat diye düşündü. "Tamam. Gideceğim ama en ufak şeyde beni haberdar edeceksiniz." İşaret parmağını jimin'e doğru sallayarak uyardı.
Jimin kafasını aşağı yukarı sallayarak hyung'unu onayladı. "Senin aklın burada kalmasın hyung. Gözümü bile ayırmayacağım."
Hoseok tekrar kardeşine baktı. Gitmek istemiyordu ama jimin'in söyledikleri ona da mantıklı gelmişti. Kardeşinin karşısına berbat bir halde çıkmak istemiyordu. Bu yüzden de istemeye istemeye çıktı hastaneden.
Jimin, hoseok'un bıraktığı yeri alarak minho'yu izlemeye koyuldu. Minho tam bir gündür uyuyordu. Değerlerinde hiçbir değişiklik yoktu. Hemşireler sıklıkla gelip kontrol ediyordu minho'yu. Minho'nun uyanmasını hepsi dört gözle bekliyordu.
Jimin gördüğü hareketlilikle kaşlarını çattı.
Evet kısa oldu ama zaten yeterince beklettiğimi düşündüğüm için yayınlıyorum.
İyi okumalar~
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Doktor ve mafya/Skz Bts
FanfictionHastane koridorunda koşuyordu genç. Koridorda ki hastalar ne olduğunu anlamadan genç doktora bakıyorlardı. Genç koridordan sağa döndü ve ulaşmak istediği kapıya ulaştı. Kapıyı açıp hızla girdi odaya. "Jin hyung acil hasta geliyor!" ‼️Fikir bana aitt...