30

854 92 1
                                    

Seungmin'den

Ben arabada bir süre yalnız başıma bekledikten sonra abim gelmişti. Gözleri kızarık ve dalgın gibiydi. Bir şey olduğunu anlamıştım ama sormadım. Aklım chris'in bana söylediklerinde kalmıştı.

Abim de benim gibi diğerlerini beklerken bacağını sallamaya başlamıştı. Bir şey olduğu belliydi. Gözleri belli bir noktaya kitlenmiş bakıyordu. Nereye baktığını görmek için kafamı çevirdiğimde chris ile göz göze gelmiştim. Söylediklerinden sonra kaçmıştım ve bir süre daha kaçmayı planlıyordum.

Gözlerimi ondan çekip abime döndüm. "Hyung biz önden gitsek olur mu? Diğerlerine mesaj atıp haber veririm ben." Bir an önce gitmek istiyordum buradan.

Konuşmamla abim bakışlarını bana çevirmişti. "Tamam. Ben de şimdi aynısını düşünmüştüm. Ama arasan daha iyi olur." Abimi kafa sallayarak onayladıktan sonra elime telefonumu almıştım. Abim de o sırada arabayı çalıştırıyordu.

Rehberden hyunjin hyung'un adını bulup aradım. Kısa bir çalma süresinden sonra açmıştı.

"Hyung biz abimle önden gidiyoruz." Beni onayladığında telefonu kapattım.

Derin bir nefes vererek kafamı arkaya attım. Gözlerim yolu takip ederken aklım chris'in söylediklerinde kalmıştı. Neyi kastetmişti? Beni neden merak ediyordu?

"Sorun ne? Daldın." Abimin sesiyle ona döndüm. Ona söyleyemezdim. O adamdan korkarken kardeşinin bana söylediklerinden bahsedemezdim.

"Asıl sana sormak lazım hyung? Arabaya bindiğin gibi ayağını sallamaya başladın. Sinirlendiğinde sallarsın sen ayağını. Yine mi o adam?" Abim bana o adamdan bahsetmişti biraz. Kötü biri olduğunu söylemişti ama bunu neye dayanarak söylediğini anlatmamıştı.

"Evet."

"Bir şey mi söyledi sana?"

"Evet ama anlatmak istemiyorum." Bana bakmamıştı ama gözlerinin titrediğini görmüştüm. Pek üstelemedim ama aklıma takılmıştı. Ne söylemişti yine? Bu adam yüzünden abim benden bazı şeyleri gizlemeye başlamıştı. Biz birbirimizden hiçbir şey saklamazdık. Şimdi ikimizde bir şeyler saklıyorduk.

Yolun kalanı sessizce geçmişti. Eve vardığımızda kendimi direkt odama atmıştım. Üstümdeki kıyafetlerimden kurtularak odamın içindeki banyoya adımladım. Uzun sayılabilecek bir duştan sonra odama geri döndüm. Siyah bir şort, mavi bir tişört giyerek aynanın karşısına geçtim. Saçlarımı kuruttuktan sonra taradım ve abimin seslenmesiyle mutfağa geçtim.

Üstünü değiştirmiş yemek hazırlamıştı. Abimi yormamak için sofrayı ben kurmuştum. Bazen de yemeği ben yapar sofrayı abim kurardı. Dönüşümlü olarak evi idare ederdik. İkimizde evi sadece uyumak için kullanıyorduk. Bazen o bile olmuyor nöbet günlerimizde hastanede kalıyorduk.

Biz yemeğimizi yerken diğerleride gelmişti. Şimdi de oturmuş önemli bir vaka üzerinde konuşuyorduk. Ne kadar kafam başka şeylerle dolu olsa bile odaklanıp vaka için çözüm bulmaya çalışıyordum. Herkes bir fikir söylerken abim sessizdi.

Normalde vakalar üzerinde konuştuğumuz zaman en çok konuşan kişi abim olurken şimdi sessizce oturuyordu. Ne düşünüyordu bilmiyorum ama abimi işinden bile ediyorsa gerçekten kötü bir şey olmalı.

"Hyung, sen ne düşünüyorsun?" Dikkatini buraya vermesi için abime döndüm. Benimle birlikte hepimiz abimin konuşmasını beklerken, abim birden kalkıp gitmişti. Arkasından öylece baka kalırken o çoktan odasına gidip kapısını kapatmıştı.

"Hyung'un neyi var seungmin?" Hyunjin hyung'un sorusu ile bakışlar bana dönerken sıkıntıyla nefesimi verdim.

"Bilmiyorum ki. Bana bir şey anlatmıyor. Çok üstüne gitmek istemiyorum, anlatmasını bekliyorum ama anlatmıyor."

"Ben gidip bir bakayım." Yoongi hyung abimin odasına gitti. Umarım ona anlatır ve biraz olsun rahatlar. Anlatmadıkça rahatlayamazdı.

"Senin bize anlatacak bir şeyin var mı felix?" Jisung'un felix'e dönmesiyle ben de döndüm. Doğru ya felix biriyle konuşuyordu.

"Y-yok." Telaşla yok demesi var olduğunun kanıtıydı. Şu zamana kadar felix'i tanıdıysam eyer yalan söylemekte ondan kötüsü yoktur.

"Dökülsen iyi olur. Yalanların bize sökmez o yüzden doğru söyle." Jisung da benim gibi felix'i iyi tanıyordu.

Felix jungkook hyung'a kısa bir bakış atmıştı. Anlatacağı şeyin hyung'un hoşuna gitmeyecek bir şey olduğu belliydi. Çekiniyordu. "Belli ki anlatmak istediği bir şey değil. Üstüne gitme sonra anlatır. Şu vakaya geri dönelim artık." Felix'in bana attığı teşekkür bakışlarına karşı göz kırparak önümdeki kağıtlara döndüm.

"Peki, öyle olsun bakalım." Jisung da üstelemeyerek önündeki kağıtlara dönmüştü. Jungkook hyung ise bakışlarını bir süre felix'in üzerinde tutmuştu. Daha sonra ise o da kağıtlara dönmüştü.

Aklım abimde kalmıştı ama kendimi zorlayarak vakaya odaklandım. Umarım yoongi hyung abimin inadını kırıp bana anlatmadıklarını anlattırır.

6k için teşekkür ederim💛💛

Doktor ve mafya/Skz Bts Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin