41

771 90 16
                                        

41.bölüme 41 kere maşşallah *tü tü tü*

İki gün sonra

Seungmin abisinin isteği üzerine markete gidiyordu. Hastaneden gelmişlerdi ve hyungu ona yemek yapacaktı ama malzemelerinden evde olmayanlar olduğu için markete gidiyordu. Abisi ona bu kadar bakarken, ona elinden geldiğince yardım etmeye çalışıyordu.

Karanlık sokakta tek ışık kaynağı sokak lambalarıydı. Ne zaman bu sokaktan geçse içinde hep bir huzursuzluk olurdu. Kapşonunun şapkasını kullanarak yüzünü gizliyordu. Elleri ceplerinde hızlı adımlarla markete varmıştı sonunda.

Alacaklarını koymak için market arabası almıştı. Rafların arasında dolanırken abisinin istediği malzemeleri buldukça arabanın içine atıyordu.

Abisinin istediklerini almayı bitirdiğinde çikolataların olduğu rafın önünden geçerken birkaç tane almak istemişti. Ama sadece bakmakla kalmıştı. Çikolatayı severdi ama yanına fazla para almamıştı. Aldıklarını ödemek için kasaya gitti.

Her zamanki kasiyer çocuk ona gülümseyerek paketleri geçirdi. Seungmin aldıklarına bakarken bir şeyi unuttuğunu fark ederek kasadaki gence hemen geleceğini söyleyerek raflara geri döndü. Eksik malzemeyi alarak geri döndüğünde kasiyer çocuğun çoktan aldıklarını poşetlere koyduğunu görmüştü.

Aldıklarının parasını ödeyerek marketten ayrıldı. Hızlı adımlarla yolda yürürken arkasından gelen adım seslerini duymuştu.

Arkasına bakmadan yürümeye devam ederken tedirgindi. Bu sokak geceleri çok ürkütücüydü. Adım sesleri kesilmezken o hızlı adımlarla evine varmıştı. Anahtarını çıkarmakla uğraşmayarak zile bastı. Abisi kapıyı açmadan önce arkasına baktığında bir gölge görmüştü. Seungmin evine kadar takip edilmesinin korkusuyla açılan kapıyla kendini evine atmıştı.

Abisi ona ne olduğunu daha soramazken o poşetleri abisinin eline tutuşturmuş odasına gitmişti. Odanın ışığını açmadan pencereye gitti. Sokağa bakan penceresinin perdesinin arkasından gölgeyi gördüğü yere baktığında hâlâ orada olduğunu gördü. Neden aynı yerde durduğunu düşünürken gölge yakınlaşmaya başlamıştı.

Sonunda gölgenin yerini bir insan aldığında seungmin gördüğü kişi ile dona kaldı. Şaşkınlığı üzerinden çabucak giderek yerini sinire bırakmıştı.

Hızla önce odasından sonra da evden çıktığında seokjin kardeşinin gittiğini duymamıştı.

Seungmin sokağın ortasında öylece dikilen adamın karşısına geçerek konuştu. "Ne işin var senin burada? Beni mi takip ediyorsun? Nasıl buldun burayı?"

Seungmin'in hızlı konuşarak sorularını sıralaması karşısındaki adama sevimli gelmişti. "Sadece markete gelmiştim ama seni gördüm. Ben de evine sağ salim varlığından emin olmak istedim."

"Takip ettin yani?" Seungmin siyahlar içinde sadece sokak lambası sayesinde yüzünü gördüğü adama kaşlarını çatmıştı.

"Yani~. Öyle görünüyor gibi. Aslında kötü bir amacım yoktu." Genç elini ensesine atarak kaşıdı. Mahçup bir yüz ifadesiyle baktı.

"Nasıl bir amacın vardı?" Seungmin chan'ın asıl amacını öğrenmek istiyordu. Chan'ın bir anda burada olmasının bir mantığı yoktu onun için.

"Dedim ya. Sadece evine güvenli bir şekilde gittiğinden emin olmak istedim." Chan sebeplerinden sadece birini söylemişti. Evet, eve gittiğinden emin olmak istemişti ama sadece bu değildi. Chan'ın markette ne işi vardı ki? Tabii ki seungmin'i gözetliyordu.

Gözetlemek de demeyelim şimdi. Çocuğu sapık gibi göstermeyelim. Ama ne yapalım işte aklıma başka bir kelime gelmiyor bunu yumuşatacak.

"Git buradan, Chris. Bir daha buraya gelme." Seungmin arkasını döndüğünde chan kolundan tutup durdurdu.

"Dur bir saniye." Seungmin chan'ın söyleyeceği şeyi beklerken chan bir elini ceketinin içine sokarken diğer eliyle seungmin'in elini tutmuştu. Seungmin ne olduğunu anlamaya çalışırken avucunun içine konan çikolatalarla ne yapacağını bilememişti.

"Markette bunlara baktığını gördüm. Seviyorsun diye düşündüm. Atma ve ye lütfen. Atarsan yazık olur." Seungmin bir elindekilere bir chan'a bakıyordu.

Chan seungmin'in bu haline güldü. "Ayrıca bunları veremem diye düşünerek poşetinin içine de attım." Seungmin daha çok şaşırırken bir yandan hoşuna da gitmişti.

"Şimdi gidiyorum. Sende içeri gir. Belki tekrar karşılaşırız." Chan seungmin konuşmadan arkasını dönüp gittiğinde seungmin arkasından bakmıştı bir süre.

Elindekilerle eve girdiğinde abisine gözükmeden odasına gitti. Odasının ışığını açarak elindekileri yatağının yanındaki komidinin üzerine bırakarak mutfağa koştu.

Abisi yemek yapmaya çoktan başlamıştı. Poşetleri daha tam boşaltmadığını görerek karıştırmaya başladı. Aradığını bulduğunda çok fazla olduklarını gördü. Chan'ın ona sadece baktığı için bu kadar çok çikolata alması garip gelmişti.

"Yemek birazdan hazır olur. Sofrayı kurar mısın?" Seokjin'in konuşmasıyla seungmin daldığı yerden çıktı.

"Tamam kurarım şimdi."

Bu neden bu kadar hoşuma gitti ki benim?

Seungmin aklında bu soruya çözüm ararken abisine yardım etmiş, yemeğini yemişti. Uykuya dalarken bile aklında chan vardı.

Hatta rüyasında bile…

Evettt yine bennn. Sınavlarım daha bitmedi ama hızlıca yazıp bölüm atayım dedim. Haftaya cuma gibi yeni bölüm atabilirim kesin değil ama. Hadi öpüyorummm😚😚

Doktor ve mafya/Skz Bts Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin