21

988 107 7
                                    

Önceki bölümü okuduğunuzdan emin olunn İyi okumalar~

3.kişi anlatımından

Yoongi jisung ile hastanenin kapısından içeri girdi. Her gün girdiği hastaneye kısa bir süre baktıktan sonra odasına gitmek için ilk adımını attı. Ama sadece bir adımla kalmıştı çünkü gördüğü pembe saçlar onu durdurmuştu.

Çalışmasını engelleyecek kadar aklını kurcalayan oğlanı görmesi ona iyi gelmemişti. Düşünmeyi yeni bırakmayı başarabilmişken hemde.

Jisung aniden duran abisi ile durmak zorunda kalmıştı. Abisinin bir yere kitlenip bakması üzerine o da abisinin baktığı yere bakmıştı. Baktığı yerde gördüğü kişi kaşlarını çıtmasına sebep olmuştu. Daha yoğun bakımdan yeni çıkan Lee minho'yu ayakta görmek onu kızdırmıştı hem de hastaneden çıkarken görmek.

Yanında gördüğü kişiyi tanımıyordu ama refakatçisi olduğunu biliyordu.

"Jisung." Abisinin ona seslenmesiyle baktığı yerden kafasını abisine çevirmişti. "Biz Lee minho'nun taburcu iznini vemişmiydik?" Kafasını iki yana sallayarak abisinin sorusunu cevaplamıştı. "Hayır. Daha dün yoğun bakımdan çıkmıştı."

"O zaman neden çıkıyor?" Bilmiyorum anlamında omuzlarını silkti jisung. Aklına gelen fikri abisine söyledi daha sonra. "Belki seokjin hyung izin vermiştir."

"Sanmıyorum. Gidip öğrenelim." Yoongi ilerlemeye başladığında jisung biraz durdu. Sonra da tereddütle abisini takip etmeye başladı.

"Afedersiniz." Yoongi dikkati üzerine çekmek için konuştuğunda minho ve jimin ona bakmıştı buyurun dermişçesine. "Bildiğim kadarıyla yoğun bakımdan dün çıktınız. Yaranız hâlâ iyileşmedi. Neden ayaktasınız?"

Direk konuya girdi yoongi. Biran önce öğrenmek istemişti bunun sebebini.

Jimin hemen konuşmaya başladı. "İyi ki geldiniz. Bir türlü ikna edemedim kendisini. Çıkacağım diye tutturdu." Minho'yu şikayet etmeye başlamıştı hemen. "Ya hyung! Bıraksana kolumu!" Hemen hastaneden çıkmak isteyen minho ise jimin'in kolunu tutmasından yakınıyordu.

Jimin minho gitmesin diye koluna yapışmıştı. Daha tam iyileşmeden çıkmasını o da istemiyordu. Minho o kadar inatçıydı ki jimin'i dinlemiyordu bile.

Jisung uzaktan izlerken minho'nun yarasının kanadığını görmüş ve hemen müdahale etmişti.

Minho'nun önüne gelerek ceketini açmış ve yaranın gittikçe fazla kanadığını görmüştü. Minho'nun giydiği beyaz tişört bile kırmızı olmuştu. Minho jisung'un ne yaptığını dikkatle izlerken, daldığı yerden jisung'un kızgın sesiyle ayrılmıştı.

"Dikişleriniz patlamış. Birkaç gün daha sabretseydiniz ne olurdu sanki?" Azarlayan ses tonu minho'yu şaşırtırken, minho'nun boştaki koluna girmişti.

"Hyung, ben bay Lee'ye yeni dikiş atıp pansuman yapacağım. Seungmin'e söylersin olur mu?" Yoongi kardeşini onayladıktan sonra gidişlerini izlemişti.

Onlarla gitmeyip karşısında duran gence takılmıştı gözleri. O da ona bakıyordu bu yüzden göz göze gelmişlerdi. Bir süre sessizce duran ikilinin arasındaki sessizliği jimin bölmüştü.

"Afedersiniz ama adınızı öğrenebilir miyim?" Jimin ilk adımı atarak yoongi'nin yapamadığı şeyi yapmıştı. Yoongi de tanışmak istiyordu ama nasıl yapacağını bilemediği için konuşmayı başlatamamıştı.

"Yoongi. Min yoongi. Sizin adınız nedir?"

"Jimin. Park jimin." Sonunda birbirlerinin adlarını öğrenen gençler rahatlamıştı. Geriye sadece konuşmayı devam ettirmek kalıyordu. Onu da yoongi üstlenmişti. "Kaç yaşındasınız bay Park?"

"26 yaşındayım. Lütfen resmiyeti kaldıralım. 'Sizli', 'bizli' konuşmaya gerek yok." Jimin yoongi'nin kattığı gereksiz resmiyeti kaldırmak istemişti.

"Peki jimin. Nasıl istersen." Jimin adını bu dudaklardan duymayı hoş bulmuştu. Yoongi ile biraz daha konuşabilmek için bir teklifte bulunmuştu.

"Bir şeyler içelim mi yoongi?" Hevesli olduğunu belli etmemeye çalışıyordu ama çoktan heveslenmişti. Tabii bu hevesi kursağında kalmıştı.

"Üzgünüm jimin. Ama hastalarla ilgilenmek zorundayım." Yoongi de istemeye istemeye reddetmişti. İlgilenmesi gerektiği hastaları olduğunu hatırlayınca reddetmek zorunda kalmıştı.

"Peki. Başka zaman içeriz. Ben seni işinden alıkoymayayım." Jimin üzülmüş ses tonuyla konuşmuştu. Neden üzüldüğünü bile bilmiyordu aslında.

"O zaman sonra görüşürüz." Veda eden yoongi'ye el sallayarak veda etti jimin de. İkisi de farklı yollardan giderken yoongi arkasını bir kere dönmüş ve jimin'in arkasından kısa bir süre bakmıştı. Hemen önüne dönerek soyunma odasının yolunu tutmuştu.

Şu an ne yazdığımı ben bile bilmiyorum. Aceleyle yazdım. Yeterince beklettiğimi düşündüm. Beklettiğim için gerçekten üzgünüm.

Biraz geç olacak ama 2k okunma için çok teşekkür ederim.

Doktor ve mafya/Skz Bts Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin