81

229 44 33
                                    

Aa kim gelmiş ya😲

“Bu kadar kar olduğunu bilseydim gelmezdim!” Hyunjin karın içinde bata çıka söylendi. Dağın tepesine çıkmaları gerekiyordu ve arabaları bir yerden sonra çıkamamıştı. Bavullarını arabalarda bırakıp yürümeye karar vermişlerdi. Daha sonra yollar açılınca arabaları almaya geleceklerdi.

Yoongi bir kolunda jimin diğer kolunda jisung ile yürürken konuştu. “Mızmızlanma hyun. Konuşursan daha çabuk yorulursun.”

“Birazdan görürüz kim yoruluyor.” Hyunjin yorulmamış gibi yürümeye devam etti.

Yukarı çıktıkça karın kalınlığı artıyordu. Karın diz boyu olduğu yüksekliğe geldiklerinde çoğu yorgunluktan yürüyemez haldeydi.

Felix birdenbire durup kendini yere attı. “Daha fazla yürüyemeyeceğim. Bayılacak gibiyim.” Changbin felix'in dediğiyle endişeyle yanına ulaştı. Felix'in soğuktan kızaran yanaklarını ellerinin arasına aldı. “Çok mu kötü hissediyorsun?”

Felix changbin'in sorusuna dudakları büzüp kafa salladı. “Midem bulunmaya başladı.”

Diğerleri de durup onlara bakarken jungkook ve hyunjin de yanlarına gitti. “Kar tuttu herhalde.” Jungkook kardeşinin kolundan tutarak sırtını yerden kaldırdı.

“Gel sırtıma. Taşıyayım seni.” Hyunjin felix'in önünde sırtını dönerek eğildi.

Felix abisinin zaten yorulduğunun farkında olduğu için daha fazla yormak istemiyordu. Hyunjin'in de birazdan kendini bırakacağının farkındaydı. “Gerek yok hyung. Biraz daha dayanırım.” Diyerek kalktı yerden.

Changbin felix'in önüne geçerek eğildi. “Çık sırtıma. Ben taşırım.” Felix itiraz etmek için ağzını açmıştı ki jungkook'un dediğiyle şaşkınlıktan konuşamamıştı. “Changbin taşısın. Yorulmuşa benzemiyor zaten.”

Felix gibi diğerleride jungkook'un dediğine şaşırmıştı. Normalde jungkook'un kesinlikle izin vermeyeceğini düşünüyorlardı. Oysa bilmiyorlar ki changbin'e onay verdiğini.

Felix şaşkınlığını üzerinden atarak changbin'in sırtına çıktı. Kollarını boynuna, bacaklarını beline sardı. Changbin'in kokusu burnuna yoğunca gelirken, felix'in kokusu da changbin'e geliyordu. Bitter çikolatasının baskın kokusu ve papatyanın yumuşak kokusu birleşmişti ve hoş bir koku oluşturmuştu.

Jungkook ikilinin mutlu olduğunu yüzlerinden net bir şekilde anlayarak göz devirdi. Ne kadar izin versede felix onun bebeğiydi ve başkasıyla bu kadar yakın olmasını kıskanıyordu. İkiliye daha fazla bakmayarak “Arkada kalmayın.” uyarısını yaparak ikiliyi arkasında bıraktı. Taehyung'un yanında yürümeye devam etti.

Taehyung sevgilisine gülümseyerek baktı. “Bu sınava bir son verdiğini görmek gerçekten güzel.”

Kederli bir nefes bıraktı soğuk havaya. “Daha önce son vermeliydim. Felix'in changbin'le mutlu olduğunu daha önce görmeliydim.”

Taehyung jungkook'un söylediğiyle sarılmak istedi sevgilisine fakat bu kadar kişinin içinde yapamayacağı için yumruklarını sıktı. “Geçte olsa gördün en azından.” Üzüldüğünü sesine yansıtmamaya çalıştı. Bunu söyledikten sonra daha da ses çıkmamıştı aralarında.

“Ağır mıyım?” Felix kollarını gevşeterek sordu.

Changbin felix'i zıplatarak daha iyi bir pozisyonda yürümeye devam etti. “Kuş kadarsın. Bu kadar zayıf olacağını tahmin etmemiştim. Yemek yemiyor musun?”

“Bazen yoğunluktan öğün atlıyorum ama yiyorum. Ne kadar koşturduğumu tahmin bile edemezsin.” Biraz yakınma biraz şımarık bir tonda söylemişti. Mesleğini sevsede yorulmaktan nefret ediyordu. Bir de changbin'e şımarmak hoşuna gidiyordu.

Doktor ve mafya/Skz Bts Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin