79

315 43 17
                                    

60k olduk ciddili ağlayacağım galiba🤧 600k olduğunuda görmek nasip olur umarım🥺

Taehyung'dan

Changbin odadan çıktıktan biraz sonra kapıya adımladım.

Kapıyı açarak önce kafamı uzatıp etrafı kontrol ettikten sonra odadan çıktım. Sevgilimin odasına adımlayıp kapıyı çalarak açtım.

İçeri girip yatakta uzanan sevgilime seslendim. “Kookie?” seslenmemle kafasını kaldırıp bana baktı. “Taehyung?”

“Uyuyacak mıydın?” Yatağın yanına yaklaşarak yanına oturdum. Uykulu gözleri cevabımı almamı sağlamıştı.

“Sen niye geldin?” Gözlerini ovalayarak oturur pozisyona gelmişti.

“Changbin'le konuşmuşsunuz. Gideceğiz demişsin.” Bacaklarını kendine çekip çenesini dizlerinin üstüne koydu.

“Blöf yaptım.”

“Fazla abartmadın mı? Changbin benim dışımda kimsenin yanında ağlamadı. Baksana dizlerine kapanıp ağlamış.”

Dudaklarını büzdü konuşmam üzerine. Neyi neden yaptığını bilmeme rağmen kardeşimin üzülmesine dayanamıyordum işte.

“Biliyorum, biliyorum. Ama sen de biliyorsun. Felix'in mutsuz olmasını istemiyorum. O yüzden yapmadım mı bu oyunu zaten. Changbin'i test etmek sana göre mantıklı olmayabilir ama bana göre öyleydi. Emin olmam lazımdı. Changbin'in her şeye rağmen kardeşimi sevmeye devam edip etmeyeceğinden emin olmam lazımdı. Ki oldumda. Changbin her şeye rağmen felix'i çok seviyor ve hiçbir güç bunu değiştiremez.”

Gözlerinden geçen birçok duyguyla konuşmasını bitirdiğinde gülümsedim. Kardeşlerine gerçekten çok düşkün. İkisinide elinden geldiğince korumaya çalışıyordu. Bu oyunu biraz fazla uzatsada sonunda doğru olana karar vermişti.

Yüzüne gelen uzun saçlarını nazikçe çekip yüzüne eğildim. “Kardeşlerimiz gerçekten birbirlerini çok seviyorlar. Bizim birbirimizi sevdiğimiz gibi…” fısıltıyla kurduğum cümleler sonunda dudaklarımı önümdeki pembeliklerle birleştirdim.

Nazikçe hareket eden dudaklarımız jungkook'un ağzını aralamasıyla hızlanmıştı. Aralık dudaklarının arasından sızan dilim rahat durmayarak ağzını keşfediyordu. Ellerimde rahat durmayan dilim gibi rahat durmayarak vücudunu keşfe çıkmıştı.

Bir elim tişörtünün içinden sızarak belini okşarken diğer elim kalçalarındaydı. Sevgilimin elleri ise saçlarımın arasında geziniyordu.

Dakikalarca birbirimizi darmaduman ettikten sonra ilk ayrılan jungkook olmuştu. “Duralım.” Nefes nefese söylediği kelimeye aldırış etmeden dudaklarımı tekrar dudaklarıyla buluşturdum.

Biraz sonra tekrar ayrıldığında dudaklarımı güzel kokan boynuna yönlendirdim. Dudaklarımın arasına alarak emdiğim boyundan uzaklaştırdı beni.

“Durmamız lazım.” Dediğinde üstünden kalkarak yanına oturdum. İstemsiz sinirlenmiştim. Her seferinde başlatıp sonra durmamız lazım diyordu.

Gözümün önüne gelen kahküllerimi geriye tarayarak kafamı camdan tarafa çevirdim. Neredeyse 2 haftadır sevgiliydik. Tam olarak sevgiliyiz diyemiyorum aslında. Bazı geceler odasına gelmem dışında evde yüz yüze gelmiyorduk. Geldiğimizde yüzüme bakmıyordu. Gece geldiğimde de uyuyor oluyordu. Uyanık olduğunda da fazla konuşmazdık. Biraz changbin ve felix'den bahseder, kısa ve devamını getirmeyecek bir öpüşmenin içine sokardı beni. Sonra duralım der, uyurdu.

Başta utandığı için olabileceğini düşündüğüm için üstüne gitmedim ama bu durumu sürekli yaşıyor olmak sinirlendiriyordu beni.

Bir kere bile sevgilim dememişti bana. En çokta bu sevgili olmadığımızı düşündürüyordu bana.

Doktor ve mafya/Skz Bts Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin