12

1.2K 120 9
                                    

Felix'den devam

Abimle vedalaştıktan sonra bahçeye gitmek için adımladım. Kapalı alanda çok fazla durmaktan bunalmıştım ve acilen temiz havaya ihtiyacım vardı.

Hızla bahçeye çıkmış derin nefesler alıyordum. Boş bulduğum ilk banka oturarak derin nefes almaya devam ettim. Kapalı alanlarda tek başıma ve uzun süre kalamıyordum. Kötü bir olay yaşamıştım. Aklıma geldikçe bile nefes alamıyordum. Sırf bu hastalığımın ne olduğunu öğrenmek için doktor olmuştum.

Hastalığımın adını henüz bulmuş değilim ama klostrofobiye çok benziyor. Klostrofobi: kapalı alanda kalamama korkusudur ve camın olmadığı yerlerde, küçük alanlarda, kontrolün kendisinde olmadığı yerlerden çıkamama korkusudur. Benim durumum da buna benzer bir hastalık.

Ben de kapalı alanda yalnız kalamıyorum. Bir odada tek başıma kalamam. Ayrıca çok kalabalık bir ortamda da uzun süre kalamam. Temiz hava ihtiyacıyla dolup taşarım. Bir sürü psikoloğa gittim ama hepsi bana sadece birkaç ilaç verip gönderdiler. Bu yüzden de kendi tedavimi bulmaya karar vererek doktor oldum. Ama henüz ben de bir tedavi bulamadım.

Bacağıma sürten bir şey olduğunu fark ederek ne zaman kapattığımı fark etmediğim gözlerimi açarak bacağımı kendime çektim. Bacağıma sürten şeyin bir bacak olduğunu anlayınca bankta sola doğru giderek bacağın sahibine baktım. Yüzünü hayatımda ilk defa gördüğüm bir adamdı. Sen kimsin şimdi?

"Rahatsız etmiyorumdur umarım?" Siyah saçlı, siyah takım elbiseli bir adamdı. Ve hiç beğenmediğim bir şekilde sırıtarak sormuştu. Rahatsız ediyorsunuz dememek için kendimi zor tutarak kafamı iki yana salladım.

"Tanışalım mı?" Elini uzattı. Adamın bir eline bir de yüzüne bakarak bankta uzaklaşabildiğim kadar uzaklaştım. İnsanlarla olabildiğince temas etmemeye çalışıyordum.

Siyah saçlı adam havada kalan elini indirerek konuştu. "Ben bin. Yani çoğu insan öyle seslenir. Senin adın ne?"

"Felix." Kısık sesle konuşmama rağmen adam söylediğimi duymuş ve gülümsemişti. Ben ise oldukça korkuyordum. Adamı tanımıyorum ve sanki etrafında kara bulutlar varmış gibi hissediyorum. Çok korkutucu görünüyordu.

"Çok güzel bir adın var." Bankta bana yaklaşmaya devam ederken konuşmaya devam etti. "Doktor musun felix?" Ne bu ilgi şimdi? Ayrıca anlaşılmıyor mu? Sessizce kafamı sallayarak onayladım. Ben konuşmadıkça gitmesi gerekirken daha çok konuşuyordu. "Konuşmayı pek sevmiyorsun sanırım. Olsun ben senin yerine de konuşurum."

Bu adam neden beni rahat bırakmıyor?

"Şey rica etsem biraz uzaklaşır mısınız?" Neredeyse dibime giren adama kaşlarımı çatarak bakıyordum. Rahatsız olmuştum ama bu adam o kadar duyarsız dıki bunu anlamıyordu.

"Neden? Sadece tanışmaya çalışıyorum." Bana hâlâ yaklaşmaya devam ederken sinirlenerek ayağı kalktım. Ben kaçıyorum adam bana yapışıyor. Ben kalkınca adamda kalkmıştı. Gıcık herif!

"Tamam üzgünüm. Seni rahatsız ettim. Yalnız başına oturduğunu görünce gelip tanışmak istedim. Rahatsız ettiğim için özür dilerim." Yüzü düşmüştü ve ben pişman olmuştum. Lanet bir salaklık vardı bende.

"Üzgünüm. Ben sadece tanımadığım insanlarla pek konuşamam." Ben konuşunca yüzündeki gülümseme geri gelmişti ve ben bu gülümsemeyi beğenmiştim.

"O zaman bir kahve içelim mi felix?"

Kaç gündür bu bölümü yazmaya çalışıyorum. Ayrıca sınavlarım yaklaşıyor o yüzden düzenli bölüm atamaya bilirim.

Okuduğunuz için teşekkür ederim💛

Doktor ve mafya/Skz Bts Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin