32

811 95 21
                                    

Seokjin hastaneye geldiğinde gergindi. Dün gece düşünmekten uyuyamamıştı. Namjoon ile konuşmadan önce minho'yu taburcu etmeyi düşünmüştü ama namjoon'un da ne söyleyeceğini merak ediyordu.

Odasının bulunduğu kata gitmek için asansöre adımladı. Ona selam verenlere gülümseyerek karşılık vererek asansöre ulaştı. Asansör kapılarını açtığında içerdeki hemşirelere selam vererek gideceği kata basarak asansörün kapılarını kapatmasını izledi. Tabii ki bir klişe yaşanmadı ve kapıdan kimse elini uzatıp asansörü durdurmadı.

Sonunda odasına ulaştığında kapıyı açtığı gibi koltuğunda yatan genci görmesiyle yerinde sıçramıştı.

"Günaydın doktor jin, erkencisin." Gözlerini açmadan konuşan gençle şaşırdı seokjin.

Hâlâ kapıda dikildiğini fark ederek kapıyı kapattı ve masasına adımlarken konuştu. "Bekleyeceğini söylediğinde erkenden gelip koltuğuma yayılacağını düşünmemiştim."

"İtiraf etmem gerekirse koltuğun çok rahatmış. Benim ofisimdeki koltuğum taş gibi olduğu için erkenden gelip senin koltuğuna da bir bakmak istedim." Konuşurken hiç hareket etmeden uzanmaya devam ediyordu.

Seokjin gencin söylediklerine göz devirerek üstündeki ceketini çıkararak önlüğünü giydi. Sandalyesine otururken konuştu. "Bir an önce söyleyeceğini söyle ve git. Fazla zamanım yok."

"Tanıştığımızdan beri böylesin doktor. Hep bir acelen var. Bırakta biraz dinleneyim. Dün gece seni düşünmekten uyuyamadım zaten." Son cümlesini o kadar kısık sesle söylemişti ki odanın içinde kaybolup gitmişti.

"Kendinde söylüyorsun, ben bir doktorum. Hayat kurtarıyorum ben. Benim bir saniyem bile önemli. Tabii sen ne anlarsın ki? İnsanları hayatlarından ederken beni anlamanı beklemiyorum." Seokjin'in sözleriyle sonunda oturur pozisyonuna geldi namjoon.

"Doğru anlamam. İkimizde birbirimize zıttız. Ama biliyor musun ben sadece kötü insanları öldürürüm ve benim seçme şansım vardır. Senin ise seçme şansın yoktur ve kötüde olsa iyide olsa bütün insanları iyileştirmek zorundasın." Kısa bir duraksamadan sonra devam etti. "İşimin de en çok bu yanını seviyorum. Sence de dünya daha iyi bir yer olmuyor mu böyle? Kötü olan insanların hepsinin öldüğünü düşünsene. Dünya iyi insanlara kalır."

"Bir doktorla konuştuğunun farkındasın değil mi?" Tek kaşını kaldırarak sordu seokjin.

"Evet ve senin düşüncelerini merak ediyorum. Eğer seçme şansın olsaydı kötü insanların ölmesine izin verir miydin?" Namjoon seokjin'in gözlerine bakarken vereceği cevabı merak ediyordu.

"Ben tanrı değilim. Kimin ölüp kimin yaşaması gerektiğine ben karar veremem." Seokjin de namjoon'un gözlerinin içine bakarken neden bu konu üstünde bu kadar durduklarını merak ediyordu.

"Verir miydin, vermez miydin?" Namjoon ciddiyetini bozmazken sorusunu tekrarladı.

"Vermezdim. Artık asıl konumuza dönebilir miyiz? Sıkıldım bu mevzudan." Seokjin sandalyesinden kalkarak pencerenin yanındaki dolabına ulaştı ve dosyaları karıştırdı.

"Peki doktor." Namjoon asıl konuşacağı konuyu hatırlayarak arkasına yaslandı.

"Seninle iyi bir tanışma yaşamadık. Benim kötü biri olduğumu düşünüyorsun. Ama değilim. Ne ben ne de kardeşim kötü insanlar değiliz. Seni korkutmuş olabilirim ama bunu kardeşlerimi korumak için yaptım. Eğer sen polise haber verseydin kardeşlerimi koruyamamış olacaktım. Zaten minho'nun vurulması hepimizi bu kadar etkilemişken bir de polisle uğraşmazdık. Sana başta söylediğim her şey yalandı ben masumlara zarar vermem. Sadece seni oyalamak için söylemiştim onları. Kardeşine de arkadaşlarına da dokunmayacağım. Benden korkmana gerek yok yani." Tek seferde her şeyi anlattı namjoon.

Seokjin duyduklarıyla şaşırarak elindeki dosyaları masasına bırakarak hâlâ oturan gencin önünde durdu. "Peki şu an polise gitmemem için bana bir sebep verebilir misin?"

"Şu an için veremem ama yapmayacağını biliyorum." Kendinden emin bakışları ve duruşu seokjin'i şaşırtmamıştı. Namjoon'un duruşu hep aynıydı.

"Evet yapmayacağım." Namjoon seokjin'in söylediklerine şaşırırken seokjin devam etti. "Sadece minho hâlâ iyileşmediği için yapmayacağım." Bir de kardeşlerinin bu durumdan etkilenmesin istemediği için.

Namjoon da ayağa kalktığında yüzleri birbirlerine fazla yakındı.

"Teşekkür ederim." Seokjin beklemediği teşekkürle şaşırırken kapının açılmasıyla oraya döndüğünde gördüğü kişiyle ne yapacağını bilememişti. 

Şimdi okuyanlar için iyi geceler, sabah okuyanlar için günaydın, öğlen okuyanlar için iyi günler~

Doktor ve mafya/Skz Bts Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin