51

708 109 83
                                    


"Hyung ben doğru anladım değil mi? Şu an mafyalarla dolu bir evdeyiz ve bizi takip eden içerdekilerden daha tehlikeli adamlar var. Öyle mi?" Jisung abisinin anlattıklarını özetlemişti. Çok daha fazla şey öğrenmişti.

"Evet." Yoongi kardeşine her şeyi anlattığında jisung'un bu kadar sakin kalmasına anlam verememişti. Oysaki fırtınadan önceki son sessizlikti bu.

"Mafyadan kurtulmak için mafyaya mı sığınacağız yani?" Jisung oturduğu yerde bacağını sallarken olanlara anlam vermeye çalışıyordu.

"Başka çaremiz yok. Onlar yüzünden başımızda bu bela var. Temizlemek onlara düşüyor. Bizim yapacak başka bir şeyimiz yok."

"Seninde suçun var hyung. Seokjin hyung'un da suçu var. İkinizde bilmenize rağmen bizden sakladınız. Öyle anlatmadın mı? Seokjin hyung sana anlatmış. Anlatmasına rağmen sen yine o adamla görüşmeye devam etmişsin." Jisung sesini fark etmeden yükseltmişti. Abisine kızıyordu. Abisinin ondan sakladıklarını şimdi öğrenmek kızdırmıştı onu.

"Seokjin hyung kimseye söyleme dediği için söylemedim." Yoongi kardeşinin ona bağırmasını göz ardı etmeye çalışıyordu.

Yerinden kalkıp odada volta atarken konuştu jisung. "Bırak hyung ya! Bütün suçu seokjin hyung'a yıkıyorsun. Sende yalan söyledin!"

"Benimle düzgün konuş jisung. Abinim ben senin." Yoongi de jisung gibi ayağa kalktığında karşı karşıya geldiler.

"Yalan mı? Kendin suçlu değilmişsin gibi suçu başkalarına atmaya çalışıyorsun!"

"Yapmıyorum!" Yoongi bağırdığında jisung geriye bir adım gitsede kendinden ödün vermemeye çalıştı.

"Yapıyorsun. Seokjin hyung kadar sende suçlusun!" Jisung cümlesinden sonra yanağındaki sızıyla durmuştu. Gözünden bir yaş akarken eli yanağına gitmişti.

Abisine bakmadan koşar adımlarla odadan çıktı. Koşarak salondan geçtiğinde bakışları üstüne toplamıştı. Minho jisung'un koşarak gittiğini görmesiyle peşinden koştu.

"Jisung!" Yoongi bağırarak jisung'un peşinden odadan çıktığında anlamayan gözlerle karşılaşmıştı.

"Ne oldu? Jisung neden ağlıyordu?" Jungkook endişeyle yoongi'den cevap beklerken yoongi sessiz kalmıştı. Söyleyemezdi çünkü. Tokat attım diyemezdi.

"Jisung!" Minho jisung'un peşinden bahçeye çıktığında jisung'u görememişti. Bahçeden çıkmamasını umarak etrafa baktı. Korumalara sorduğunda bahçeden kimsenin çıkmadığını öğrenmesiyle rahatlamıştı.

"Jisung!" Bahçede ismini haykırırken gözleri etrafı tarıyordu. Bir süre bahçede turlarken sonunda bir ağacın altında oturan bedeni görmesiyle rahatlamıştı. "Buldum seni sincabım."

Dizlerini kendine çekmiş etrafına kollarını sarmıştı. Yüzünü kollarının arasına saklarken omuzlarının sarsılmasıyla ağladığını anlamıştı minho.

Yavaşça yanına yaklaşıp sessizce yanına oturdu. Jisung yanında hissettiği hareketlilikle kafasını kaldırmıştı. Gelenin minho olduğunu görmesiyle yanaklarını sildi.

"Ağlamaya devam et. Ben yokmuşum gibi. Sadece burada oturacağım. Sessiz olacağım." Minho sağ bacağını kendine çekip sırtını ağaca yasladı.

Jisung'un ağlaması kesilmişti. İç çekişleri bahçede duyuluyordu.

Minho jisung'un yanağında gördüğü kızarıklıkla kaşlarını çattı. "Vurdu mu sana?" Sakin ses tonuyla sorduğunda aslında içinde fırtınalar kopuyordu.

Doktor ve mafya/Skz Bts Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin