9

1.2K 132 6
                                    

*Flash back devamı*
"Pek zamanım yok. Sadede gelin ve gidin, lütfen." Nazikçe kovuyordu namjoon'u seokjin.

"Peki doktor Jin siz nasıl isterseniz öyle olsun." Namjoon ilk kalktığı sandalyeye tekrar oturdu. "Sadede geliyorum o zaman. Polise gitmeyin. Polisle başım ağrısın istemiyorum. Zaten başımda bir ton dert var bir de polisle falan uğraşamam. Sizden de yardım etmenizi istiyorum doktor Jin."

Seokjin, namjoon'un söylediklerine anlam vermeye çalışıyordu. Başında ne gibi bir dert olabilir? düşüncesi yer edindi seokjin'in zihninde. "Üzgünüm ama polise haber vermek zorundayım. Aslında... üzgün değilim. Niye üzgün olayım ki? Vurulma vakasıyla gelen birini neden ihbar etmeyecekmişim? Eğer neden vurulduğunu bana düzgün bir gerekçe vererek izah ederseniz ben de ona göre polise haber verip vermeyeceğimi kadar verebilirim." tek kaşını kaldırarak konuştu seokjin.

Namjoon, seokjin'in bu tavrını hem beğenmişti, hem beğenmemişti. Bu zamana kadar kimse onunla bu kadar cesur konuşamamıştı. Herkes korkardı ondan. Ama bu genç korkmuyor gibi gözüküyordu. Oysaki az önce korkuyor gibi gözüküyordu. Namjoon şaşırmıştı.

Diğer tarafta ise işler pek namjoon'un düşündüğü gibi gitmiyordu. Seokjin korkuyordu. Sarı saçlı gencin konuşma tarzından, hareketlerinden nasıl biri olduğu anlaşılıyordu. Seokjin sadece korkmuyormuş gibi gözükmeye çalışıyordu. Kardeşinede böyle öğretmişti.

"Tavrınız pek hoşuma gitmedi doktor jin. Ama ne yalan söyleyeyim etkilendim. Daha önce kimse benimle bu kadar cesur konuşmaya cüret edememişti. Genelde kurbanlarıma konuşma hakkı vermem gerçi." namjoon konuştuğunda seokjin donup kalmıştı. Ne demek kurbanlarım? siyah saçlı gencin gözbebekleri titremişti ve namjoon da bunu çok net görmüştü.

"Neden bahsediyorsunuz? Sizi anlamıyorum." Namjoon, tehlikeli bir şekilde sırıtarak bacak bacak üstüne attı ve arkasına yaslanarak konuşmaya başladı. "Polise giderseniz kardeşinizi de o kurbanlarımın arasına katarım diyorum. Bunu istemezsiniz öyle değil mi?" Seokjin konuşamıyordu. Bu adam resmen onu kardeşiyle tehdit ediyordu.

"S-siz..." devamını getiremedi seokjin. Dili tutulmuş, kanı çekilmişti adeta. Manyağın teki onu kardeşiyle tehdit ediyordu. "Evet, ben bir mafyayım doktor Jin. Bunu da herkese söylemem ama sizi sevdim o yüzden söylüyorum." Namjoon son sözlerini söylemeden önce ayağı kalktı. Seokjin ise donmuş bir şekilde kapıya bakıyordu.

"Dediğim gibi doktor kim seokjin. Kimseye bir şey söylemeyin, ben de kardeşinize dokunmayayım. Gerçi benden önce chan dokunabilir. O da zararsızdır merak etmeyin." Kapıya yürüdü ve tam kapıyı açacağı sırada arkasından bir ses duydu. "Kardeşimden uzak durun. Kimseye bir şey söylemeyeceğim yeter ki kardeşimden uzak durun."

Namjoon arkasını dönmeden konuştu "Güzel. Ben uzak dururum da chan'ı uzak tutabilir miyim pek emin değilim." Kısık sesle konuştu ve kapıyı açıp çıktı.

*Flash back end*

Sonunda kardeşini bulduğunda, gülümseyerek felix ile konuştuğunu gördü ve derin bir nefes verdi. Nefes alış verişlerini düzene sokmaya çalışarak yanlarına yürürken uzaktan onları izleyen bir beden görünce adımlarını durdurdu.

İyi okumalar ~
Ben okula kaçıyorumm

Doktor ve mafya/Skz Bts Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin