75

472 72 94
                                    

Önceki bölümün oyları şaka mı?

Namjoon'dan

Şu an babamla konuşmaya gidiyordum. Seokjin'i hastaneye bıraktıktan sonra şirkete geçmiştim. İki saatte işlerimi hallettikten sonra ise babamla konuşmak için yola çıkmıştım. Açıkçası biraz korkuyorum. Küçüklüğümden beri babamdan hep korkmuşumdur. Yapabileceklerini bazen aklım almazdı.

10 yaşındayken gözümün önünde birini öldürmüştü. 13 yaşındayken bana birini vurdurmuştu. 20 yaşında bütün işleri bana devretmişti.

Dediklerini hep yapmıştım. Ben daha 5 yaşında babamdan korkmaya başlamıştım. Annem ölmeden önce ona şiddet uygularken korkmuştum ondan.

Şimdi ise korkacak bir şeyim kalmamıştı. Ben ondan çok daha güçlüyüm. Sadece bir tereddütüm var. O da seokjin'in gitme demesinden kaynaklanıyordu. Kapının önünde durmama rağmen geri dönsem mi diye düşünüyorum.

Babamın seungmin'e bir şey yapma ihtimali olduğu için gidemiyordum. Belki konuşmak bir işe yarar diye düşünüyorum. Bu yüzden buradayım zaten. Bu yüzden şu an zile bastım.

Kapının açılmasıyla derin bir nefes verip içeri girdim. Kapıyı açan hizmetli kadının dediğini duymamazlıktan gelerek merdivenlere yöneldim.

Yıllar önce önünden geçmeye korktuğum kapıya geldiğimde bir saniyelik bir tereddütle durdum. Durduğumda ise içeriden gelen konuşma seslerini duydum.

"Anlaşıldı efendim."

"Bana bak. Sakın batırayım deme! O çocuğun ölüsünü istiyorum. Diğerleriyle birlikte. Seungmin denen o çocuk beni tanımıyor." Babamın dedikleriyle kanım çekilmişti adeta.

Kapıyı açarak içeri daldım. "Ne dedin sen?!" Diyerek girdiğimde babam anlamazca bana bakmıştı. Kaşları anında çatılırken konuştuğu adam odadan çıkmıştı.

"Ne cüretle odama bu şekilde girersin!" Ben sana göstereceğim şimdi ne cüretle girdiğimi.

"Sen ne cüretle benim çatım altındakini öldürme emri verirsin! Sen kimsin de benim korumam altındakine dokunabileceğini zannediyorsun?! Sen kimsin?!" Öyle yüksek sesle bağırmıştım ki sesimin bahçeden duyulduğuna eminim. Sinirim tepemdeyken sesimin şiddeti umrumda bile değil şu an.

Babam elini masaya vurarak ayağa kalktı. "Ne cüret..!"

Sözüne devam edemeden konuştum tekrar. "Aileme dokunamazsın! Senide adamlarınıda tek tek öldürürüm! Babam demem öldürürüm seni!"

"İki günlük tanıdığın ibneler için babanı karşına mı alıyorsun?!"

"Düzgün bir baba olsaydın sende o zaman!"

"Bana bak!" Masanın arkasından çekilip önüme geçti. "Haddini bil!"

"Yalan mı? Sen kendini iyi bir baba mı sanıyorsun?" Sesim normal tonuna dönmüştü şimdi. "Sen gördüğüm en iğrenç babasın." Cümlem bittiğinde babamın eli havaya kalkmıştı. Fakat kolunu tutarak durdurdum onu. Yüzümde küçümseyici bir sırıtış oluştu. "Ne oldu? Gerçekler acı mı geldi?"

Kolunu elimden kurtarıp parmağını kaldırarak kapıyı gösterdi. "Defol! Benim senin gibi bir oğlum yok artık!" Dediğinde güldüm. "Ben zaten asla senin oğlun olmadım." Diyerek odadan çıktım.

Hızlı adımlarla geldiğim yollardan giderek evden çıktım. Baba demekten utandığım adamın dedikleri beni üzmemişti. Şu an düşünebildiğim tek şey seungmin'in ve diğerlerinin başına bir şey gelmemesiydi.

Bahçede gördüğüm, az önce o adamın odasındaki adamı görünce elimi belime atıp silahımı çıkardım. O daha bir hamle yapamadan tek atışta kafasına sıktım. Bu babama küçük bir uyarıydı. Şimdilik.

Doktor ve mafya/Skz Bts Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin