Mutfakta kesme tahtasına vuran bıçağın sert sesi yankılanıyordu. Saat dokuzu geçmişti fakat hastaneden yeni gelen doktorlar henüz yemek yememişti. Jisung minho ile inatlaştığı için şu an yemekleri kendisi yapıyordu. Minho'da oturmuş jisung'u izliyordu.
"Biraz daha başımda dikilmeye devam edersen şunu kafana atarım." Jisung elindeki taze soğanı sallayarak tehdit ederken minho gülmüştü.
"Gidersem hile yapmayacağını nereden bileceğim?" Minho elinde tuttuğu elmayı ısırmadan önce sormuştu. İddia bahaneydi jisung'u yemek yaparken izlemek ise şahane.
Jisung giydiği yeşil önlüğe ellerini silip ocakta kaynayan yemeğine baktı. Kaşıklıktan kaşık alarak yemeğin suyundan tadına baktı. Ardından elinde kaşıkla minho'ya baktı ve cevap verdi. "Ben sen miyim hile yapayım? Zaten mundar ettin güzelim yemeğimi."
Minho'nun jisung kaybetsin diye yemeğe attığı tuzu jisung fark ettiğinde çok geç olmuştu. Bütün kutuyu yemeğe boşaltmıştı ve yemek tamamen yenmez olmuştu. Jisung kurtarmak için bir şeyler denese de yemek kurtulamamış ve bahçedeki kedilere gitmişti.
"Sen tuz dökmedin diye ben dökecektim ama elimden kaydı. Benim suçum yok." Minho en uygun bulduğu yalanı söylediğinde jisung her şeyi gördüğü için inanmamıştı. Soğanı doğramaya başladığında konuşmaya devam etti.
"Aynen. Tüm suç tuzda zaten. Sana yemeğe tuz at diyen oldu sanki."
"İyilik de yaramıyor sana." Minho elmasını tekrar ısırmadan önce söylemişti.
Jisung itiraf etmese de minho'nun burada olmasından o kadar da şikayetçi değildi. Tamam yemeğine sabotaj düzenlediği için kızmıştı ama minho'nun varlığından rahatsız değildi. Yalnız başına yemek yapmaktansa minho'nun yanında onunla konuşmasından memnundu.
"Yemeğin dibi tutacak şimdi." Minho dalmış olan sevdiğini fark ettiğinde hemen konuşmuş ve dikkatinin dağılmasını sağlamıştı. Jisung kendine gelerek yemeği kontrol ettiğinde gerçekten de dibinin tutmak üzere olduğunu görmüştü.
"Teşekkürler." Ocağı kapatarak küçük bir teşekkür etti. Az kalsın iddiayı kaybedecekti.
Soğan doğrama işine geri döndü hemen ardından.Minho bitirdiği elmanın koçanını çöpe atmak için oturduğu sandalyeden kalktı. Tezgahın altındaki çöpe uzanmak için jisung'un belinden tutarken kulağına fısıldadı. "Rica ederim."
Jisung birden oluşan bu yakın temas karşısında elindeki bıçağı durdurdu. Beklemediği her halinden belli olurken kulaklarının kızardığının farkında değildi. Minho ise farkındaydı ve sırıtarak uzaklaşmıştı.
"Bahçeye çıkıyorum. Hemen şuradayım hile yapmaya çalışma!" Ardından da mutfak kapısından geçerek bahçeye çıkmıştı arkasında düşünceli bir sincap bırakarak.
"Biraz daha kalsaydı bayılacaktım." Kendi kendine konuşarak işlerine devam etti jisung. Gerçekten bayılmak üzereydi orası ayrı.
Minho bahçe camından rahatlıkla gördüğü sincabını biraz da oradan izlemişti. İşine fazlaca odaklanmış olan jisung minho'nun oradan kendisini izlediğini fark etmemişti bile.
Minho dünden beri gözlerini jisung'dan çekmemişti. Sürekli olarak hareketlerini izliyor, yalnız kalmasına fırsat vermeden dibinden ayrılmıyordu. Jisung'un hep güçlü tarafını görmüştü. Sadece bir kere gördüğü gözyaşlarını bir daha görmek istemiyordu. Jisung'un ağlaması sanki kalbine bıçak saplıyorlarmış gibi hissettirmişti ve bir daha olmaması için elinden geleni yapacaktı. Jisung'un canının yanmasını istemiyordu.
O bunları düşünürken birden bir ses duymuştu. Jisung bardak düşürmüştü ve bardak yerle buluştuğu gibi parçalara ayrılmıştı. İçeri girip jisung'u kontrol edecekken jisung tedirginlikle yerdeki parçaları toplamaya başlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Doktor ve mafya/Skz Bts
Hayran KurguHastane koridorunda koşuyordu genç. Koridorda ki hastalar ne olduğunu anlamadan genç doktora bakıyorlardı. Genç koridordan sağa döndü ve ulaşmak istediği kapıya ulaştı. Kapıyı açıp hızla girdi odaya. "Jin hyung acil hasta geliyor!" ‼️Fikir bana aitt...