38

759 89 10
                                    

Hayat zordu. Her insanın kendince zorlandığı zamanlar olurdu. Altından kalkamadığı. Bir de yalnızsan bu daha zor olurdu. Yanında biri olmadığı sürece her şey daha berbat olurdu. Hayatta kimsenin zorlanmadığı bir zaman olmazdı. Yorulur, ağlar, depresyona bile girerdi. Bunları tek başına atlatamaz birine anlatma, yüklerini hafifletme ihtiyacı duyardı.

Peki yanında kimse yoksa? Kimseye anlatamazsa yüklerinden nasıl kurtulurdu?

Kurtulamazdı.

Çaresizce kendi başının çaresine bakmaya çalışırdı. Bazen bu durum onu hata yapmaya bile götürürdü.

Peki burada yalnız olan kişi kim? Etrafında onca kişi olmasına rağmen yalnız olan kişi kimdi?

Felix...

Tanrı kimseye taşıyamayacağı yük vermezmiş. Peki felix neden bu yükleri taşıyamıyor?

Felix için hayat herkesinkinden zordu. Çevresinde bir sürü insan vardı ama o hepsinden korkuyordu. Onlara güvenemiyordu.

Etrafında abilerinden başka güvendiği kimse yoktu. İçini onlardan başka açabildiği kimse yoktu.

Yalnızdı.

Ama eskiden. Şimdi yanında abileri dışında başkalarıda vardı. Seungmin, jisung, yoongi, seokjin ve changbin. Changbin hayatına yeni girmişti belki ama ona güveniyordu. Nedenini bilmediği bir şekilde ona güveniyordu. Şu an onunla kahve içmesi de kanıtıydı.

Onun yanında kendini güvende hissediyordu. Yanında mutluydu. Birine güvenmek ve yanında rahat hissetmek felix'in aylarını alırdı. Oysaki changbin ile daha bir hafta önce tanışmıştı.

"Hey doktor Lee! Ne düşünüyorsun öyle derin derin?"

Changbin'in seslenmesiyle gözlerini kahvesinin üstünden çekti.

"Hiç-hiçbir şey."

"Emin misin? Bir sorun yok değil mi?" Changbin felix'un neredeyse on dakika boyunca dalıp gitmesinden bir şey olduğunu düşünmüştü.

"Evet. Sorun yok."

"Emin misin? On dakikadır susuyorsun. Bir sorun varsa bana anlatabilirsin." Changbin masadaki elini felix'in eline uzattı. Sonra aklına gelen şeyle tutamadan durdurdu.

Felix changbin'in elini fark etmişti ve biraz üzülmüştü. Onunla rahatça temas edemiyor olması onu üzüyordu.

"İyiyim hyung. Merak etme. Şey ben sana bir şey söyleyecektim." Felix konuyu değiştirmek istedi.

"Söyle bakalım." Changbin elini çekerken bir anda felix'in söylediği şeyle şok olmuştu.

"H-hyung ben şey... sana dokunabilir miyim?" Felix bunu söylerken çekiniyordu çünkü ters tepki almak istemiyordu.

Changbin şaşırdığını gözlerini büyütürken felix bunu yanlış anlamıştı.

"Üzgünüm." Felix kafasını eğerken changbin elini tutmuştu.

"Dokun. Bana istediğin gibi dokunabilirsin. Sarılabilirsin de." Felix changbin'in söylediği şeyle kafasını kaldırıp changbin'in gözlerinin içine bakmıştı.

O an sanki zaman durmuştu bu ikili için. Etraftaki kişiler yok olmuştu sanki.

Bir süre bakışın ikili felix'in utanmasıyla gözlerini çekmişlerdi. Felix yanaklarının kızardığını hissediyordu.

Hastanenin kafeteryasında oturuyorlardı ve abisi her an gelebilirdi ama onlar bunun farkında bile değildi o an.

Changbin felix'i görmek istemiş bu yüzdende hastaneye gelmişti. Şansına felix'in mola saatiydi de onu görebilmişti.

"Benim artık gitmem gerekiyor hyung. Geldiğin için mutlu oldum." Felix ayaklanırken changbin felix'in kızarmış yüzünü gülümseyerek izlemişti.

"Bende mutlu oldum." Changbin de ayağa kalktı.

"Ben gideyim o zaman." Felix heyecandan ne yapacağını bilmiyordu şu an.

"Tamam. Ben de gideyim o zaman. Akşam seni arasam açar mısın?" Changbin bunu söylerken çekiniyordu çünkü daha önce felix'i aradığında açmamıştı.

"Şey hyung. Ben arasam. Abim yanımdayken ararsan açamam." Abilerinin yanında açamazdı çünkü abisinin nasıl bir tepki vereceğini kestiremiyordu.

"Olur sen ara." Changbin felix'i hayran gözlerle izlerken söylemişti.

"O zaman görüşürüz hyung."

"Görüşürüz civciv." Felix changbin'in ona civciv demesine daha çok utanırken hızlı adımlarla çıktı kafetaryadan.

Tabii onu nasıl bir sürprizin beklediğini bilmiyordu.

Biraz aceleyle yazdım çünkü bu bölümü birine hediye ediyorum.

jiroshhhz İyiki doğdun canım benim iyiki varsın💛💛💛💛

Doktor ve mafya/Skz Bts Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin