Bölüm 9

344 14 2
                                    

Siyah gözlü olduğunu varsayarsak DEMİR ERTÜRK

Siyah gözlü olduğunu varsayarsak DEMİR ERTÜRK

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

ADA SOYSAL

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

ADA SOYSAL

Bir yandan ters giydiğim bordo kazağımı düzeltmeye çalışırken diğer yandan banyoya koşturuyordum. Geç kalmıştım. Demir Bey beni öldürecekti.

"Babaanne neden kaldırmadın ama beni?"

Elektriklenen saçlarımı kazağımın içinden çıkarıp geriye attıktan sonra diş fırçama macun sürdüm. Bir yandan da Demir Bey'e ne bahane uyduracağımı düşünüyordum.

"Babanla gittin sandım." diye seslendi babaannem salondan.

Aynanın karşısında gözlerimi devirip dişlerimi hızlı hızlı fırçalamaya başladım. Onun bir suçu yoktu aslında. Babamın sabahtan toplantısı vardı. Erken gideceğini söylemişti. Sabah o beni uyandıracaktı. Ben de bu yüzden saatimi kurmamıştım ama anlaşılan unutmuştu bugün şirkete gideceğimi.

Jet hızıyla hazırlanıp yine aynı hızla durağa koştum. Neyse ki şanslıydım da bir dakika içinde otobüsüm gelmişti. Kendime tutunacak bir yer bulduğumda nefes alışverişim anca düzelebilmişti. Evet, şimdi bir bahane düşünmeliydim. Of, her türlü haşlayacaktı beni. Bahane falan dinlemezdi ki o.

Otobüs yolculuğum boyunca bir sürü şey düşündüm. Hepsi de otobüsün tekeri patladı bahanesi kadar zavallıcaydı. Tam da dün yeni bir sayfa açtık derken olacak iş miydi bu? Dün attığım mesaja geri dönmemişti. Geri dönmesini beklememiştim zaten. Sadece akşam babam için gideceğimiz yerin konumunu atmıştı. En azından arar diye düşünmüştüm ama aramamıştı bile.

Sonunda kararımı verdim. Bahane üretmeyecek direkt özür faslına geçerek özür kahvesi alacaktım ona. Evet, en doğrusu bu olurdu. Nasıl olsa neden geç kaldığımdan çok geç kaldığıma odaklanmış olacaktı. Sonuç adamıydı sonuçta.

Yine geçen defa onlara kahve aldığım kahveciye gittim. Barış Bey'i unutmak olmazdı. İyi adamdı. Onu da seviyordum. İkisinin de nasıl kahve sevdikleri aklımdaydı. Kahvelerin hazırlanmasını beklerken Mehmet amcayla havadan sudan sohbet ettik. Bana Demir Bey'le iyi anlaşıp anlaşamadığımı sordu. Dürüst davranıp aramızın bir iyi bir kötü olduğunu ama onu anlamaya başladığımı söyledim. Bilmiş bir gülümsemeyle "İyidir Demir, iyidir," dedi geçen defa olduğu gibi.

BAŞKAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin