BAŞKA...
Her şey o cümleyle başladı. Bu cümle, öylesine güçlü bir cümleydi ki daha bir çift göz onu gördüğü anda başlamıştı pek çok şeyi değiştirmeye.
Karar verildi ve yeniden yazılmaya başlandı hayat defterine satırlar.
Hayal bile edemeyecek...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Zaaf?"
Melis'e döndüm. "Ne?"
Kaşlarını kaldırdı. "Zaafım dedin Ada."
Konuşmak için ağzımı açtım ama diyecek bir şey bulamadığım için ağzımı yeniden kapattım. Zaafım demiştim değil mi? Keşke zamanı geri alabilseydik de ben de düşünerek konuşabilseydim.
Elbisemin kol kısmı çok ilgimi çekiyormuş gibi aşırı bir dikkatle kolumla ilgilenmeye başladım. Bir yandan da toparlamaya çalışıyordum. "Bunun bir kişinin zaafım olup olmamasıyla ilgisi yok. Benim yüzümden kimseye zarar gelmesine izin veremem." Başımı kaldırdım. "Sen ya da o fark etmez Demir. Eğer bu gece yanımda Bora değil de sen olsaydın, ben yine de Mete'yle giderdim."
"Sen niye bu kadar zor bir insansın Ada?" diye söylendi Bora. "Biz seni korumaya çalışıyoruz güzelim."
Ayağımı sinirle yere vurdum. Gerçekten artık sinirlenmeye başlamıştım. "Şöyle söyleyip durmayın artık. Benim kimsenin korumasına ihtiyacım yok."
"Ne oluyor burada?"
Demir, sakin bir tavırla Sibel'in yüzüne bakmadan konuştu. "Sibel, bize biraz izin verir misin? Özel bir şey konuşuyoruz."
Sibel, Demir'in bu tavrına şaşkınlıkla karışık bir kırgınlıkla bakarken "Hayır, konuşmamız bitti." dedim yanlarından geçmek için yeltenerek. Daha fazla dinlemeyecektim ve artık onları kendi işlerime karıştırmayacaktım.
Daha iki adım atmıştım ki Demir aynı sakin tavırla kolumdan yakaladı. "Melis, biz erken çıksak sorun olmaz herhalde."
"Ben hiçbir yere gitmiyorum." Kolumu çektim. "Ya bırak."
Sanki ben hiçbir şey dememişim gibi konuşmaya devam etti. "Anıl'a tekrar doğum gününü kutladığımı söylersin."
"Söylerim merak etme, dikkat edin siz."
"Melis, sen şaka mı yapıyorsun?" Bora'ya döndüm beklentiyle. "Bora!" Gülerek ellerini iki yana açtı. Hoşuna gitmişti Demir'in beni dinlememesi.
