Bölüm 30

126 12 2
                                    

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Can Hoca gittikten sonra biz de aşağıya indik. Fakültenin kapısından çıkarken hemen kapının önünde gergin bir şekilde bir sağa, bir sola yürüyen Melis'i gördük. Melis bizi görünce bir an duraksadı. Sonra hızlı adımlarla yanımıza gelip tam önümde durdu. "Selam."

"Selam." dedim ben de.

"Biz sizi yalnız bırakalım." dedi Demir. Bora da başını sallayarak Demir'le gidince Melis'le yalnız kaldık.

Birbirimizin karşısında bakışlarımızı kaçırarak dikiliyorduk ve bu çok garipti. Ne denirdi, nereden başlanırdı bilmiyordum. Görünüşe göre o da bilmiyordu. Gerilim tırmandıkça tırmanıyordu.

"Öğrenmişsin." dedi Melis sonunda.

Ayakkabılarıma bakarak cevap verdim. "Sen biliyordun tabi."

"Tanıtım gecesinde anladım." Başımı kaldırıp baktığımda devam etti. "Küpenin eşini yıllar önce babamın kasasında görmüştüm." Duraksadı. "Anneninmiş."

Bakışlarım ayakkabılarımda başımı salladım. "Annemin."

Elini omzuma koyunca yüzüne baktım. Şefkatle elini yanağıma koydu. "Ada sana yemin ediyorum senin benim için Anıl'dan farkın yok. Anıl ne kadar benim kardeşimse sen de o kadar benim kardeşimsin. Sen benim canımsın."

Ben konuşmayınca konuşmaya devam etti. "Bunlar senin için çok fazla biliyorum. Ama sana yalvarırım Ada benimle arana mesafe koyma. Babamla zamana ihtiyacınızın olduğunu biliyorum ama Anıl'la ben..."

"Anıl da mı biliyor?"

"Yeni öğrendi." dedi. Yüzünün ifadesinden Anıl'ın bu durumu iyi karşılamadığı anlaşılıyordu.

"Ve?" diye bastırdım.

"Onun da zamana ihtiyacı var."

"Onu suçlayamam."

Yeniden iki elini omuzlarıma koydu. "Ada bak ne diyorum. Sen, ben, Anıl oturalım bir konuşalım olmaz mı? Anıl'ı da arayalım, bir yemek yiyelim hep birlikte."

Ellerimi saçlarımın arasından geçirdim tereddütle. "Bilmiyorum Melis. Bunun için hazır değiliz bence hiçbirimiz."

"Lütfen yapma. Bizi kendinden uzaklaştırma. Hem senin hem de Anıl'ın buna ihtiyacı var."

Kendimi bunu yapmaya gerçekten hiç hazır hissetmiyordum ama Melis'i de kırmak istemiyordum. Beni kardeşi olarak görüyordu. Bu çok güzel bir şeydi. İçten içe en çok koktuğum konu da Melis ve Anıl'ın beni kabul etmemesiydi ama artık Melis konusunda içimin rahatladığını hissediyordum. Anıl ise... Evet Anıl'la yüzleşmem gerekiyordu.

"Tamam." dedim. "Ama babanız gelmeyecek."

Babanız değdiğimde Melis'in duraksadığını fark etmiştim ama hemen kendini toparlayıp gülümsedi. Anlaştık o zaman. Ben şimdi Anıl'a mesaj atayım. O da bizim gideceğimiz yere gelsin.

BAŞKAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin