Bölüm 33

140 12 1
                                    



Cihan Mürtezaoğlu "Sen Banasın"  

Belki Ada ve Demir'in de sonu klipteki gibi olur. İyi okumalar ve iyi dinlemeler... 

Odasına girer girmez elimi tutmaya devam ederek bana döndü. "Ne dedi sana?"

Elimi yavaşça elinden çektim. "Boş ver. Önemli bir şey değil."

"Seni bu kadar hırpalamalarına dayanamıyorum." dedi birden öfkeyle.

Gülümsemeye çalıştım. "Kimsenin beni hırpaladığı yok Demir."

"Ada bu kadar güçlü görünmek zorunda değilsin. Canın yanıyorsa bunu söylemelisin. Kalbin kırıldıysa bunu söylemelisin."

Gözlerine baktım dümdüz. "Kimin umurunda ki?"

Elini yanağıma koydu şefkatle. "Benim umurumda."

Elimi Demir'in yanağımdaki elinin üzerine koydum. Göz temasımızı bozmamıştım. "Peki." dedim kısık sesle. "Canım yanıyor Demir. Kalbim kırılıyor. Ama biliyor musun insanın canını en çok önem verdiği insanlar yakabilir. İnsanın kalbini sevdikleri kırabilir en çok. Bu yüzden endişelenme. Taner Bey veya diğerleri o kadar da zarar veremezler bana."

Demir yaptığım konuşmadan bir şey anlamamış gibi gözlerini kırpıştırdı hafifçe. Ne kadar zeki bir adam olursa olsun benim cümlelerime, sözcüklerime, hislerime gelince beyni duruyor, göremiyordu anlatmak istediklerimi.

İç çekerek geri çekildim. "Eve gidebilir miyim?"

"Güven Bey'le olan toplantımızı yaptık. Diğer toplantı da on beş dakika sonra başlar. Ondan sonra seni götürmek istediğim bir yer var."

"Çok yorgun hissediyorum kendimi. Sorun dosyalarsa evde de hallederim ben onları ama gerçekten burada bugünlük daha fazla kalmak istemiyorum."

"Dosyaları boş ver Ada. Onların bir önemi yok."

"Gidebilir miyim o zaman?"

"Git ama buraya tekrar geldiğinde kendini kötü hissetmeni istemiyorum. Unutma, senin yerin benim yanım."

Gülümsediğimi hissettim. "Unutmam."

* ********* ** ********* ******** ******

Babaannem eve erken geldiğimi görünce şaşırmıştı. Koz – Er Holding'e gittiğimi bildiğinden hemen bir şeyler olduğundan şüphelenmişti. Ben de Demir'in bir toplantısı olduğu için erken çıkmama izin verdiğini söylemiştim. Babaannem inanmıştı ama akşam babam geldiğinde ve aynı şeyleri ona söylediğimde babamın bana inanmadığını anlamıştım.

Yemekten sonra odama çekildiğimde babam kapımı tıklattı ve benimle konuşmak istediğini söyledi.

"Neyin var kızım?"

Anlamazdan gelerek omuz silktim. "Hiçbir şeyim yok baba."

İçeri girip yatağa, yanıma oturup "Ben senin gözlerinden anlarım bir şeylerin olduğunu." dediğinde aniden gözlerimin dolmasına engel olamadım.

Beni kendine çekerek sımsıkı sarıldı. "Güven Kozcu..."

"Hayır o değil." Kendimi tutamadan bir anda ağlamaya başladım.

Aslında bu bir anlık ağlama değildi. Bu tüm birikmişlerdi. Günlerce hiçbir şey umurumda değil gibi davranmıştım ama artık dayanamıyordum. Her şey darmadağın olmuştu. Bir yanda Kozcu ailesi, diğer tarafta Demir. Hayatımı, düşüncelerimi, hislerimi altüst etmişlerdi el birliğiyle.

BAŞKAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin