Bölüm 16

312 16 0
                                    

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Ben böyle heyecanlanacak, eli ayağına dolaşacak birisi değildim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Ben böyle heyecanlanacak, eli ayağına dolaşacak birisi değildim. Şu an hissettiklerim çok saçmaydı. Tıpkı onu öpmek istemem gibi. Aniden bu his de nereden çıkmıştı? Derin bir nefes alıp sakinleşmeye çalıştım. Gözlerine bakabilecek gücü topladığıma inandığım an bir adım geriye çekildim. Çenemdeki eli düştü. Gözlerimi açıp gülümseyerek öfkeyle kısılmış gözlerine baktım. "Ben de böyleyim işte Demir Bey."

Kaşlarını kaldırdı. Öfkesinin geçmediğini gözlerinden anlayabiliyorum. Üzerime gelmeye devam edecekti. "Ben de böyleyim işte Demir Bey." diye söylediklerimi tekrar etti. "Bu kadar mı yani? Başka bir şey söylemeyecek misin?" Sesi yine yükselmeye başlamıştı.

Ne demek istediğini anlamadığım için kaşlarımı sorarcasına kaldırdım. Alayla güldü. "Tabi ya ofis içerisindeyiz şu anda 'bey' diyeceksin." Çenesi kasılırken bir anda kolumdan yakaladı. Hareketi o kadar aniydi ki sıçramıştım. Ne yaptığına anlam vermeye çalışırken kolumdan çekerek koridora çıkardı. Şaşkınlıktan dilim tutulmuştu.

Gürültüyle koridora çıktığımızda Fidan Hanım da ayağa kalkmıştı. Beni peşi sıra merdivenlere doğru çekiştirirken arkamızdan seslendi. "Demir Bey ne yapıyorsunuz?"

"Sen işine bak." diye kükredi. Kolumu daha sıkı kavradı. "Yürü."

İşçilerin arasından geçerken onlar da şaşkınlıkla bize baktı ama hiçbiri bir şey söylemedi. Kimsenin olmadığı arka bahçeye kadar çekiştirdi beni. Sonra bir anda kolumu bıraktı. Kollarını iki yana açarak "Evet." dedi bağırarak. "Seni bekliyorum. Hadi bağır çağır."

"N-ne dememi istiyorsunuz?" diye kekeledim. Onu daha önce hiç bu denli öfkeli görmemiştim. En azından bana karşı bu kadar öfkeli olmamıştı. Kontrolünü tamamen yitirmiş gibi görünüyordu.

"Ne istiyorsan." dedi alayla. Gözlerinin ardından yanan ateşi görüyordum. Ben bir şey söylemeyince de devam etti. "Şu an Demir Bey değilim, değil mi? Dışarıdayız. Sadece Demir'im. Bu da sana, bana ağzına geleni sayma hakkı veriyor."

Ne demek istediğini anlamıştım. Bakışlarımı kaçırdım. "Hadi." diye ısrar etti. "Ada Soysal geri adım atar mı, sessiz kalır mı? Ben böyleyim diye sıyrılır mı? Her zaman içinden geçenleri söyler değil mi?"

BAŞKAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin