Bölüm 52

131 6 0
                                    

Eda'nın baktığı yere doğru dönünce Buğra, Emir ve Demir'in yanlarında uzun boylu, bebek gibi yüzü olan sarışın bir kızla bahçeye girdiklerini gördüm. Üstelik kız Demir'in koluna girmişti. Kaşlarım öfkeyle havalandı. Bu sarışınlardan bıkmıştım ama ben artık!

Gözde bizi görünce Demir'in kolundan çıkıp kocaman bir gülümsemeyle Eda'nın boynuna sarıldı. "Eda, canım nasıl özledim seni."

Eda, Gözde'nin omzunun üzerinden gayet hoşnutsuz bir gülümsemeyle bana bakarken isteksizce kollarını Gözde'ye doladı. "Ben de seni."

Gözde bozmadığı gülümsemesiyle bana döndü. "Aa sen kimsin canım? Eda'nın arkadaşı mısın?"

Gözlerimi devirmemek için kendimi zor tuttum. Bir insan ancak bu kadar kötü rol yapabilirdi. Demir tek kolunu belime dolayarak beni kendine doğru çekti. "Tanıştırayım Gözde'ciğim, Ada benim sevgilim."

Kız yapmacık bir memnuniyetle elini uzattı. "Memnun oldum. Gözde ben de."

Aynı yapmacık memnuniyetle kızın elini sıktım. "Ben de memnun oldum." Hemen Demir'e döndüm. "İki dakika konuşalım mı?"

Yüzümde nasıl bir ifade vardı bilmiyordum ama Demir'in yüzüme bakarken kaşları çatılmıştı. "Konuşalım." dedi elimden tutup beni içeri çekiştirirken. Bir sorun olduğunu anlamıştı ama muhtemelen sorunun nedenini yanlış anlamıştı.

Kimsenin olmadığı salona geçer geçmez meraklı bir ifadeyle gözleri yüzümü taradı. "Ne oldu? Ben yokken birisi bir şey mi dedi yoksa?"

Gözlerimi devirdim. "Hayır kimse bir şey demedi." Elinden tutup çekiştirdim. "Yukarıda konuşalım."

Eda'nın odasına çıkıp kapıyı arkamızdan kapattık. "Ada ne oluyor?" diye sordu Demir endişeyle.

Kollarımı göğsümde bağladım. "Gözde'ciğim ha?"

"Ne?" Gözlerini kırpıştırdı. "Gözde'ciğim ne?" Anlamamıştı.

Ayağımı sinirle yere vurdum. "Demir bir daha o kıza yaklaşmıyorsun."

"Hangi kıza?" Elinin tersini alnıma koydu. "Ada iyi misin sen? Neden bahsediyorsun?"

Elini itekledim. "Neden bana haber vermeden gidiyorsun? Hadi gidiyorsun telefonunu neden almıyorsun?" Öfkeden konudan konuya atlıyordum. Demir'in kafasını daha çok karıştırdığımın farkındaydım. Hala bu çıkışıma anlam verememişti ama umurumda değildi. "Bir daha o kıza yaklaşma Demir?"

"Hangi kıza?"

"Gözde'ye!"

"Şu an gereksiz yere kıskaçlık yapıyorsun. Gözde benim kuzenim."

"Eda bana anlattı. Kuzenin falan değilmiş."

"Ada söylediğin şey gerçekten ayıp. Tamam, Gözde'nin babası başka birisi olabilir ama amcam onu kızı kabul etti. Ben de onu kuzenim kabul ettim."

"Ama o seni kuzeni olarak kabul etmiyor."

Ne çekiyordum Demir'in şu kuzenlerinden! Kızı ayrı, oğlanı ayrı manyaktı.

"O ne demek öyle?" dedi gözlerime bakarak.

Ellerimi omuzlarına koyup ciddiyetle yüzüne baktım. "Öyle işte. Bana güven, yaklaşma o kıza."

Kıskanmam hoşuna gitmişti. Dudaklarını ısırdı. "Yaklaşırsam ne olur?"

"Demir!"

Güldü. "Abartıyorsun Ada." Dudaklarıma doğru eğilince başımı geri çekip ne kadar ciddi olduğumu anlasın diye yüzüne baktım. Ellerini belime koyup beni kendine doğru çekti. Saçlarımı kulağımın arkasına atarken yeniden dudaklarıma eğilmişti. "Tamam uzak dururum." diye mırıldandı. Tam dudağımdan öpecekti ki başımı yana doğru çevirince dudakları yanağıma denk geldi. Yanağımı usulca öpüp çenesini omzuma yasladı. "Seni özledim."

BAŞKAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin