Kaan anlayışlı bir iç çekişle yanıma oturdu. "Kötü bir ayrılık oldu sanırım."
Elimde çevirip durduğum karta baktım. "Kötü bir ilişki, berbat bir ayrılık." Derin bir nefes alıp kartı buruşturdum. Kutlama hala devam ediyordu. "Gitsem ayıp olmaz değil mi?"
Omuz silkti. "Sorun olmaz. Tulga Hanım da gitti zaten."
Gözlerim Sibel'in yanındaki Demir Bey'i buldu. Bir şeyler anlatıyordu ve Sibel de dikkatle onu dinliyordu. Ne anlatıyordu acaba bu kadar önemli? Ayağa kalkıp yanlarına yürüdüm. Kaan da peşimden kalkmıştı. Ben yanlarına yaklaşırken ikisinin de bakışları bana döndü. Zoraki bir gülümsemeyle konuştum. "Kusura bakmayın, bölüyorum." Demir Bey'e döndüm. "Eğer buradan sonra şirkete gitmeyeceksek eve gidebilir miyim?"
Gözü bir an elimdeki karta kaydıktan sonra bardağını kenara koydu. "Şirkete gitmeyeceğiz. Seni evine bırakayım."
Böyle bir şeye hiç gerek yoktu. İtiraz etmek için ağzımı açtığımda bir anda Kaan araya girdi. "Sen zahmet etme kuzen. Bu kadar güzel bir kadını, bu kadar güzel bir sohbetin ortasında bırakmak pek centilmence olmaz." Kendinden emin bir şekilde gülümseyen Sibel'e göz kırptı. "Ben bırakırım Ada'yı."
"Evet Demir, sen biraz daha kal lütfen. Zaten çok zor görüşebiliyoruz."
Yüzümü buruşturmamak için kendimi zor tuttum. Aslında Sibel'in öyle aşırı, sinir olacağım davranışları yoktu. Ona tam olarak neden sinir olduğumu ben de bilmiyordum ama sevememiştim ilk gördüğüm andan beri.
Demir Bey, gözleri üzerimde duraksarken Sibel bana döndü. Yüzünde kocaman bir gülümsemeyle -bana ilk defa bu kadar içten gülümsüyordu- konuşmaya başladı. "Bu arada, sevgilin gerçekten çok romantikmiş. Güller bir harika."
Gözümün ucuyla hala koyduğum yerde duran bukete baktım. Eski sevgili, yok şu, yok bu diye açıklama yapmak istemiyordum artık. "Evet, harika." dedim kestirip atarcasına. "Artık gitsem iyi olur. Size iyi eğlenceler."
Tam arkamı dönmüştüm ki bu defa Demir Bey konuştu. "Güllerini almayacak mısın?"
Ne gül sevgisiymiş ama! Gözlerimi kapayıp sabır diledikten sonra arkamı dönmeden konuştum. "Hayır, sizin olsun."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BAŞKA
Ficción GeneralBAŞKA... Her şey o cümleyle başladı. Bu cümle, öylesine güçlü bir cümleydi ki daha bir çift göz onu gördüğü anda başlamıştı pek çok şeyi değiştirmeye. Karar verildi ve yeniden yazılmaya başlandı hayat defterine satırlar. Hayal bile edemeyecek...