(Multide Ateş ve Cemre var.🤗)
Görkem'den...
Müdürün odasından çıkarken canım sıkkın olsa da aslında mutluydum. Beren' e güldüm ve sınıfa geçtim. Çünkü müdür yardımcısı onu suçlu bulmuştu. Ateş, Beren' in bana hakaret ettiğini söylemişti. Cemre de ilk onun bana saldırdığını söylemişti. Yalan olsa da o bunu hak etmişti.
Ya bana açıkça şey dedi! Şey işte. O diyemediğim şey!
Müdür yardımcısı bana da kızdı biraz. Ama sorun değil. Beren' in yüzünün o halini görmeye değdi. Ben, Ateş ve Beren son derse kadar rehberlik servisinde, ayakta dikildik.
Neydi şimdi bu! Ceza mı!
Çıkış zili çalınca kendimi direk yere attım. Yaklaşık olarak beş saattir olduğum noktada dikiliyordum. Ayaklarım uyuşmuştu. Benden hemen sonra Beren de kendini yere attı. Bu kez Ateş de usulca yere oturdu. Dizlerimi karnıma doğru çektim. Ve başımı dizlerime gömdüm. O sırada Beren söze girdi. "Senin yüzünden şu an bu haldeyiz. Gerçekleri duymak ağır geldi sanırım." dedi. Kız bu haldeyken bile laf sokma derdindeydi! Derin bir nefes alıp, "Ya sabır!" dedim sessizce. Ateş ayağa kalktı. Bana elini uzattı. Başımı yavaşça yukarı kaldırdım eline baktım. "Hadi gel! Seni evine bırakayım." dediğinde bir süre eline baktım. Sonra başımı çevirip Beren'in yüzüne baktım. Kıskançlıktan deliye dönmüştü. Sırf onu deli etmek için bile bu teklifi kabul edebilirdim. Üstelik ayağa kalkacak halim bile yoktu. Otobüsle gitmem çok zor olacaktı. Gülümsedim ve Ateş'in elini tutup ayağa kalktım. Birlikte okuldan çıktık. Cemre'ye mesaj attım. O ceza almamıştı. Yani sağlamdı. Ateş'in arabasını görünce gözlerim büyüdü. Sessizce "Woouw" dedim. Üstü açılan siyah bir spor arabaydı. Ateş'in bana baktığını fark edince silkelendim ve arabaya bindim. Ateş önce klimayı, ardından da müziği açtı. 'Pamela ve Ümit Besen'den Seni Unutmaya Ömrüm Yeter Mi' çalıyordu.
'Daha dün yanımda, kollarımdaydın. Boynuma sarılıp, öper koklardın. Seviyorum derken, hep özlüyorken. Şimdi neden bana yabancısın sen?
Seni unutmaya ömrüm yeter mi? Dön desem tersine, dünya döner mi? Gururum, aşkıma öyle düşman ki, Geri dön, beni sev, dön diyenem ki!'
Çok yorgun olmama rağmen gülümsedim. "Bu şarkıyı çok seviyorum." dedim. O da gülümsedi. "Ben de." dedi ve müziğin sesini açtı. "Ne taraftan gideceğiz?" dedi. "İlerden sola dön. Ben sana tarif edeceğim." dedim. Başını sallayarak onayladı beni. Evin önüne gelmeden, "Burada ineyim ben. Şimdi mahallede beni herkes tanır. Dedikodu olur." dedim. Bana şaşkınlıkla güldü. "Kaldı mı öyle şeyler?" deyince kaşlarımı çattım. "Sen sarayda falan mı büyüdün?" dedim. Güldü. "Hayır, ama beni gözetleyen komşularım da olmadı." Kaşlarım hala çatıkken ona cevap verdim.
"Lütfen komşularımız hakkında düzgün konuş. Beni gözetlemiyorlar. Sadece, aile gibiyiz. Mesela annem de buraya seninle geldiğimi görse benimle evlenmek zorunda bile kalabilirsin." dedikten sonra beynimde şimşekler çaktı. Bana saçmaladığımı belli eden bir gülümsemeyle bakıyordu. Ellerimi havaya kaldırdım. "Şaka. Sadece şakaydı! En kötü ihtimalle beni terlikle kovalar. Saçlarımı tek tek yolar. Hesap sorar. Hepsi bu" dediğimde bana şaşkınlık ve acımayla bakıyordu. Yine kendimi rezil etmekte sınır tanımıyordum! " Neyse. Yarın bizi buradan alırsın." deyip arabadan hızla indim. Arkamdan güldüğüne emindim. Çok geçmeden eve geldim. Ozan uyuyordu. Serpil teyze açtı kapıyı. Ben gelince o da evine döndü. Ayaklarımın altı şişmişti. Üstümü değiştirip ben de Ozan'ın yanına kıvrıldım. Hemen uyumuştum. Uyandığımda Ozan yatakta zıplıyordu. Başta deprem oluyor sanmıştım. Annem eve gelmek üzereydi. Kalkıp biraz şarkı dinledim. Yarışmaya hangi şarkıyla katılacağımız hala belli değildi. Sonra aklıma gelirken arabada dinlediğimiz şarkı geldi. Evet bu şarkı olabilirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ALEV ALEV
Teen FictionGÖRKEM'DEN... Ben aşka inanmayanlardandım. Belki azınlık gruptaydım. Belki beni aşka inandıracak biri çıkmadı karşıma. Belki bu yüzden o güne kadar hiç sevgilim olmadı. İhtiyaç da duymuyordum zaten. Onunla tanışana kadar... Onu böyle delicesine seve...