16. BÖLÜM

9.2K 429 52
                                    


(Multide Ateş var😍🔥❤)

Ateş'ten...

Görkem omzumda uyuyordu. Daha on beş dakika önce beni öpmüştü. Ama sabah belki de bunu hatırlamayacaktı. Bir anda başını kaldırdı. Gözleri kısıktı. Denize bakıyordu. Yüzünü buruşturdu. Elini karnına götürdü. Bir anda kusmaya başladı. Kusarken ona bakmamaya çalıştım ama kayalıkların kenarındaydık. Ona belinden sarıldım, bir elimle de saçlarını yüzünden çektim. Güya annesine söz vermiştim, 'Asla alkol almayacak.' diye.

Görkem bir anda kendini kollarıma bıraktı. Ben de onu kucağıma aldım. Kollarını boynuma doladı. Başını da omzuma yasladı. Arabaya kadar kucağımda taşıdım onu. Arabaya geldiğimizde arka koltuğa yatırdım onu. Bacakları arabanın dışında kalmıştı. Başını biraz daha yukarı çekip bacaklarını toparlayıp arabanın içine yerleştirdim. Sonra da kendi koltuğuma geçip arabayı çalıştırdım. Onu kendi evime götürecektim.

Evin önüne geldiğimizde onu yeniden kucağıma aldım. Sarsmamaya çalışsam da uyandı. Yavaşça gözlerini araladı. Sırıtıyordu. Bacaklarını salladı. Kollarını boynuma doladı. Yanağıma uzun bir öpücük kondurdu. "Off Görkem of." dedim gülerek. O da gülüyordu. Kapıyı açmadan önce onu yere indirdim. Belinden sıkıca tutuyordum bir elimle. Diğer elimle de kapıyı açtım. İçeriye girince yürümesi için belinden destekledim ama çok sarsılıyordu. Kucağıma aldım mecburen. Onu odama çıkardım. Yatağıma yatırdım. Elbisesi çok ince olduğu için, elbisesinin üzerine kendi tişörtlerimden birini giydirdim. Ayakkabılarını çıkarıp bacaklarını yatağa doğru kaldırdım. Yorganı da üzerine örttüm. Kapıya dayanıp bir süre gülümseyerek ona baktım. Sonra başımı kaşıyıp odadan çıktım. Alt kata indim. O sırada bir telefon sesi duydum. Telefonumu çıkarıp açtım. Arayan Emre'ydi. Telefonu açar açmaz konuşmaya başladı.

- Ateş neredesiniz siz? Saatlerdir arıyoruz açmıyorsunuz. Görkem iyi mi?

- İyi kardeşim. Merak etme. Benim evdeyiz.

- Oha! Ne işiniz var senin evde? Ateş kıza bir şey yapmadığını söyle, kuzenim lan o benim!

- Lan zevzek zevzek konuşma! Sarhoş kıza ne yapacağım? Yukarıda uyuyor. Konum atarım şimdi sana. Toplanın gelin. Bu gece burada kalırız. Özellikle o Eymen piçini getir onu si...

-  Tamam lan bir sakin ol. Semra teyze, Cemre'nin annesini arayıp eve gelip gelmediğini sormuş. Neyse ki Nermin teyze bizi idare etmiş. Eve geldiğimizi söylemiş. Cemre'yi mecburen eve bırakacağız. Benim de Özge'yi evine bırakmam lazım. Eymen'i de bu gece ölüme göndermeyi düşünmüyoruz. Ceyhun da Aslı ve Pınar'ı evlerine bırakacak. Yani bu gece mecburen yalnızsınız. Ama sabah hemen geleceğiz biz oraya. Görkem'e dikkat et.

-  Merak etme.

Telefonu kapattıktan sonra gidip kendime bir kahve yaptım. Televizyonu açıp ayaklarımı koltuğa uzattım. Kahve etkisini göstermeden ben uykuya daldım.


***

Görkem'den...

Başım çatlayacak gibiydi. Elimi başıma götürüp biraz ovuşturdum. Sonra yataktan kalktım ve etrafıma baktım. Burası... burası Ateş'in odasıydı. Yavaşça kendi üzerime baktım. Ateş'in olduğunu tahmin ettiğim bir tişört vardı üzerimde! Yok artık! Olamazdı değil mi? Sarhoşluğumdan faydalanmış olamazdı! Kendimi toparlayıp etrafa baktım. Elbisem buralarda değildi. Koşarak merdivenleri indim. Koltukta uyuyan Ateş'i fark ettim. Hemen yanına gidip koltuktaki yastıklardan birini alıp ona doğru fırlattım. Uykusu hafif olmalı ki hemen uyandı. "Allah belanı versin! Benim burada ne işim var? Ya ben neden senin yatağında yatıyorum? Benim elbisem nerede?" dedim bağırarak. Sırıtarak ayağa kalktı. Yanıma yaklaştı. "Dün geceyi öğrenmek istediğine emin misin?" dedi. Kulaklarımı tıkadım. "Sen iğrençsin. Benim sarhoşluğumdan faydalandın. Elbisem nerede?"  diye sordum bağırarak. Hala sırıtıyordu. "Merak etme, dün gece sana bir şey yapmadım. Belki başka zaman, kafan yerindeyken..." dedi. Koluna sertçe vurdum ama etki etmedi. Yüzüm kızardı. Utandım. "Yani şimdi dün gece hiçbir şey olmadı mı?" dedim yüzüne bakmadan. Sırıtarak cevap verdi. "Hayır olmadı. Elbisen, tişörtün altında. Birazdan bizim çocuklar gelir. Bence gidip bir duş al." dedi. Kaşlarımı çattım. "İstemez! Ben kendi evimde duşa girerim." dediğimde boynuma yaklaştı ve fısıldadı. "Kokum üstüne sinmiş. Bence duşa girmelisin." dediğinde onu ittim. "Uzak dur be!" deyip merdivenleri çıkmaya başladım. Arkamı dönmeden bağırdım. "Banyoya gidiyorum ama sakın içeriye gireyim falan deme, keserim seni!" dedim. Güldüğünü duydum. "Kapıyı kilitlesene." dedi. Bu kez durdum. Ona doğru döndüm. Hemen cevap verdim. "Kapıyı kilitleyemem. Banyo orası. İn mi var cin mi var nereden bileceğim. Ya çarpılırsam!" dedim. Banyo konusunda ciddi korkularım vardı. Belki de çocukluktan gelen bir korku olabilirdi. Sırıtıyordu. "Aynen. Bence de kilitleme. Allah korusun çarpılırsın falan." dedi. Gözlerimi devirip merdivenleri çıkmaya devam ettim.

ALEV ALEVHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin