9. BÖLÜM

10.7K 461 51
                                    

(Multide Ateş var🔥😜❤️)

Sabah alarmın lanet sesiyle uyandım! Ozan'ı uyandırmamak için sessizce kalktım. Formamı giyip, salona geçtim. Babam, annemin kahvaltıyı hazırlamasını bekliyordu. Ben de annemin yanına gidip ekmeğin ucunu koparıp, ağzıma attım. Babam salondan bana seslendi. "Hadi Görkem bir sucuklu yumurta yap da, kızımın elinden bir şeyler yiyeyim." dediğinde gülümsedim. Buzdolabına doğru yöneldim. Dolabın kapağını açtım. Üç tane yumurta ve sucuk çıkardım. Sucukları doğradım ve ardından yumurtaları kırıp çırptım. Yumurtalar iyice karışınca tuz ve baharatlarını attım. Ocağın altını yaktım ve tavayı ocağa koydum. Tavaya bir parça tereyağı koydum ve erimesini bekledim. Ardından sucukları da pişirip yumurtayı üzerine döktüm. Mis gibi kokmuştu. Öyle pek yemek pişirmeyi bilmesem de yapabildiğim şeyleri çok iyi yapıyordum. Canım kendim!

Kahvaltı hazır olunca Ozan'ı uyandırdım. Zorla yüzünü yıkadım. Ne yapalım sırayla bu işler. Ben küçükken de bana yaparlardı.
Gerçi annem bana hala yapıyor uyanmadığımda!

Kahvaltımız bittiğinde, Serpil Teyze eve geldi. Kıvanç birkaç gündür kendi evine gitmiyordu. Yani kavga ettiğimizden beri. Serpil teyzeyi görünce kendimi kötü hissettim. Ama Kıvanç'ın söylediği sözler hiç hafif şeyler değildi! Kolay affedemezdim bunu. Serpil teyzenin haberi yoktu sanırım. Çünkü haberi olsa, çok üzgün olurdu, bizi barıştırmaya çalışırdı. Ama gayet iyi gözüküyordu. Neşeliydi. Kıvanç onunla kaldığı için mutluydu sanırım.

Evden çıkmadan önce Ozan'ı öptüm. Ozan elime bir resim verdi. Ne çizdiğini tam anlayamadım. Ama o hemen bana anlatmaya başladı. "Bak şu araba. Bu da Ateş abim. Bak yanında da sen varsın. Ben de arka koltuktayım. Gördün mü?" diye sorunca onun bu masum bakışları karşısında tebessüm edip dizlerimin üstüne eğildim. Ona sıkıca sarıldım. "Abla resmimi Ateş abime ver." deyince başımı salladım.

Sonra apartmandan çıkıp beni kapının önünde bekleyen Cemre'nin yanına geldim. Cemre, "Nerede kaldın?" diye sorunca omuz silktim. O da üstelemedi. "Söz verdin. Bugün yüzeceğiz. Bugün beden var." dedi coşkuyla. Gülümsedim ve cevap verdim. "Ben söz vermedim." Cemre kaşlarını çattı. "O zaman şimdi söz ver. Lütfen Görkem, lütfen!" deyince yüzümü buruşturdum. "Tamam, tamam. Söz." dediğimde yüzü güldü.

Okula geldik. İlk ders tarihti. Sözelim daha iyi olduğu için tarihim de matematiğime göre iyiydi. Hoca biraz garipti. Olur olmadık zamanlarda coşuyor, bağırıyordu. Bazen onun deli olduğunu düşünsem de kadın işini çok seviyor olmalıydı. Ama bazen gerçekten çekilmez oluyordu. Ateş de bu hocayı hiç sevmiyordu. Hoca sınıfa girer girmez telefonuyla uğraşmaya başlıyordu. Hoca çoğu zaman bunu fark ediyor ama umursamıyordu.

Hoca sınıfa girdiğinde sakindi. Ama on beş dakika sonra yeniden coştu. Ateş kendi kendine mırıldandı. "Başladı yine!" dedi. Bu durumdan herkes çok rahatsızdı. Dersin sonlarına doğru Ateş, daha fazla dayanamadı ve hocaya dönüp konuşmaya başladı. "Bizim sağır olmadığımızın farkında mısınız? Çünkü hiç normal bir ses tonuyla konuşmuyorsunuz. Birinin size bunu hatırlatması gerekiyordu." dediğinde hoca bozuldu. Bir süre sustu. Tek kaşını kaldırıp, "Çok cesursun gerçekten." dediğinde Ateş gerine gerine gülümsedi. Hoca onun bu tavrından rahatsız olmuştu. "Bir kez daha olursa, bu cesaretinin seni kurtarabileceğini sanmıyorum." dedi. Ama Ateş'in umrunda bile değildi. Hala sırıtıyordu. "Bir kez daha olduğunda düşünürüz hocam." diye karşılık verdi hocaya. O sırada zil çaldı. Hoca Ateş'e tehditkar bakışlar atıp çıktı sınıftan.
Ateş'in ise umrunda bile değildi.

                                                                                      ***

Son iki ders beden eğitimiydi. Herkes kafasına göre takılıyordu. Biz Cemre'yle havuza gittik. Orada kimse yoktu. Geçen hafta dolabıma koyduğum bikinimi çıkarttım dolaptan. Onu giydim. Üzerine uzun bir tişört giyip çıktım soyunma odasından. Havuzun kenarındaki şezlonglara uzandım. Cemre, beni havuza çekiştiriyordu. Kış ayında olmamıza rağmen havuzun bulunduğu yer kapalı ve oldukça sıcaktı. Cemre'nin ısrarları üzerine dayanamayıp tişörtümü çıkardım ve havuzun kenarına oturup bacaklarımı sarkıttım. Cemre beni bir anda havuzun içine asılınca çığlık attım. Başımı suyun içinden çıkardığımda Beren ve yalakaları oradaydı. "Buranın tadı kaçtı." diyerek çıktım havuzdan. Beren ve yanındakiler soyunma odasına gidiyordu. Ben de tişörtümü geçirdim üzerime. Vücudum ve bikinilerim ıslak olduğu için çok yapıştı tişört Soyunma odasına gelip havlumu çıkarttım. Formalarımı dolabıma koydum. Önce bir duş alacaktım. Cemre de benimle birlikte geldi. Duşa girdim. Cemre de yanımdaki kabinde duşa girdi. 

ALEV ALEVHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin