62. BÖLÜM

4.2K 218 81
                                    

(Yeni bölüm için sınırları zorlamayalım bu kez. 65 vote ve 35 yorum diyelim o zaman.🤗

Gösterin gücünüzü.😜😝💞😊)

Görkem'den...

Sabah gözlerimi hiç beklemediğim bir ağrıyla araladım. Ateş, her zamanki gibi benden önce uyanmış beni izliyordu. Yüzüme düşen birkaç tel saçı geriye iterken yüzümü buruşturduğumda güldü.

"Gıdıklandın mı?" diye sordu.

Benim ise tek düşünebildiğim kasıklarımdaki sancıydı ve kesinlikle hiç hayra alamet değildi bu. Hafifçe gözlerimi aralayıp başımı çevirdiğimde gülümseyerek beni izleyen Ateş'i gördüm.

Gece duş alıp üzerime Ateş'in tişörtlerinden birini geçirmiş olmama güvenerek yatakta hafifçe doğrulduğumda Ateş de doğruldu.

Yüzündeki gülümseme yavaş yavaş kaybolurken, "Bir sorun mu var?" diye sorduğunda cevap verememiş olsam da kesinlikle bir sorun vardı.

Biraz endişe, biraz da korkuyla üzerimdeki çarşafı kaldırdığımda gördüğüm, üzerimdeki gri tişörtün uçlarına bulaşmış olan hafif kan lekeleriydi.

Ben şaşkınlığımı ve paniğimi üzerimden atamamış tişörtteki lekelere öyle bakarken duyduğum ses tıpkı benim gibi endişeli ama bir o kadar da sakin kalmak için kendini zorluyor gibiydi.

"Görkem, sakin ol, tamam mı? Hallederiz." derken başımı ona çevirip şaşkınlıkla dinledim onu.

Neyi halledecektik ki? Beklenmeyen bir kanama... Neydi şimdi bu?

Hızla yerimden kalkıp lavaboya doğru koşarken Ateş de peşimden geliyordu.

"Görkem, bekle!" derken onu dinlemeden tuvalete girip kapıyı kilitledim. Ben bu haldeyken yanımda olmasını istemiyordum. Ya da bu halde görmesini...

Önümde duran çekmeceyi açıp hızla mendil aramaya başladım. Bu sırada kapıyı yumruklayan Ateş, düşüneceğim son şeydi.

Çekmecede bulduğum mendil paketinden birkaç mendil çıkarıp bacaklarıma bulaşan kanı silmeye çalışırken ellerim de kirlenmişti. Yaşadığım korku ve paniği kontrol edemediğimden dolayı dolan gözlerime karşı savunmasızdım.

"Görkem, aç şu kapıyı! İzin ver, yanına geleyim. Yardım edebilirim." dediğinde gözlerimden birer damla yaş süzüldü.

Klozetin kapağını indirip oraya oturdum ve bakışlarım, kan lekesiyle dolmuş olan bacaklarım ve ellerim arasında gidip gelirken derin bir nefes aldım.

"Neye yardım edeceksin, Ateş? Git, lütfen. Bana biraz izin ver." dediğimde Ateş bir kez daha vurdu kapıya. Kararlıydı.

"Ne izni, Görkem? Aç kapıyı! Bu halde yalnız bırakmayacağım seni!" dediğinde dudaklarımdan istemsizce bir hıçkırık koptu. Ve devamında onu takip eden gözyaşlarım...

Ayağa kalıp kapının kilidini açtığımda o da en az benim kadar endişeli gözüküyordu. Yeniden geçip kapağını kapattığım klozetin üzerine oturduğumda önüme gelip dizlerinin üzerine çöktü. Yüzümü avuçlarının arasına alıp ona bakmam için başımı hafifçe kaldırdı.

"Görkem, bana bak. Sakin ol. Bu, çok basit bir şey de olabilir. İstersen hastaneye de gideriz. Tamam mı? Ağlama." diyerek beni teselli etmeye çalışırken söylediklerinin yalnızca bir kısmını algılayabiliyordum.

"Geçen sefer kanamam olmuştu. Bu neyin nesi şimdi?"

Ağlayarak sorduğum soru karşısında soğukkanlılığını korumaya çalıştığını görebiliyordum. Derin bir nefes alıp yutkundu.

ALEV ALEVHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin