41. BÖLÜM

5.4K 272 70
                                    

(Multide Ateş var. 🔥❤️🔥)

Ateş'ten...

Görkem, Özge ile gezeceklerini söylediği için okuldan yalnız çıktım. Arabama binip eve doğru sürmeye başladım. Eve çok yaklaşmışken telefonum çaldı. Arayan numarayı tanımıyordum. Merakla açtım telefonu. Bir kız sesiydi. "Ateş," dedi. Bir süre sesi tanımaya çalıştım. Aslında tanıdık biri gibiydi ama çözemedim. "Kimsin?" dedim sert bir ses tonuyla.

Kim olduğunu bilmediğim biriyle sohbet edecek değildim. Kız, endişeli bir ses tonuyla cevap verdi. "Ben, Merve." dedi. Artık iyice sinirlenmeye başlamıştım. "Böyle söyleyince çok açıklayıcı oldu(!) Birçok Merve tanıyorum. Sen hangisisin, nereden bilebilirim?" dedim. Hemen cevap verdi. "Ateş, aynı sınıftayız. Beren'in arkadaşıyım ben." dedi. Şimdi anlaşıldı. Bu konuşma git gide sinirlerimi bozuyordu. "Yani?" dedim soru sorar gibi. Neden aramıştı şimdi beni?

Panikle cevap verdi. Sesi ağlıyor gibiydi. Endişeliydi. "Bugün Beren'in gelmediğini biliyorsun. Biraz önce onunla konuştum. Hiç iyi değildi. Bana çok garip şeyler söyledi. Sarhoş gibiydi. Nerede olduğunu sordum. Senin adını söyledi. Seninle tanıştığı yerde olduğunu söyledi. Orası nerede bilmiyorum. Ateş, onu bulmam gerek! Kendine zarar verecek diye korkuyorum!" dedi. Sıkıntıyla derin bir nefes aldım. Bu söylediklerine inanıp inanmamak konusunda kararsızdım. "

"Beşiktaş'ta bir gece kulübünden bahsediyor ama bu saatte açık değildir orası. Gece açılıyor. Orada olması imkansız." dedim. Kız sıkıntıyla ofladı. "Nerede o zaman, Ateş? İyi düşün, lütfen! Ya kendine bir şey yaparsa..." dedi. Canım sıkıldı biraz. "Off saçmalama! Bir sakin ol! Ben halledeceğim." dedim. Yine iş benim başıma kalmıştı ama başka bir yolu da yoktu. Kız, "Ateş," derken sözünü kestim. "Benden haber bekle! Ben bulurum onu!" deyip kapattım telefonu. Bizim mekana doğru sürmeye başladım arabayı.

Mekanın önüne geldiğimde bir kenara park ettim arabayı. Arabadan inip etrafa bakındım. Mekanın kapısına çevirdim gözümü. Açık olması zaten imkansızdı ama şansımı denemek istedim. Başımı o tarafa çevirmemle, Beren girdi görüş alanıma. Mekan kapısının önünde, kaldırımda oturuyordu. Yanında bir votka şişesi vardı. Onu tanımasam sokakta yaşadığını veya dilenci olduğunu düşünürdüm. Hızla yanına gidip onu kolundan çekiştirdim. Ayağa kaldırdığımda neredeyse düşecekti.

Gerçekten iyi değildi. Ona üzülmüyordum, acıyordum! Kızıyordum! Onun bu hale gelmesine neden olacak bir şey yapmadım! Ona umut vermedim hiçbir zaman! Üstelik o beni tanıyordu! Ne düşünüyordu, ona aşık olmamı mı bekliyordu?

Düşecekken onu kolundan yakaladım sıkıca. Sırıtıyordu. "Benim için mi geldin? Biliyordum zaten, vazgeçemezsin benden. Söylemiştim sana." dedi. Onu sertçe ittim kolundan. "Yürü, Beren! Saçmalamayı da kes! Yeterince sinirlerimi bozdun!" dedim onu arabaya doğru iterken. Hiçbir şey umrunda değil gibiydi. Sürekli sırıtıyordu.

Arabanın önüne geldiğimizde onu ön koltuğa oturttum. Kemerini bağlamak için eğildiğim sırada kollarını bıynuma sardı. Hemen uzaklaştım ondan. "Beren! Kendine gel! Adam gibi dur!" dedim. Bozuldu biraz. Hemen kemerini bağlayıp sertçe kapattım kapısını. Kendi koltuğuma geçerken öfkeyle mırıldandım. "Ya sabır..." dedim.

Beren'i evine götürecektim. "Evini tarif et bana!" dedim ona bakmadan. Uyukluyordu. Ben seslenince başını kaldırıp kısık gözlerle baktı bana. Ne söylediğimi bile anlamamıştı. Tekrarladım. "Evinin yolunu tarif et diyorum!" dedim. Bana anlamsız gözlerle bakıyordu. "Bilmiyorum. Ben... hatırlamıyorum orayı. Nerede oturuyordum ben?" deyip kahkaha atmaya başladı. Ben ise çok gergindim. Bu yol bitecek gibi değildi. Telefonumu çıkarıp az önce beni arayan numarayı buldum. Merve'yi aradım. "Beren'i buldum. Merak etme, hâlâ yaşıyor. Bana onun evini tarif et." dedim. Kız bir süre sustu. "Ateş, evde kimse yok. Onu evinde yalnız mı bırakacaksın?" diye sordu. Bu kez dayanamayıp bağırdım. "Ne yapmamı istiyorsun? Kendi evime mi götüreyim? Kendi evini tarif et o zaman! Senin evine bırakayım! Ya da istersen karakola bırakayım!" dedim. Kız hemen cevap verdi. "Ateş, olmaz. Annem evde. Beren'i o halde getiremezsin buraya. Tamam, sana bir konum atacağım birazdan. Beren'i oraya getir. Ben alacağım onu." dedi. Cevap vermeden öfkeyle kapattım telefonu. Kızın mesaj atmasını bekliyordum. Arabayla ortalıkta dolaşıp duruyorduk.

ALEV ALEVHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin