11. BÖLÜM

9.9K 438 25
                                    

(Multide Ateş var. 🔥❤🔥)

Çıkış zili çaldığında eşyalarımı topladım. Kapıya yöneldim. Tam çıkacakken arkadan biri kolumdan asılıp, kendine çekti beni. Neden bilmiyorum ama heyecandan kalbim duracak sandım bir an. Karşımda Ateş'in yüzünü görünce hemen bir adım geriye geçtim. Kaşlarımı çatarak baktım yüzüne. O sırada bizi sinsi gözlerle izleyen Beren'i gördüm. Sırf onu sinirlendirmek için, havalanmış olan kaşlarımı indirdim. "Ne var? Ne istiyorsun?" diye sordum. Sırıttı. "Seni." diye cevap verince kendime hakim olamadım ve koluna yine yumruk attım. Yüzündeki gülümseme yerini bıkkınlığa bıraktı. Gözlerini kapattı. Kollarını iki yana açtı. "Sanırım alıştım arık. Vur, vur. Elini korkak alıştırma. Bir daha vur." deyince istemsizce güldüm. Gözlerini açıp kollarını indirdi. "Ben ne yapayım seni ya? Prova yapacağız yarın okul çıkışında. Haber vermek istemiştim." deyince kaşlarımı çattım. "Adam akıllı söylesene o zaman! Neden 'seni istiyorum' falan diyorsun?" dedim. Güldü. "Seninle dalga geçiyordum ama ciddiye aldın. Öyle söylememi istiyordun her halde?" dedi.

Allahım bu çocuk neden hep üste çıkmayı başarıyor?

Söylediği şeye gözlerimi devirdim. "Hala büyümedin çocuk! Dünya senin etrafında dönüyor sanıyorsun her halde. Ama ben senin çevrende dört dönen kızlardan değilim. Beni seven sever. Sevmeyen de çeker gider. Gidenin arkasından su dökmüyorum. Yalnızca tükürüyorum! Karakter meselesi. Senin etrafındaki kızlarda olmayan şey yani!" derken eliyle ağzımı kapattı. "Nefes almayı unuttun yine. Biraz sus da motorun soğusun." dedi. Elini ağzımdan çektim. Nefes aldım. Ben bu kadar gerginken, o çok sakin ve cool duruyordu. Bu durum sinirlerimi bozuyordu. Sırıtarak konuşmaya başladı. "Sana saati mesaj atarım." deyip arkasını dönüp sınıftan çıktı. Ben ise olduğum yerde sinirle tepinmeye başladım. Cemre toparlanıp yanıma geldi. Bana gülüyordu. "Çok iyi anlaşıyorsunuz (!)" dedi. Ona gözlerimi devirdim. "Çok konuşma!" deyip sınıftan çıktım. Cemre de sırıtarak peşimden geldi.

Okuldan çıktık. Otobüs durağına yürüyorduk. Yanımızdan hızla bir araba geçince korktum. Araba biraz ileride durdu. Ateş'in sırıtan, ukala yüzüyle karşılaştım. İki kez kornaya basıp ilerledi. Arkasından bağırdım. "Hayvan, öküz! Trafik canavarı!" dedim ama o çoktan gaza basıp gitmişti ve beni duymadı.
                                                                            ***

Eve gelmeden önce annemin şirketine uğrayıp Ozan'ı aldık. Cemre, Ozan ve ben eve geçtik. Annem birkaç bakıcı adayı bulmuştu bile. Şirkette onlarla görüşüyordu. Üniversiteye giden, çocuk gelişimi okuyan bir kız okurken aynı zamanda çalışmak istiyormuş. Annemle görüşmeye gelmiş. Annem kızı sevmişti. Büyük ihtimalle o kızı alacaktı işe.

Eve geldik. Ozan'ın çok canı sıkılmıştı. Onu odama götürüp yatırdım. Televizyondan çizgi film açtım. Onu izlerken uyuyacağını biliyordum. Biz de Cemre'yle salonda televizyon izlemeye başladık. Bu saatte sadece evlendirme programları vardı. Onlardan birini izliyorduk. Canım çok sıkılmıştı. O sırada telefonuma mesaj geldi. Bıkkınlıkla elimi telefona uzattım. Mesaj Ateş'ten gelmişti. Mesajı açtım hemen.

Gönderen: Sıra Arkadaşım

"Yarın saat 14.00'da hazır ol. Ben seni alırım."

Mesajına hemen cevap verdim.

Gönderilen: Sıra Arkadaşım

"Evden almana gerek yok. Ben kendim gelirim."

Aslında evden alsa fena olmazdı ama onun eline, diline düşmek istemedim. Bir süre cevap gelmedi. Telefonun ekranına diktim gözlerimi. O sırada mesaj sesi duyuldu. Mesajı açtım.

ALEV ALEVHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin