(Multide Ateş var😍🔥❤️)
Okuldan eve döndüğümde kapıyı Selen açtı. Beni gülümseyerek karşıladı. Ozan için mısır patlatıyordu. Hemen mutfağa, ocağın başına geçti. Ben de odama geçip üzerimi değiştirdim. Sonra da salona, Ozan'ın yanına gittim. Ozan beni görünce gülerek yanıma gelip boynuma sarıldı. Ben de ona sarılıp öptüm. O sırada salona Selen girdi. Elinde iki büyük plastik tabakta patlamış mısır vardı. Tabağın birini Ozan'a, diğerini de bana verdi. Koltuklardan birine oturdu. Baya çekiniyordu. Ona gülümsedim. "Ne yapıyorsun? Gelsene yanıma. Kendi patlattığın mısırdan yemeyecek misin?" dedim. Bana gülümseyerek karşılık verdi. Gelip yanıma oturdu. Mısır tabağını aramıza koydum. "Ne okuyorsun?" diye sordum. Hemen cevap verdi. "Moda tasarım okuyorum. Birinci sınıftayım daha. Peki sen, kaç yaşındasın?" diye sordu. Cevap verdim. "17 yaşındayım. Lise son sınıf yani." dedim. Gülümsedi.
Sohbet bu şekilde havadan sudan devam ederken telefonum titredi. Telefonumu elime alıp gelen mesaja baktım. Mesaj Ateş'ten gelmişti.
Gönderen: Sıra Arkadaşım
"Süren başladı cici kız. Bu günden itibaren tam iki haftan var."
Şu 'sıra arkadaşım' yazısını artık değiştirmeliydim. Acaba ne isimle kaydetsem? Imm şey olabilir, mesela 'ego yığını'. Evet, bu isim tam ona göreydi. Hemen rehberime girip, ismini değiştirdim. Sonra da yazdığı mesaja odaklandım.
Off ben neyime güvenip 'İki haftada gitar çalmayı öğrenirim.' dedim acaba? Ya ukala, bir de hatırlatıyor! Hemen mesajına cevap yazdım.
Gönderilen: Ego Yığını
"Bugün sayılmaz! Süre yarın başlayacak! Hem, benim gitarım yok."
Yaklaşık olarak on dakika sonra mesajıma cevap verdi. Ben ise hemen açtım mesajı.
Gönderen: Ego Yığını
"Ben sana gitar alırım. Yarın okul çıkışında birlikte gideriz. İstediğin gitarı seçersin."
Ateş'in en sevdiğim özelliği, daha doğrusu tek sevdiğim özelliği cimri olmamasıydı sanırım. Hiçbir konuda masraftan kaçınmıyordu. Mesajına yeniden cevap yazdım.
Gönderilen: Ego Yığını
"Bu iddia sana pahalıya patlayacak!"
Geri adım atmak bana yakışmazdı! Hem büyük ihtimalle iddiayı kaybedeceğim için en azından istediğim gitarı aldırmış olurdum. Bunları düşünürken telefonumun ışığı yandı. Düşüncelerimden sıyrılıp mesajı açtım.
Gönderen: Ego yığını
"İddiayı kaybeden sen olacaksın, kime pahalıya patlar bilemedim."
Al işte, yine alttan alttan laf soktu! Bu kez cevap vermedim.
Neden hep böyle oluyor? O laf sokuyor, ben cevap veremiyorum!
Neyse, bunu artık düşünmeyecektim, iddiayı kaybettikten sonra kendimi yüksek bir yerlerden atabilirdim.
***
Akşamüstü annem gelince Selen de kendi evine döndü. Annem gelir gelmez alnıma dokundu. "Çabuk toparlandın. Ateşin falan da yok." dedi şaşkın bir ifadeyle. Gülümsedim. Annem üzerini değiştirmek için yatak odasına geçti. Ben de mutfağa geçtim. Tatlı yapacaktım.
Acaba kek mi yapsam yoksa puding mi? Kek olabilir. Evet, kek yapayım.
Kek yapmaya karar verdim. Kek için gerekli malzemeleri tezgahın üzerine dizdim. Kendime bir karıştırma kabı çıkardım. Yumurta, un, şeker, kabartma tozu, sıvı yağ ve sütü iyice çırptım. Hazırladığım karışımı kek kalıbına döküp fırına verdim. Annem de bu sırada çoktan sofrayı kurmaya başlamıştı. Keki fırına verdikten sonra gayet sakin bir şekilde, arkamda bıraktığım dağınıklığı hiç önemsemeden salona doğru gidiyordum ki bir anda popoma bir terlik çarptı. Hemen arkasından annemin çığlıkları duyuldu. "Görkem! Gel buraya, darmadağın ettin her yeri!" dedi. Hemen mutfağa dönüp işe koyuldum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ALEV ALEV
Teen FictionGÖRKEM'DEN... Ben aşka inanmayanlardandım. Belki azınlık gruptaydım. Belki beni aşka inandıracak biri çıkmadı karşıma. Belki bu yüzden o güne kadar hiç sevgilim olmadı. İhtiyaç da duymuyordum zaten. Onunla tanışana kadar... Onu böyle delicesine seve...