(Multide Görkem'in gece klubüne giderkenki hali var🔥❤️🔥 Mutlaka göz atmalısınız😜)
1 HAFTA SONRA...
Telefonumun sesiyle uyandım. Gözlerimi zar zor açarak telefonumun ekranına baktım. Cemre arıyordu. Telefonu açtım.
- Ne var Cemre? Saat daha 10.00 ve bugün cumartesi. İzin verirsen öğlene kadar uyumak istiyorum.
- Hayır canım, izin vermiyorum. Uyanamadın sanırım hala. Alooo! Cumartesi bugün. Gece klubüne gideceğiz. Hazırlanmamız lazım. Kuaföre gideceğiz daha. Ben şimdi size geliyorum. Çabuk kalk üstünü giyin. Kahvaltı yapıp hemen çıkarız.
- Cemre, iyi misin? Akşam sekizde gideceğiz. Akşamüstü gideriz kuaföre.
- Yok daha neler? Akşamüstü mü? Bu arada ne giyeceksin?
- Bilmiyorum evden bir şeyler giyerim bakarız.
- Görkem çabuk kalk! Alışverişe de gitmemiz lazım. Bugün, özel bir gün. Dolabından giyinecek olursan kot pantolon falan giyebilirsin anca. Ben orada başka bir şey olduğunu sanmıyorum.
- Off Cemre sayende uykum açıldı. Çabuk gel o zaman. Açım ben.
- Geldim bile.
Telefonu kapattıktan sonra yarın yarışmada söyleyeceğimiz şarkıyı, yani 'Seni Unutmaya Ömrüm Yeter Mi?' şarkısını açtım. Bu şarkıyı dinlemek bile heyecanlanmama yetiyordu artık. Yarışma resmen yarındı.
Yüzümü yıkarken kapı çaldı. Cemre gelmiş olmalıydı. Bugün Cumartesi olduğu için annem izinliydi. Kapıyı annem açtı. Ben de mutfağa geçtim. Kahvaltı hazırdı. Masaya oturdum. Cemre de gelip yanıma oturdu. "Hala pijamayla duruyorsun!" dedi. Annem güldü. "Kahvaltıdan sonra giyerim bir şeyler. Oradan alışveriş merkezine gideriz. Sonra da kuaför. En son eve gelip kıyafetleri falan giyiniriz." dedim.
Elini bana doğru uzattı. Bizim aramızda uydurduğumuz bir hareketimiz vardı. zafer sembolü gibi bir şeydi. Onu yaptık. Gülmeye başladık. Sonra da kahvaltıya Geçtik.
***
Kahvaltıdan sonra üzerime her zamanki gibi lacivert bir dar pantolon ve bordo bir gömlek giydim. Dolabıma şöyle bir göz attım. Cemre'nin söylediği kadar kötü değildi bence. Ama evet pek etek veya elbise yoktu.
Hazırlandığımda Cemre'yle birlikte çıktık evden. Annem de heyecanlıydı. Annem, Ozan'ı kucağına alıp bizi geçirdi kapıdan. Ozan, el sallayıp öpücük attı bize. Tam gidecekken annem cebinden bir kredi kartı çıkarttı. Bana uzattı. "Bugün senin günün. İstediğini alabilirsin. Tamamen özgürsün." dedi. Teşekkür edip annemin boynuna atladım. Sıkıca sarıldım. Annemi ve Ozan'ı yanaklarından öptüm. Gülümseyerek, heyecanla çıktık evden. Saat 11.00'di. bir taksiye binip alışveriş merkezine gittik. Cemre yoldayken sırıtarak, "Kredi kartını da aldığına göre seni baştan yaratacağım. Dolabını baştan aşağıya elbise ve eteklerle dolduracağım!" dediğinde güldüm.
Alışveriş merkezine girince Cemre kendini kaybetti. Tüm mağazalara daldı. Her mağazada en az yirmi parça kıyafet denedim. Bana topuklu ayakkabı aldırdı zorla! İnanamadım. Ben ve topuklu ayakkabı!
Denediklerimin çoğunu aldık ama bu akşam giyecek bir şeyim hala yoktu. Art ardına elbiseler deniyordum. Cemre elime yine bir elbise verdi. Siyah dar bir elbiseydi. Kabine girip denedim. Aynada kendime baktım. Dışarı çıkmadım. Cemre'yi yanıma çağırdım. Kaşlarımı çattım. "Bu asla olmaz. Boyu benim kazaklarım kadar!" dedim. Gerçekten çok kısaydı. Kalçamın hemen altında bitiyordu. Cemre şöyle baştan aşağıya bir süzdü. "Evet bu biraz kısaymış. Bir de bunu dene." deyip elime bir elbise daha verdi. Bu seferki kırmızıydı. Çok da kısa değildi. Dizlerimden bir karış yukarıda bitiyordu. Kabinden çıktım. Aynaya baktım. Dekoltesi çok derindi. Sırtı da çok açıktı! Sanki elbisenin üst kısmını dikmeyi unutmuşlar gibi! Bu elbiseyi de çıkarmak için kabine giderken Cemre'ye isyan ettim. "Yeter artık Cemre! Aldıklarımızdan birini giyerim. Ayaklarım şişti. Saat 15.00 oldu. Daha kuaföre gidilecek!" derken Cemre beni umursamadan askılardaki elbiselere bakmaya devam ediyordu. Bir elbiseyi askısından tutup bana döndü. Gözleri kocaman olmuştu. Ağzı da bir karış açıktı. Beyaz, üstü tül bir elbiseydi. Ben de beğenmiştim. "Buradan sana güzel bir elbise almadan çıkmayacağız Görkem! Hadi bunu dene hemen." deyip elindeki elbiseyi kollarıma bıraktı. Beni kabinlere doğru itti. Oflayarak kabine girdim. Elbisenin fermuarını çekip kabinden çıktım. Cemre kabinin önünde beni bekliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ALEV ALEV
Teen FictionGÖRKEM'DEN... Ben aşka inanmayanlardandım. Belki azınlık gruptaydım. Belki beni aşka inandıracak biri çıkmadı karşıma. Belki bu yüzden o güne kadar hiç sevgilim olmadı. İhtiyaç da duymuyordum zaten. Onunla tanışana kadar... Onu böyle delicesine seve...