(Multide Görkem var. 😊🌺🔥)- Yıkılmasından korktuğum için hayal kurmuyordum. Düşmemek için hiç koşmuyordum. Önlemler almaya çalıştığımı düşünüyordum. Oysa belki de ölmekten korktuğum için yaşamaktan kaçıyordum.
- Deniz KAŞDAŞ
Ateş'ten...Görkem'in yanından ayrıldıktan sonra arabama binip eve doğru sürmeye başladım. Tüm bunlar çok fazlaydı. Sanki ağır bir yükün altındayım ve dayanacak gücüm kalmamış gibi. Ama bir o kadar da güçlü gibiyim. Dizlerim büküldüğü anda, başım eğildiği anda, kollarım bu yükü kaldıramadığında Görkem çıkıp geliyordu. Benimle birlikte o yükün altına giriyordu. Sadece onun için, sırf onun için, o da yükümün altında kalıp ezilmemesi için daha da güçleniyordum. İki elimle kaldıramadığım yükü tek elimle kaldıracak kadar güçleniyordum çünkü bir elimle Görkem'in elini tutuyordum.
Ben hayatı hiçbir zaman akışına bırakmamıştım zaten. Normal bir hayat yaşayan insanlar, yolu düz olan insanlar akışına bırakabilirdi. Benim yolumda hep engeller vardı. Ben hep tırmalayarak yaşadım hayatı. Belki de çok zorladım hayatı. Belki de çok yaralandım. Belki de tek bir yaramı yıllarca kanattım. Kapandığını sandığım yaramı belki de hep göz ardı ettim.
Tek yaram annemdi. En büyük yaram annemdi. Annem, benim güvensizliğimdi. En büyük eksiğim ve belki de tek eksiğimdi. Kalbimin kırık bir köşesi, yaralı köşesiydi. Yıllarca öfkemle kapatmaya çalıştım yaramı. İçimde büyüttüğüm nefret sevgimi de, özlemimi de, kırık kalbimi de gölgeler sandım. Yanıldım.
Benim yıllarca yapamadığım şeyi Görkem, birkaç ayda yaptı. Karanlıkta bıraktığım, gözlerimi kaçırdığım yarama ışık oldu. Yaramı gösterdiğim herkes beni nereden vuracağını öğrenir diye düşünüyordum. İnsanlara, kadınlara güvenmiyordum. İlk kez bir kadın zihnimin ve kalbimin her köşesine kadar çözdü beni. Kırdı tüm kilitlerimi. Yüzleşmekten korktuğum ne varsa beni ona itti.
O hayatıma girdikten sonra çok şey değişti. Ben de değişmiş gibi gözüksem de bu doğru değildi. Ben Görkem'de kendimi buldum. Olmam gereken kişi oldum. Kendimden çok uzaklaşmıştım. Hayat, beni yorduğu kadar çok başka yerlere de savurmuştu. Kendimden uzaklaşmıştım. Mesela, ben piyano çalardım. Mesela, ben kahkaha atardım. Ben şarkı söylerdim, insanlara güvenirdim. Kendime buzdan duvarlar örmezdim.
İstemeden çok farklı biri haline geldim. Piyanoya küstüm. Güvensiz ve sevgisiz birine dönüştüm. Daha fazla yara almamak için kendimi insanlardan soyutladım. Bu şekilde kendimi korurum sandım. Birçok şiir yazdım, birçok beste yaptım. Kimini yırtıp attım, kimini kağıttan bir gemi yapıp denize attım. Yine de kendimden kaçamadım. Yazdığım tek bir kelimeyi dahi unutmadığımı Görkem'in gözlerine baktığımda fark ettim. O an kendim oldum. Kendimi onun gözlerinde buldum. Yırtıp attığım, kağıttan gemi yapıp denize bıraktığım tüm şiirlerim, tüm sözlerim Görkem'in gözlerinde anlam buldu ve ben tüm sözlerimi ona adadım.
Ben bu kadar iyileşmişken, kendime gelmişken şimdi çok farklı bir yıkım ve çok farklı bir yaram var. Ama bundan sonra değişmek yok. Yıkılmak, kaybolmak yok. Yanımda Görkem var. Ben ne kadar yara alırsam alayım saracak olan biri var. Elimden tutup beni toparlayacak biri var. Tek gülüşüne, yalnızca gözlerine bile şiir yazacağım ve uğruna her şeyi yakacağım biri var. İkimizi de yakacak bir ateş var.
Dik durmaya çalışıyorum. Yıkılmamaya çalışıyorum. Hayatın her fırsatta önüme çıkardığı taşlara karşı, tırmalayarak yoluma devam ediyorum. Etmeliyim. Belki de dokuz yaşıma dönmeliyim. O zamanki kadar saf ve masum duygularımla anneme koşmalıyım belki de ama yapamam. Ben istesem annemin hafızası el vermezdi buna. Nasıl yapacaktım bunu? Ben ona karşı bu kadar özlem doluyken, onun benden bu kadar uzak ve yabancı oluşunu nasıl kabullenecektim? Hiç bu kadar çaresiz olmamıştım belki de. Elimden tek gelen iyi bir doktor bulmaktı. Sonrası ise bekleyiş... Ve belki de uzun bir bekleyiş...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ALEV ALEV
Teen FictionGÖRKEM'DEN... Ben aşka inanmayanlardandım. Belki azınlık gruptaydım. Belki beni aşka inandıracak biri çıkmadı karşıma. Belki bu yüzden o güne kadar hiç sevgilim olmadı. İhtiyaç da duymuyordum zaten. Onunla tanışana kadar... Onu böyle delicesine seve...