(Multide Ateş-Görkem var🔥🤗)Bir sahilde arabayı durdu. Dönüp yüzüne baktım. Bir şeyler söylemesini bekliyordum. Anlayamadığım bir sürü şey oluyordu. Başını geriye yaslayıp birkaç saniye gözlerini kapattı. Hafifçe gözlerini aralayıp bana baktı. Uzun bir soluk alıp söze girdi. "Beren'in eski sevgilisi Cenk. Geçen seneydi. Ben onu tanımıyordum o zaman. Bir akşam bizim mekandaydık. Cenk, Eymen falan da vardı. O gün kalabalık bir grup vardı orada. Beren de onların arasındaydı. Benim yanıma geldi, ona içecek bir şeyler almamı istedi. Yani baya yürüyordu bana." dediğinde bu kez ben atladım söze. "Tabi sen de bu durumdan gayet memnunsun!" dedim. Ofladı. Sözlerine devam etti. "İçecek bir şey aldım ona. Sonra konuşmaya başladık işte. Anlamadım ama bir anda dudaklarıma yapıştı." dediğinde gözlerim büyüdü. "İtseydin o zaman!" dedim. Bana daha önce de verdiği bir cevabı verdi. "Bugüne kadar beni öpen hiçbir kızı itmedim. Hatırlasana, seni de itmemiştim." dediğinde gözlerimi kaçırdım. O da konuyu uzatmadı ve yeniden kaldığı yerden devam etti. "O gün orada Cenk varmış. Beren ile o zaman sevgiliymişler. Yani Beren buna rağmen öptü beni. Cenk o gün olay çıkardı, Beren'in beni öptüğünü görünce. O geceden sonra bir süre görmedim onları zaten önemli bir şey değildi, anlık, öylesineydi. Aradan bir, iki hafta sonra Beren bizim okula geldi. Cenk'ten ayrılmış. Sonra biz takılmaya başladık. Bu yıl, sen bizim okula gelmeden önce Cenk de bizim okula aldırdı kaydını. Benim değer verdiğim, canımı acıtacak birini bekliyordu. Onun sen olduğunu düşünüyor!" dedi. Son cümlelere doğru sesi yükseldi. Bir süre sustum. "Beklediği kişi ben miyim?" diye sordum sessizce. Bana değer veriyor muydu gerçekten? Sadece sustu. Hiçbir şey söylemedi. "Sana bir şey sordum." dedim hatırlatmak için. Başını bana çevirdi. "Ne duymak istiyorsun? Sadece seni korumaya çalışıyorum. O it seni kullanarak benim canımı acıtacağını düşünüyor. Benim yüzümden zarar görmemen için buradayım." dedi.
Bu söylediği biraz gururumu kırdı. Onun gibi birinden ne bekliyordum ki zaten? Bu kez kaşlarımı çatarak söze girdim. "Cenk çok haklı. Onun gözünün önünde sevdiği kızı öpüyorsun, o kızı elinden alıyorsun. Daha dün o kızın bardağından içki içiyordun. İntikam onun en doğal hakkı!" dedim. Bana sinirli gözlerle baktı. "Ne içkisi, kimin elinden?" dedi. Bana kelime oyunu mu yapıyordu?
Bıkkınlıkla gözlerimi devirdim. "Anlamamış gibi yapıyorsun ama gayet iyi biliyorsun! Beren'den bahsediyorum. Hadi dün yine o mekanda onunla olduğunu inkar et. Edemezsin." dedim alaylı bir tavırla. Sırıtmaya başladı. Gerçekten gülecek bir şey yoktu ama o sırıtıyordu. "Neden beni kıskanıyorsun?" dediğinde biraz utandım ama belli etmemeye çalıştım. "Senin neyini kıskanayım ben? Sadece Cenk senin yüzünden beni rahatsız ediyor. Buna sinirliyim. İstediğinle istediğini yap! Umurumda bile değilsin!" dediğimde kaşları çatıldı. Tam kapıyı açmak için elimi kapı koluna götürüyordum ki kolumu tuttu. Çatık kaşlarımı ona çevirdim.
"Umurunda değilmiş gibi davranmıyorsun. Kıskanmana gerek yok. Dün kendimde değildim. Alkolü biraz fazla kaçırdım. Yani Beren'le ilgili bir şey hatırlamıyorum. Beren'in orada olduğunu da hatırlamıyorum aslında." dedi düşünerek. Onun ellerinden kurtulup arabadan indim. Çok şiddetli bir yağmur vardı dışarıda. Hemen ıslandım ama umursamadan yürümeye başladım. Arabanın camını açıp bana bağırdı. "Görkem, bin şu arabaya. Islanıyorsun!" dedi. Onu duymamış gibi yaparak yürümeye devam ettim. O sırada kapı sesini duydum. Biri kolumu tutup beni kendine çekti. "Daha az önce peşinden gelen saplantılı bir Cenk'ten kurtardım seni. Eve yalnız gitmene izin vereceğimi mi sanıyorsun?" dedi.
Onu itip kendimden uzaklaştırdım. "Eğer sen benim etrafımda olmazsan Cenk'te olmaz. Uzak dur benden!" diye bağırdım. Kaşlarını çattı. "Cenk zaten senin etrafında olamaz!" dedi sinirle. Ona inatla cevap verdim. "Neden olmasın? Belki ben de Cenk'in etrafımda olmasından memnunumdur." dediğimde çatık kaşları iyice belirginleşti. İkimiz de şu an sırılsıklam olmuştuk ama bunu umursayan yoktu. "Cenk senin etrafında olamaz dediysem olamaz. Konu tartışmaya kapalı!" dediğinde ona onun stili ve sözüyle cevap verdim. "Neden beni kıskanıyorsun?" dedim tek kaşımı kaldırarak. O da bana benim sözümle karşılık verdi. "Senin neyini kıskanayım?" dedi. Yüzüme zoraki bir gülümseme yerleştirdim. "Ben de öyle tahmin etmiştim zaten. Uzak dur!" diye bağırıp arkamı dönüp hızla yürümeye başladım. Yine kolumdan asıldı beni. Bir anda kendimi onun kollarında buldum. Beni hızla kendine çekip dudaklarımı öptü! Ama bu... bu çok klişeydi. Yağmur altında bir öpücük...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ALEV ALEV
Teen FictionGÖRKEM'DEN... Ben aşka inanmayanlardandım. Belki azınlık gruptaydım. Belki beni aşka inandıracak biri çıkmadı karşıma. Belki bu yüzden o güne kadar hiç sevgilim olmadı. İhtiyaç da duymuyordum zaten. Onunla tanışana kadar... Onu böyle delicesine seve...