33. BÖLÜM

8.3K 348 38
                                    

(Multide Görkem ve Ateş'in burçları var. Bir göz atın derim.😜)

Çıkış zili çaldığında tüm eşyalarımı çantama tepiştirdim. O sırada Cemre koşarak yanıma geldi. "Kanka, Eymen derste mesaj attı! Kafeye gitmeyi teklif etti. Sence bu bir çıkma teklifi mi?" diye sordu coşkuyla. Ona sırıtarak ve alayla cevap verdim. "Saçmalama! Bu evlenme teklifi bile olabilir(!)" dediğimde bana gözlerini devirdi. "Ne cevap vereceksin?" diye sordum. Bir süre düşündü. "Bilmem. Öyle meraklı gibi hemen atlamış olmak istemiyorum. Acaba işim olduğunu söyleyip geçiştirsem mi?" diye sesli düşündü. Düşünceli bir ifadeyle söze girdim. "Bence söz konusu Eymen ise böyle taktiklere gerek yok. Senden gerçekten hoşlanıyor. Kolay kolay vazgeçeceğini de sanmıyorum ama reddedersen çok kırılır." dedim.

Eymen çoğu zaman çok eğlenceli, esprili gibi dursa da aslında çok kırılgan bir karaktere sahipti. Çoğumuz gibi sevdikleri onun da hassas noktasıydı.

Cemre gülümsemeye başladı. "Yaa kıyamam ama ben ona. Bence de taktik yapmaya gerek yok. O zaman ben gidip kabul edeyim. Seni zaten Ateş bırakacak eve değil mi? Her zamanki gibi." dedi sırıtarak. Başımı sallayarak onayladım onu ve söze girdim. "Her zamanki gibi falan değil! Sadece Cenk paraziti ortadan kalkana kalkana kadar beni yalnız bırakmak istemiyor." dedim. Söylediğimi umursamadığı her halinden belliydi. "Tamam, tamam bir şey demedim. Hadi ben gidiyorum. Eve gidince ararım seni." deyip yürümeye başladı. Ben de kısaca, "Tamam, konuşuruz." diyerek cevap verdim.

Cemre sınıftan çıktıktan sonra ben de çantamı sırtıma takıp kapıya doğru yürümeye başladım. Ateş ve Ceyhun kapının önünde bir şeyler konuşuyorlardı. Yanlarına doğru ilerledim. Ceyhun bana gülümseyerek, "N'aber?" diye sordu. Ben de aynı yüz ifadesiyle, "İyi. Senden n'aber?" dedim. Somurtmaya başladı. "Ateş bu kadar inatçı olmasa daha iyi olabilirdim." dedi. Merakla Ateş'e baktım. "Neden ki? Ne oldu?" diye sorduğumda bu kez söze Ateş atladı. "Off, doğumgünümde bizim mekana gitmek istiyormuş." dedi. Tek kaşımı kaldırdım. "Mekan neresi? Sanırım artık öğrenme vakti geldi." dedim. Ateş cevap verdi. "Bizim hep gittiğimiz bir gece kulübü ama 18 yaşın altındakileri almıyorlar. Geçen sefer seninle gittiğimiz yer gibi değil yani. Alkol menüsü biraz daha geniş diyelim." dedi. Ceyhun hemen söze atladı. "Ya mekanı kapatırız. Sadece bizim çağırdığımız kişiler gelir. Yaşın da problem olacağını sanmıyorum. O kadar mekan kapatacağız. Zaten devamlı müşteriyiz. Bence bize bir torpil geçerler." dedi. Ateş kaşlarını çattı. Kızgın ve net bir ses tonuyla söze girdi. "Görkem'i oraya götürmem Ceyhun! Konu kapandı, tamam mı?!" dedi.

Ortamı yumuşatmak için söze girdim. "Senin doğumgünün ne zaman ki?" diye sordum Ateş'e. Bir süre o da sakinleşmeye çalıştı. "24 Mart." dedi. Düşünceli bir ifadeyle söze girdim. "Yani sen koç burcu musun? Ben koçlarla hiç anlaşamam. Sen ateş grubundasın; ben su grubundayım. Resmen tamamen zıt kişilikleriz." dedim. Ateş sırıtarak cevap verdi. "Zaten biz de pek anlaşamıyoruz. Neyse ki ben 19 yaşıma giriyorum. Seninle uğraşabilecek kadar büyüğüm, cici kız." dedi alaycı bir tavırla.

Gözlerimi devirdim ama kafama takılan başka bir şey vardı. Ona sordum. "Evet ya, nasıl oldu bu? Madem benden iki yıl öndesin, neden aynı sınıftayız biz?" diye sordum.

Ceyhun sırıtmaya başladı.  "Geçen sene Ateş bir öğretmenle kavga etti. Adam zaten takmıştı Ateş'e. Sürekli onunla uğraşıyordu, laf falan atıyordu. Bir gün yine öyle bulaştı Ateş'e. 'Kitabın nerede senin? Bir adam olamadın! Bir türlü adam edemedim seni! Yine odanda mı kaldı kitabın?' diye bağırdı hoca. Ateş de o gün zaten sinirliydi. 'Olabilir hocam, kızınızı arayıp soralım. Kitabım yatağının yanında olabilir!' dedi hocaya. Sonra hoca kıpkırmızı oldu tabi. Bir şey diyemedi. Gelip tokat attı Ateş'e." diyerek anlattı olayı.

ALEV ALEVHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin