(Multideki şarkıyı mutlaka dinlemelisiniz. Bu bölüm için mükemmel bir şarkı.🤗😋😝😍)Sabah beni annem uyandırdı. "Görkem, hadi çocuğum, hadi yavrum! Bir sabah da kendiliğinden uyan, be kızım!" diye sitem ediyordu. Yüzümü yastığa gömdüğüm için boğuk çıkan sesimle cevap verdim. "Benim doğamda yok öyle bir şey." dedim umursamazca. Annemin kıkırdadığını duydum. Ona sorsam sinirden güldüğünü söylerdi. Her sabah yaptığı rutin işlerine, benim üzerimdeki yorganı açmakla başladı. "Hadi, çabuk hazırlan! Kahvaltı hazır, herkes seni bekliyor!" deyip odadan çıktı. Bir süre daha yerdeki yatağımda yuvarlanıp uykumun kaçtığını anlayınca kalkmaya karar verdim.
Her sabah yaptığım gereksiz işlerle uğraşmayacaktım bu sabah. İçimden hiçbir şey yapmak gelmiyordu zaten. Yüzümü yıkamak, saçlarımı taramak, dişlerimi fırçalamak... hiçbirini yapmadım bu sabah.
Doğruca mutfağa yöneldim. Herkes masanın etrafında toplanmıştı. Ben de kendi yerime, daha doğrusu sehpama geçip oturdum. Herkes bana ucube görmüş gibi bakıyorlardı. Tek tek hepsinin gözlerine bakıp annemde durmaya karar verdim. Her zaman olduğu gibi çilemi annem çekecekti. "Ne var? Neden bakıyorsunuz? Bu sabah gereksiz işlerle vakit kaybetmek istemiyorum! Kaybetmemem gereken birçok şey kaybettim zaten!" dedim çatık kaşlarımla. Herkes bakışlarını başka yöne çevirdi. Rahatsız ve biraz da sorunlu olduğumu anlamışlardı. Annem hariç...
Annem, yere doğru eğildi. Terliğine uzandığı belliydi. Terliğini eline alıp koluma vurdu hafifçe. "Kendine gel, yavrucuğum! Ergen misin, kızım sen? Ne bu tavırlar?" dedi. Asla annemle yarışamazdım. Başımı öne eğdim. "Özür dilerim, anneciğim. Uyku sersemiyim ya, ondan öyle dedim." diyerek durumu toparlamaya çalıştım. Annem biraz daha sakinleşmiş görünüyordu. "Benim sersem kızım, şimdi gidiyorsun doğru banyoya, yüzünü yıkıyorsun, saçlarını tarıyorsun. Ayağına da terlik giy. Çocuğun olmayacak." dedi. Son cümleyi alay etmek için söylemişti. Genelde söylerdi bunu. Onu ikiletmeden, oturduğum yerden kalktım. Söylediği gibi doğru banyoya gittim.
Annemin söylediği gereksiz işleri hallettikten sonra, insana benzediğime emin olunca yeniden mutfağa döndüm. Pek iştahım yoktu zaten. Annem bana tost yapmıştı. Annem bana her ne kadar kızsa da bu asla uzun sürmezdi.
Annemin hazırladığı tostun yarısını yiyip, sofradan kalktım. Hâlâ masada oturanlara, "Afiyet olsun." deyip odama yöneldim. Dolabımda asılı olan formamı çıkarıp giydim. Saçlarımı zaten kahvaltıdan önce taramıştım. Salık bırakacaktım. Kapının önünde ceketini giyen babama seslendim. "Baba, beni okula sen bırakır mısın?" diye sordum ona doğru yaklaşırken. Başını sallayarak onayladı beni. "Olur, kızım. Hadi, biraz acele et. Geç kalmayalım." dedi. Umursamazca cevap verdim. "Çantamı alıp geliyorum." dedim. Odama yöneldim. Hızlıca çantamın içine birkaç defter ve kitap koyup yeniden babamın yanına döndüm. Babam ayakkabılarını giyiyordu. Ben de kot ceketimi ve ayakkabılarımı giydim. Salona doğru bağırdım. "Anne, biz çıkıyoruz!" dedim. Babam, şaşkın bakışlarla beni süzüyordu. "Bu şekilde bağırman neye yarıyor?" diye sordu sakince. Merdivenlere yönelmişken omuzlarımı silktim. "Hiç. Sadece alışkanlık." dedim. Babam da peşimden inmeye başladı merdivenleri.
Apartmandan çıktıktan sonra Cemre'nin evine doğru yaklaştım. Tam ona bağıracaktım ki telefonuma mesaj geldi.
Gönderen: Çatlak Kankam
"Görkem, sana haber veremedim ama Eymen geldi beni almaya. Çok tatlı değil mi? Neyse okulda görüşürüz."
Her şey ne kadar da mükemmel(!) Herkes etrafa neşe saçıyor! Bu sabah tek mutsuz, ben olmalıyım sanırım!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ALEV ALEV
Teen FictionGÖRKEM'DEN... Ben aşka inanmayanlardandım. Belki azınlık gruptaydım. Belki beni aşka inandıracak biri çıkmadı karşıma. Belki bu yüzden o güne kadar hiç sevgilim olmadı. İhtiyaç da duymuyordum zaten. Onunla tanışana kadar... Onu böyle delicesine seve...