LXIV. Kötü Şaka & Defter

6.2K 367 15
                                    

''En azından bazı şeyleri düzeltebildiğim için mutluyum,'' dedim Claude'a, kendi kendimi avutmaya çalışarak. ''Artık Aiden da hayatımızdan çıktığına göre, daha planlı ve mantıklı olabilirim.''

Şöminenin başında durup ellerini ısıtıyorken beni onayladı. ''Kral'a tüm o maceralarınızı ve şekil-değiştirici kokusunu gizleyen formülü anlattın mı?''

Uzandığım koltukta, gözlerimi tavana diktim ve parmaklarımla oynamaya başladım. Elbette Adrian'a kuğu adamları anlatmamıştım. Ne diyecektim ki zaten. Nasıl söylenirdi bilmiyordum. ''Hayır, Claude. Yani evet, formülden haberi var ama başka bir şey bilmiyor.''

''Ve hala sır saklamaya devam ediyorsun,'' Şöminenin önünde ellerini yeterince ısıttığına karar verip, ayak ucuma oturdu. ''Bazen davranışlarına anlam veremiyorum.''

Gözlerimi kısıp ona baktım. Kesinlikle yardımcı olmuyordu ve yaptığı tek şey beni biraz daha endişelendirmekti. ''İyi o halde,'' dedim meydan okuyan sesimle. ''Ona söylememe yardım et.''

Ellerini omuz hizasında kaldırıp geri indirdi. ''Beni aranızdaki meselelere bulaştırma, Daisy. Sen halledebilirsin.'' Yapmacık bir destekle söylediğinde, gözlerimi devirdim.

''Tabii ya, zaten her şeyi kendim hallediyorum. Seni neden sürüme aldım onu bile bilmiyorum.'' Onu kızdırmak için takıldığımda, kıkırdadı. Kızgın suratımı gülmemek için zorlarken, düzenli adım sesleri duyuldu.

''En son onu sürüden attığını hatırlıyorum,'' dedi ince bir kız sesi. Başımı kaldırıp Aleah'a baktım. ''Sanırım bir karışıklık olmuş olmalı.''

Claude derince nefes alarak ona baktı. ''Kes sesini, Aleah. Ben daimi üyeyim.'' Tek kaşını kaldırarak söyledi ve elime geçen ilk yastığı ona attım.

''Biraz nazik ol,'' diye uyardım. ''O bir bayan.''

Aleah'la ellerimizi çakıştırdığımızda, Claude şaşkınlıkla bizi izliyordu. ''Kız dayanışması, öyle mi? Hem o daha reşit bile değil, bu yüzden bayan olduğunu kesinlikle reddediyorum.''

Dudaklarımı büzdüm ve koltuktan doğruldum. ''Ah aklıma geldi de, reşit olmayanlar vampirlerle çıkamazlar.''

Claude birkaç ufak kahkaha patlatırken, Aleah korkmuştu. ''Ne? Ama neden? Vampir Hukuku'nda böyle bir kuraldan bahsedilmiyor!'' Heyecanla söyledi.

Claude'a bakıp göz kırptığımda, yüzümü olabildiğince ciddi tutmaya çalışıyordum. ''Artık var. Bu maddeyi Adrian'la tartıştık ve o da beni haklı buldu.'' Ona oyun oynarken, Aleah bunu çoktan ciddiye almıştı.

''Sana inanamıyorum, Daisy!'' diye isyan etti, hayal kırıklığıyla. ''Mutlu olmamı istiyorsun sanmıştım.'' Sessizce söyleyip, kollarını göğsünün üzerinde çaprazladı. Neredeyse ağlayacaktı.

''Ne yapacaktın, Kai'yle evlenecek miydin?'' Claude umursamazca söylediğinde, ona Adrian'la verdiğimiz kararı anlatmadığımı hatırladım.

Aleah aniden koltuğun kollarını kavrayıp ileri atılınca, Claude aynı şekilde karşılık verdi. Ne zaman buraya geldiğini bile bilmediğim Kai'nin ise sivri dişleri çoktan ortadaydı ve kızgın bakışları Claude'a yönelmişti.

Şakayı getirdikleri hale bakarak, başımı iki yana salladım. ''Kai, o dişlerini geri çek yoksa onları kıçına sokarım. Ve Claude, tanrı aşkına lütfen konuşmayı keser misin? Şakanın da bir sınırı var.''

PHENOMENALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin