LXXV. Not & Satılık ev

6.1K 384 28
                                    

''Yani daha önce evlendi?'' diye sordum, onaylatmak için. Buna şaşırmadığım söylenebilirdi. Daha önce hiç düşünmemiştim ama, binlerce yıl bekar kalması zaten kulağa mantıklı gelmiyordu.

''Evet, birkaç kez.'' Basit bir şeymiş gibi söyledi. Eski zamanları anımsamaya çalışırcasına uzaklara daldığında, vampirler için bunun ne kadar zor olduğunu fark ettim. Binlerce yıl birikmiş anıları hatırlamak zor olmalıydı.

''Pekala, insan biriyle evlendiği oldu mu hiç?'' Merakla sordum. Kafasını iki yana salladı, ama daha sonra aklına bir şey gelmiş gibi öne doğru eğildi. 

''Hayır, ama insan sevgilisi oldu. Hatta ona sonsuzluğu teklif etti, fakat kız istemedi. Uzun bir konu.'' Kestirip atmasına izin vermeyecektim. Hikayenin geri kalanını merak ediyordum. İlk önce bundan bahsedip, sonra istediği zaman konuyu kapatamazdı.

''Yani Adrian onu vampire dönüştürmek mi istedi?'' Sorumla birlikte, Kai'nin göz devirişine maruz kaldım. Sehpanın üzerindeki fil biblosunu alıp rahatça arkasına yaslandı, ve bibloyu incelemeye koyuldu.

''Öyle. Ama kız istemediğinden, Kral onu bunun için zorlamadı. Onu serbest bıraktı.'' Gözleri bana kaçamak bir bakış attığında, o zamanları hayal etmek ile meşguldüm. Adrian'ın yaptığı şey çok hoştu. Kızı olmak istemediği bir şeye dönüştürmek konusunda zorlamamıştı. Halbuki istediği her şeyi yapabilecek ve yaptırabilecek kadar güç sahibiydi.

''Oh,'' Ağzımdan bu hayranlık dolu sesin kaçmasını engelleyemedim. Bacaklarımı koltuğun üstünde çaprazlayıp, daha konforlu bir konum aldım. ''Bunu bilmiyordum. Bu çok nazik bir davranış.''

Kai bibloyu yerine koyup, ayağa kalktı. ''Evet, fakat zor zamanlardı. Kral için ve dolayısıyla bizim için.'' Merdivenlere doğru yönelirken, onu izledim. ''Sanırım bu kadar yeterli. Aleah'ın yanına dönmeliyim. Söz verdiğin gibi, gidip uyu.''

Birkaç basamak çıkmıştı ki, ''Kai,'' diyerek onu durdurdum. Söyleyeceklerimi dinlediğini belirtecek şekilde bana baktı. Kararsızdım ama fazla zamanım yoktu. ''Seni gördüm. Onun yanındaydın ve ağlıyordun.''

Açıklama yapmasını umuyordum ama Kai yalnızca boş boş bakmaya devam etti. Yüz hatları bir saniyeliğine sertleşti, ve hemen sonra eski halini aldı. Yukarı çıkmaya devam ederken. ''Rüya görmüş olmalısın.'' dedi.

Üstüne gidip onu daha fazla zorlamadım. Yeniden adını seslendiğimde, bıkkın şekilde adımlarını yeniden durdurdu. ''Evimde seks yapamazsınız, yalnızca ufak bir hatırlatma.''

Kirli sözcüklerime karşı, ''Tanrım.'' diye mırıldanması beni güldürdü. Hiçbir şey söylemeden yukarı çıkmaya devam ettiğinde, bu sefer onu durdurmadım.

Koltuğun kenarındaki battaniyeyi kolumun altına sıkıştırıp, onun ardından ben de kendi odama yöneldim.

***   ***   ***

''Daisy.'' Kulağıma adımın fısıldanması ve yüzüme çarpan sıcak nefesle, bilincim açıldı. Ani hareketle yastığımın altından çektiğim bıçağı, üzerime eğilmiş kişinin boynuna dayadım. Elbette o zamana kadar bu kişinin Adrian olduğundan haberim yoktu.

Bıçağı kavramış olan elimi tuttu ve, ''Hey,'' dedi. ''Yalnızca benim. Sakinleş.'' Derince nefes verdim ve bıçağı geri yerine koyup yatakta doğruldum. Uyanmak için gözlerimi ovuştururken, ikimiz de sessizdik.

''New Orleans'a gitmemiş miydin?'' Soruma karşılık gülümsedi, ve omuz silkti. Banyoya gitmek için ayağa kalktığımda, eşofmanımın çözülmüş bel lastiğini bağladım.

PHENOMENALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin