Bölüm 36 "Kutlama"

2K 122 35
                                    

Tabağımdaki sebzelerle bakışırken hayatımdaki taşların teker teker yerine oturduğunu hissediyordum. Tüm sırlar ortaya çıkmış beni yakıp yıksa da bunlara göğüs gerebilmiştim.

Artık bu dünyada affetmeyeceğim insanlar vardı ölene kadar onlara olan öfkem tazeliğini koruyacaktı.

O kadar kötü bir durumdayım ki annemi bile affedemiyordum. Kafamın içindeki ses onun da hataları olduğunu bas bas bağırıyor bir dakika bile unutmama izin vermiyordu ama onun suçlu olması onu sevmeme engel değildi. Onun uğruna ablamı kaybetmeyi, hayatımı parmaklıklar ardında geçirmeyi göze almıştım.

"Beni takip ettirme sebebiniz korumak değil de güvenilir olup olmadığımı anlamaktı değil mi?" bu gerçeği bugün bahçede yürüyüş yaparken fark etmiştim. Mali işlerimden sorumlu Ebruyla konuştuktan hemen sonra aklımı kurcalayan bu detay sonunda mantığıma oturmuştu.

Hala baba diyemediğim Levent bey çatalını ve bıçağını bırakıp bana döndü zaten sessiz bir yemekti ama sorumla ortam daha sessizleşmiş gibiydi.

"Her ikisi de diyebilirim. Annenle yaşanılan hadiseden beri güven problemlerim olduğu doğru Bekir denen adam birden çıkıp kızım olduğunu sana sahip çıkmamı söylediğinde şüpheyle yaklaşmam çok normal değil miydi sence?"

Şimdiki zamanda yaptığımız her davranış geçmişteki yaralarımızdan izler taşıyordu. Onu bana güvenmediği için suçlayamazdım.

"Haklısınız. Peki güvenilir olduğumu düşündüğünüz için mi benimle tanışmak istediniz?" Ne olmuştu da Yücel birden evime gelip beni buraya Ersoy ailesinin içine getirmişti?

"Onur sana güvenebileceğimi söyledi ben de ona güvendim. Güvenimde haksız olmadığımı görüyorum şimdi."

Yanımda konuşma boyunca sessiz kalan Yücel'e döndüm "Bana çok güveniyorsun galiba" dudağının sağ tarafı etkileyici bir şekilde kıvrıldı ve yandan bir gülüş sundu bana "Güvenmesem ortak olmazdık değil mi?"

Bana baktığını bilsem de benim bakışlarım dudaklarının sağındaki tehlikeli kıvrımdaydı. "Onur abi ne ortaklığı" Doruk'un meraklı sesi beni ancak kendime getirebilmişti.

Yücel bakışlarını yüzerimden çekip karşısında oturan Doruk'a yöneltmiş sorusunu da suyundan bir yudum alırken sanki dünyanın en normal konusundan bahseder gibi söylemişti "Ablan benim barıma ortak olmak istedi ben de kabul ettim." Doruk'un kahve gözleri şaşkınlıkla büyürken neden böyle bir tepki verdiğini anlamaya çalışıyordum.

"Off beni de işe alın hep beraber çalışırız süper olur." Heyecanlı kelimelerini Levent beyin sesi bölmüştü "Doruk sen önce bizim şirketteki işten kaytarma sonra gider barda çalışırsın. Bu arada hayırlı olsun oğlum ortaklığınızla beni de şaşırttınız ne zaman ortak olacak kadar yakın oldunuz ki siz?"

Levent bey haklıydı tanışalı ne kadar olmuştu 4 gün mü tabi ondan önce aylarca Yücel'in beni takip etmesini saymazsak.

"Hisselerimi Güven Mimarlıktan çekmeye karar verdim. Yatırım yapmak bana uygun geldi şu sıralar bu tarz mekanlar güzel iş yapıyor."

Levent bey Güven Mimarlıktan hisselerimi çekmemi mantıklı bulmuş olacak ki sesini çıkarmadı. Yaşanılanlardan sonra karşı çıksa abes kaçardı zaten.

"Hisselerini kime satacaksın?" bu daha önce düşündüğüm bir konuydu.

"Önce yabancı birine satmayı düşündüm ama Burkay ve Duygu şirketin hissedarlarından onların ya da çocuklarının geleceğini dayımın suçu yüzünden mahvedemem. Aile şirketi olduğu için dayım hisselerimi itiraz etmeden alacaktır."

SENGERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin