Bölüm 72 "Yakıcı Gerçekler"

1.8K 170 43
                                    


Merhaba çok değerli okuyucularım. Biliyorsunuz hikaye finale yaklaşıyor. Final hakkında düşüncelerinizi bu bölümdeki yorumlara veya profilimdeki duyuruya yazabilirsiniz. Tüm yorumlarınızı okuyorum.


****

Yücel, uğruna ölmeyi de öldürmeyi de göze aldığım gözlerini açalı 5 gün oldu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Yücel, uğruna ölmeyi de öldürmeyi de göze aldığım gözlerini açalı 5 gün oldu. Tabi gözleri bahaneydi ona bu kadar bağlanmamı sağlayan şey fiziksel özellikten öte o gözlerde gördüklerimdi.

İlk tanıştığımız zamanları hatırlıyorum ondan pek hoşlanmamıştım zaten o da bana kendini pek açmamış belki de doğru zamanı beklemişti, bilmiyorum.

Sonra bana kendini açmaya karar vermiş olacak ki ne zaman gözlerine baksam çocukluğu dahil tüm hayatının acılarını görüyordum. Onu kara elmasa benzetmem de bu yüzdendi yüzü gözü is, kir içinde kalmış çocukluğu simsiyah elmas gibi gözlerinde parlıyor her şeye rağmen oradan bana umutla el sallıyordu.

Onun çocukluğu elmastı.

Ben kendi çocukluğumu ne kadar parmaklıklar ardında bıraksam da sevdiğim adam çocukluğunu gözlerine hapsetmişti.

Şimdiyse onu benden sakınıyordu.

Yanımda olamadığı için özür dileyen adama ne oldu?

Çıldırıp çaresizce duvarı yumruklamamak için kendimi zor tutuyordum. 2 gün önce fizik tedaviden iyi sonuçlarla çıkmış kahvaltımızı her zaman olduğu gibi odada yaparken birden 'Necati öldü değil mi?' diye sormuş ben elimde çatal öylece suratına bakmıştım bahane bulamadan cevabı çoktan sessizliğimden anlamıştı. Ardından iştahı olmadığını söyleyip kendini uykuya vermişti.

Saat gece yarısına geliyordu ve 2 gündür sürekli uyumak istediğini söyleyip elmas gözlerini kapatıyor benden sakınıyordu.

Büyük bir suçluluk duygusuyla kavrulduğunu biliyordum. Hatta benim Necati için hissettiğim duygunun kat be katıydı ama kendi kabuğuna çekilmesi bana komadaki günlerini hatırlatıyordu.

Onu böyle görmeye dayanamıyorum.

Sevdiğim adamın yanında olup acısını hafifletmek istiyor ama yapamıyordum. İkili koltukta öylece oturmuş onun pencereye dönmüş bedeninden sırtını izliyor ve duvarları yumruklamak istiyordum.

Ona iyi gelemiyorum, yanında olamıyorum, bana içini dökmüyor.

İşe yaramayacaksam bu odada işim ne benim? Neden nefes alıyorum ki?

Düşüncelerim sapmaya başladığında parmağımdaki kabuk tutmuş yarayı kendime gelmek istercesine tırnakladım. Bu yeni alışkanlıklarımdan biriydi. Yanığın iyileşmesine izin vermiyordum.

SENGERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin