Bölüm 18 "Hesap"

2.6K 136 3
                                    


Eve geldiğimizde yaşadığım şehre akşam çökmeye başlamıştı. Ayakkabılarımı çıkarıp anahtarlarımı yavaşça yerine bıraktım, salona adımlarken Ayaz da beni takip ediyordu. Bugün yaşadıklarımız kolay değildi. 

Her zamanki yerime çöktüğümde Ayaz da yanıma oturmuştu. Dün gece beraber uyuyup sabah hiçbir şey söylemeden çıkmıştım evden. Acaba kendini kötü hissetmiş miydi?

Hissetse söyler miydi? Açıkçası söylemesini isterdim. Gerçi güzel duygularla gözlerime bakması kötü hissetmediğini gösteriyordu. 

Bir elini saçlarıma attı ve yavaşça omzumdan geri itti "Burkay'a kızma, o sadece günün şokundan öyle konuştu seni ne kadar sevdiğini biliyorsun."

Kızmadım, kırıldım.

Gülümsedim daha iki gün önce yanında ben varım demişti ama Burkay bana sözlerini sıralarken ağzını bile açmamıştı. Kimseye inanmamam gerektiğini zaten biliyordum ama Ayaz'ın sözünü bu kadar kolay yiyebileceği aklıma gelmemişti. 

Ona sözünü tutmadığı için kızamadım. Beni savunmak zorunda değildi eğer savunulacak tarafım olsa bunu kendim yapardım. Sadece kırılmama engel olamıyordum.

"Kızgın değilim. Burkay haklı Duygu'yu çok kırdım benim yüzümden bu halde." Sol eli hala saçımda geziniyordu. Gözlerimi kapatıp başımı eline yaslamak istedim.

Yapamadım.

Senin suçun değil demedi. Sadece başını bana biraz daha yaklaştırmakla yetindi. Gözleri dudaklarımdaydı.

Öpmek mi istiyordu? 

Ben istiyor muydum? 

Ben sadece senin suçun değil demesini istiyordum ama ben bile kendimi suçlarken o neden suçlamasın ki?

Artık umurumda değildi, ben de başımı biraz daha ona yaklaştırdım.

Benden onayı aldığında elleri saçlarımdan yanağıma indi. Önce sol baş parmağı dudaklarımı okşadı diğer eli de yanağımdaydı, biraz daha yaklaşıp dudaklarını dudaklarıma dokundurdu ve geri çekildi. Kısa bir öpücük beklemiyordum. Şaşırmıştım gözlerimi kapatmaya bile vakit bulamamıştım. 

Ayaz'ın göz kapakları aralandığında mutlu bakan elaları içime işledi.

Benden hoşlanıyordu emin değilim ama davranışları kendini fark ettiriyordu. 

Öpüşü... 

Öpüşü tarif etmek gerekirse bana dinginlik katıyordu. O iğrenç yemekten döndüğüm akşam onu öpmüştüm ve bu sayede biraz olsun aklımı kaçırmayı engellemiştim.

Ne zaman tuttuğumu bilmediğim bileklerini bıraktım o da ellerini yanaklarımdan çekti.

"Iı.." Parmağıyla hafifçe saçını kaşıdı "Yemek yiyelim mi?"  Doğrulup ayağa kalktı. 

Utanmış mıydı? 25 yaşındaki bir adam utanabilir miydi? Sanırım utanmıştı. 

Gülümsedim, benim cevabımı beklemeden mutfak kısmına ilerlemiş buzdolabının üstündeki paket servis magnetlerine bakıyordu, tatlıydı.

"Pizza yer misin?" Fazla karışık bir yiyecek şu an midemi bulandırırdı ama açtım. 

"Küçük boy margarita olur," dedim.

Sipariş ettiğimiz pizzaları beklerken Hakan'ı arayıp Duygu hakkında bilgi almıştım. Yeni doğum yapmıştı ve ona yardım edebilecek bir annesi yoktu bu sebeple Hakan'ın anne babası gelip onların yanında kalacaklardı. Kayınvalidesini çok tanımasam da herkes gibi Duygu'yu çok sevdiğini kendi kızı gibi gördüğünü biliyordum. Bir süre memlekete dönmez rehberlik ederlerdi en azından.

SENGERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin