Bölüm 38 "Electra"

2.2K 136 22
                                    

Akşam yemeği sakin geçmiş Levent Bey çalışma odasına Doruk ise bir şarkı için çalışacağını söyleyerek odasına çekilmişti. Levent Bey ile aramızda hiç baba kız ilişkisi olur muydu merak ediyordum. Günlerdir bir arpa boyu ilerleyememiştik ikimiz de birbirimize soğuk gözlerle bakıyor yabancı birine gösterilen nezaketimizle yaklaşıyorduk. Aramızda gözle görünmeyen ama olduğunu iliğime kadar hissettiğim buzdan duvarlar vardı.

Acaba benim mi adım atmam lazım? Bilmiyorum kafam çok karışık.

Şimdi Yücel ile salonda kahve içiyorduk. İkimiz de akıp giden haber bültenine dalmıştık ama ben kendimi haberlere veremiyor bambaşka düşüncelerin kıyılarında geziyordum.

Yarın kendi evime dönecektim bu kadar misafirlik yeterliydi. Hayatım başa sarılan bir film gibi Ayaz'dan önceki haline dönecekti tek farkla bu sefer ne ablam ne kuzenim hayatıma dahil değillerdi gerçekten yalnızdım. Tek umudum Doruk'un beni unutmayıp arada ziyaret etmesiydi.

Beni unutmazdı değil mi?

'İki taraf arasında çıkan silahlı saldırıda taraflar ağır hasar alırken ara kalan sivillerden 2si ağır 3 kişi yaralandı"

Kulağıma ilişen bu haber bana haftalar öncesinde izlediğim başka bir haberi hatırlattı 'Silahlı saldırı düzenlendi' başlıklı bir haberdi az çok hatırlıyor gibiydim.

"Yücel" dikkatini vermesi için ona seslenmem gerekti aynı odada ama bambaşka dünyalardaydık.

"Hm. Efendim?"

"Mekanımı taradılar gibi bir şey demiştin. Tadilatta olma sebebi de oymuş hatta. Haberlere çıkmış mıydı bu durum?"

"Birkaç bültene çıktı ama yayılmasını biz engelledik. Müşteri kaybetmek istemedim." Mantıklı bir hareketti.

"Saldırı olduğunda birileri yaralandı mı? Zaten bu duyulduysa çoktan müşterilerini kaybetmişsindir." İnsanlar doğal olarak ölüm tehlikesi yaşadıkları yere gelmezlerdi.

"Dış cephe hariç hiçbir şey zarar görmedi. Tadilatın sebebi yeni bir imaj sergileyip insanlardaki kötü anıları silmek hatta yeni isim bile düşünüyorum."

"Mantıklı, var mı aklında bir şeyler?"

"Var ama artık ortak olduğumuza göre beraber karar vermeliyiz." Henüz kağıtları imzalamasak da bana fikir hakkı sunması güzeldi. Böyle konuştuğunda ortaklık işini daha rahat benimsiyordum.

"Tamam ben de düşünürüm bir şeyler sonra seçeneklerden karar veririz."

Haber izlemekten canım sıkıldığı için bir şeyler önerdim. "Aslında mekanı görmek isterim şimdi gidip bir baksak mı?" kanepenin koluna başımı yaslamış ayaklarımı yanımda toplamış ona bakıyordum.

Evde olmasına rağmen üstünde hala gömlek ve kumaş pantolon vardı. İçi sıkılmıyor muydu böyle gezmekten nasıl bir alışkanlıksa Levent bey de sürekli takım elbiseli geziyordu. Bu benim de sürekli pantolonla gezmeme sebep oluyor ister istemez ciddi giyinmem gerekiyormuş gibi hissettiriyordu.

Önce sol bileğinde pahalı duran saatine bir bakış attı sonra çok uzun olmayan saçlarını biraz karıştırdı bu onun bir şeylere karar vermeye çalıştığını gösteriyor gibiydi.

"Olur, gidelim hadi." Birden ayaklanmasını beklemediğimden öylece kıpırdaman kalsam da kendimi toplayıp ben de ayağa kalktım ve evden çıktık.

Bir görevliye arabayı getirmesini rica etmişti. "Hani Levent beye haber vermedik. Babalara haber verilir diyordun." Daha önceki konuşmamıza atıf yaptığımda gülümsedi yanımda basamaklarda dikilmiş elleri ceplerinde arabasının gelmesini bekliyordu.

SENGERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin