Bölüm 40 "Küçük Kardeş"

2K 131 10
                                    

Sabah günlerdir uyuduğum koltukta tek başıma uyanmıştım. Dün gece en son Yücel'in başının bacaklarımda yattığını hatırlıyordum sonra uyuyakalmış olmalıydım.

Dün geceyi düşünmek ikilemde kalmama sebep oldu gerçekten Yücel gelse şuan burada olması gerekmez miydi? Kafam iyiden iyiye karışmıştı. Sehpada bitmiş şarap şişesi bana gece yaşadığım her şeyin sarhoşken görülmüş bir rüyadan ibaret olabileceğini söylüyordu. Ama rüyamda Yücel'in geçmişi hakkında o kadar detaylı uyduramazdım. Uydurabildiysem işte o zaman bu yaratıcılıkla kitap yazmayı düşünebilirdim.

Daha fazla karmaşaya yol açmamak salonun bir köşesindeki telefonum adeta bana göz kırptı. Yücel'i aramaya karar verdim.

Günlerdir elime almadığım telefonumun iyice azalmış şarjına baktım. Bir saat kadar idare ederdi. Doruktan gelen birkaç mesajı okudum iyi olup olmadığımı sormuştu. Ona cevap verip nasıl iyiyim diye yalan söyleyebilirdim ki?

Yapamadım

Mesajları geçip Yücel'in adını rehberimden bulup ara butonuna tıkladım. Telefonu üç dört çalıştan sonra açıldı.

"Direnç?" onu aramama şaşırmış olması dün gecenin rüya olduğunu niteliyordu sanki

"Günaydın. Rahatsız etmiyorum umarım." Telefonu açması uzun sürmüştü müsait olmayabilirdi.

" Yeni mi uyandın? Saat öğleyi geçiyor. Rahatsız etmiyorsun ama aramanı beklemiyordum, şaşırdım."

"Dün gece uyuyakalmışım seni de göremeyince arayayım dedim." Birden çıkıp ne dün gecesi derse yerin dibine girerdim.

"Sabah erken çıkmak zorunda kaldım. İşle ilgilenmem gerekti benim yüzümden koltukta uyumak zorunda kaldın kusura bakma." Sen yokken de koltukta uyuyordum demedim.

"Bugün Pazar değil mi ne işi?" ben evdeyken hiç işe gitmemişti ama Pazar günü çalışacak kadar işkolik olduğunu bilmiyordum.

"Patron olunca tatilin de olmuyor. Yeri geliyor bir pürüz çıkıp seni en tatlı uykundan uyandırabiliyor." Patron olmaktan hoşlanmadığı sesinin her tınısından belli oluyordu.

"Bar işletmeye karar vermekle en doğru tercihi yapmışım o zaman."

"O niye?" insanın gülümsediğini telefonla konuşurken anlayabilir miydiniz? Ben sanki şuan anlayabiliyordum.

"Erken uyanmak zorunda kalmayacağım." Ben sözlerimde ciddiydim ama Yücel'in keyifli kahkahası ciddiyetten çok uzaktı. "Ne yani gündüz barın düzenlenmesi gece için hazırlanması gerekecek çalışanların başında durman gerekecek bunu düşünmediğini söyleme bana."

"Tabi ki düşündüm onu da ortağım hallediversin. Boşa mı ortak aldım? Aaa"

"Sen aldın yani beni? Ben kabul etmedim seni ortaklığa öyle mi diyorsun şimdi?" Tabi ki o benim teklifimi kabul etmişti ama bunu onaylayacak halim yoktu ortaya bir laf atmıştım arkasında duracaktım.

"Hıhım aynen öyle oldu dediğin gibi. Neyse senin işin vardır ben kapatayım."

"Yarın sana imzalaman gereken evrakları göndereceğim inceler hoşuna gitmeyen bir madde olursa söylersin değiştiririz. Olur mu?"

"Tamam ama ben daha hisselerimi satamadım biraz bekleyemez misin?" Ortada daha para yoktu.

"Para işi halledilir tadilat neredeyse bitti bir an önce açalım, açabilmemiz için imzan gerekli başka resmi evrakların da düzenlenmesi gerekiyor çünkü"

"Peki tamam yarın gönderirsin görüşürüz."

"Daha fazla sigara içme gece uyurken bile öksürüyordun." Salonda kamerası mı vardı bu adamın? Daha yeni bir dal sigara yakmışken üstüne bunu söylemesi çok garipti.

SENGERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin